* İbâdet; emredilenlerle amel edip, yasak edilenlerden sakınmaktan ibarettir. Hazret-i Ali (Radıyallahü anh)
* Mal biriktirme hırsı olan kimseler, her zaman sıkıntı ve üzüntü içinde olurlar. (S. Emir Hanze Rahmetullah aleyh)
… NİCE NİCE
Nice eşkıyalar tövbe ederek
Evliya olmuştur vakti gelince
Allah hidayet verince kula
Zikir ehli olur her gün her gece.
Günahkârım diye ümitsiz olma
Hep ümitkar ol günaha dalma
Yürü hak yolunda geride kalma
Allah dostu velî var nice nice.
Kutsal kitabımız KUR’ÂN’ı oku
İlmi nakış nakış gönlüne doku
Güllerden alırsın rayiha koku
Ebcedi unutma sen hece hece.
Sözlerim öncelik kendi nefsime
KELİMEYİ ŞEHADET son nefesime
Şahit ol Allah’ım duâ sesime
Yalvarırım sana gizli gizlice.
Reyyan kapısından Cennete yürü
Karşılasın seni Cennetin gülü
Orhan diyor ki olma öbürü
Nasipsiz gidenler var nice nice.
Orhan Orgarun
ÖMÜR KAÇ GÜN? (8)
Mezarlık Ve Kabir Ziyareti…
Kabir ziyâreti bize ahiret hayatını hatırlatır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “KABİRLERİ ZİYARET EDİNİZ. ÇÜNKÜ KÂBİRLERİ ZİYARET, SİZE ÂHİRETİ HATIRLATIR.”
Peygamberimiz (s.a.v.), annesi Âmine’nin mezarını ziyaret etmiştir. Ayrıca her yıl UHUD ŞEHİTLERİNİ, bazen de Medine’deki BÂKÎ MEZARLIĞINI, ziyarette bulunur, duâ ederdi. Hz. Âişe’de, Mekke’de bulunan kardeşi Abdurrahman’ın kabrini zaman zaman ziyaret ederdi.
Kabirler CUMA ve CUMARTESİ günleri de ziyaret edilebilir. En azından BAYRAM günlerinde ziyaret edilmelidir.
Kabirlere doğru namaz kılmak ve kabirler üzerinde oturmak doğru değildir. Peygamberimiz (s.a.v.) “KABİRLERİN ÜZERİNE OTURMAYINIZ, ONLARA DOĞRU NAMAZ KILMAYINIZ” buyurmuştur.
Peygamberimiz (s.a.s.) (Medine deki) BAKÎ MEZARLIĞINI ziyaret ederken şöyle selam verirdi. “ES SELÂMÛ ALEYKÛM, EY MÜ’MİNLER YURDUNUN SAKİNLERİ! BİZLER DE İNŞALLAH SİZLERE KAVUŞACAĞIZ, YÜCE ALLAH’TAN BİZİM VE SİZİN İÇİN AFİYET (HER TÜRLÜ KEDERDEN SELÂMET) DİLERİM.” buyurmuştur.
Mezar taşlarına el ve yüz sürmek, ölülere adak yapmak, kabirlerden istekte bulunmak ve mezarlıkta yüksek sesle konuşmak da, dinimizce uygun değildir.
Ayrıca kabirleri çiğnemek ve kabir üzerinde uyumak da mekruhtur. Mezarlıklarda yaş ağaçlar kesilmez, yeşil otlar yolunmaz. Ancak kurumuş olan ağaçları kesmekte ve otları yolmakta bir sakınca yoktur.
Dinimiz, insana büyük değer verir. Hayatında olduğu gibi ölümünden sonra da insana, insan olarak saygı gösterilmesini emreder. Nitekim bir insanın hayatına kast etmek dinimizce büyük günah olduğu gibi ölmüş insanın cesedine saldırmak ona tecavüz etmek, mezarlıkları tahrip etmek de yasaklanmıştır.
Kabir ziyaretini de İslâm’ın insana verdiği değerin belirtilerinden biri olarak değerlendirebiliriz.
Kabir ziyareti, hem bizden önce bu dünya misafirhanesinden âhiret yurduna göçmüş yakınlarımızı ve din kardeşlerimizi hayırla anmayı vesile olur, hem de ölümü ve ahireti düşünmemizi sağlar. Ahiret’e hazırlıklı olmamızı hatırlatır. Bu yönüyle kabir ziyareti dinimizce tavsiye edilmiştir.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), “KABİRLERİ ZİYARET EDİNİZ. ÇÜNKÜ KABİRLERİ ZİYARET, SİZE AHİRETİ HATIRLATIR” buyurmuştur. (İbn Mâce, Cenâiz, 47)
Kabir ziyaretinde bulunurken dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar vardır:
Ziyaret sırasında, öncelikle İslâm’ın TEVHİD (Birleştirme. Allah’ı tek ve bir varlık olarak görmek, Tanrı’nın tek olduğuna inanmak.) anlayışına ters düşen, inanç esaslarıyla bağdaşmayan tutum ve davranışlardan uzak durulmalıdır. Kabirlere karşı namaz kılmak, bir kısım ihtiyaç ve dileklerinin yerine gelmesini ölülerden istemek, ölülere adakta bulunmak, mezar taşlarına yüz sürmek gibi.
Kabir ziyaretinde bulunan kişi kabrin yanına gelince uygun bir şekilde selâm verir. Sevabını ölülere bağışlamak üzere Kur’ân-ı Kerim okur. Hem kendisi, hem de ölmüşler için duâ eder. Ziyaretini tamamlayınca yine sükûnetle ve çevreye zarar vermeden tamamlar ve mezarlıktan ayrılır.
Kur’ân-i Kerîm’de her canlıların ölümü tadacağını bildirmiştir. (21. Enbiyâ Sûresi, Âyet/ 35)
Can taşıyan insanlar için geçerli olan bu durum ilahî bir kanun olup ilk insan Hz. Âdem’den beri devam etmektedir. Yine ilk insan Âdem’in iki çocuğundan birinin diğerini öldürüp cesedini ne yapacağını düşünürken, Âllahu Teala’nın yeri eşeleyen bir karga görmesi üzerine; BİR KARGA KADAR OLAMADIM (5. Mâide Sûresi, Âyetler/ 27-31) diyerek kardeşini toprağa gömmesiyle başlayan insanların toprağa gömülerek defnedilmesi işi günümüze kadar gelmiştir.
Yakınlarını kaybetmeleri insanlar için büyük bir acı oluşturmaktadır. Acılarını hafifletmek, ölenleri hatırlamak ve duâ etmek için insanlar kabir ziyaretinde bulunurlar.
Dinimiz kabir ziyaretleriyle alakalı bazı düzenlemeler getirmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) bazı nedenlerden dolayı kabir ziyaretini önce yasaklamış, sonra ahireti ve ölümü hatırlattığını için, ağlayan kişinin kalbini yumuşattığı için bunu serbest bırakmıştır. (İbn Hacer, Fetu’l - Bari, III/ 493).
Kabir ziyareti erkek ve kadın Müslümanlar için menduptur. Kadınlar hayızlı veya lohosayken de kabir ziyareti yapabilirler. Kabirleri ziyaret eden kimse, kıbleye veya ölülerin yüzüne karşı dönerek: EY KABİR HALKI! ALLAH’IN SELÂMI ÜZERİNİZE OLSUN. İNŞALLAH BİZ DE SİZE BİR GÜN KAVUŞACAĞIZ, DİYEREK SELÂMLAR.
Kur’ân Ne Diyor?
“(Resulüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (7. A’râf Sûresi/ Âyet/ 199).
“Allah Teâlâ sizin kalıbınıza ve malınıza bakmaz, kalbinize ve amellerinize bakar. (Hadis-i Şerif)
