Bandırma Demokrasi Platformu tarafından günler önce başlayan "GEÇİNEMİYORUZ" eylemi hazırlıkları bugün Cumhuriyet alanında bir araya gelen platform bileşenleri tarafından yaşanan ekonomik krizi protesto edildi. Halktan yana, emekten yana bir bütçe istendi.
Cumhuriyet alanına ellerinde pankartlarla gelen Bandırma Demokrasi Platformu bileşenleri, dönem sözcüsü Erdal Doğru'nun konuimasını tezahüratlarla desteklerken, ardından şiirsel seslenişlerle emek çevresinin duyguları haykırıldı.
Bandırma Demokrasi Platformu dönem sözcüsü Erdal Doğru tarafından okunan basın açıklamasında;
PAHALILIK VE İŞSİZLİĞE HAYIR! GEÇİNEMİYORUZ!
İşçiler, Köylüler, Emekçiler, Emekliler, İşsizler, Öğretmenler, Çiftçiler, Küçük Esnaflar
Geleceği elinden alınmış ülkesinden umudunu kesmiş yurtdışına gitmek için can atan GENÇLER özgürlük, Demokrasi ve Çağdaşlık mücadelemizin temel taşı KADINLAR
Yoksulluğa, Adaletsizliğe, Eşitsizliğe, Pahalılığa, İşsizliğe HAYIR demek için bu meydanda toplanan Emekçi halkımızın Güzel yüzlü Güzel Yürekli İnsanları HOŞGELDİNİZ.
Bir avuç harami lüks şatafat içinde yaşarken işçiler, Köylüler, Emekçiler, Emekliler sefalete mahkûm ediliyor.
GENÇLERİN geleceği çalınıyor. Bu düzen ülkemizi gençlere dar etmeye çalışıyor.
Ülke tarihinin en büyük işsizlik rakamlarını pinokyo TÜİK bile açıklamakta zorlanıyor. Sokaktaki her dört kişiden biri işsiz, Kendi çocuklarına son model arabalar, bu ülkenin milyonlarına yoksulluk reva görülüyor.
Halk salgında ölüyor, işsiz kalıyor, sefalete mahkûm ediliyor.
Ekonomi şahlandı diyorlar.
Oysa çarşıda, pazarda şahlanan fiyatlardan başka bir şey göremiyoruz...
İşçiye, memura, emekliye yapılan zamlar enflasyon karşısında mum gibi eriyor.
Zaten doğru dürüst vergi ödemeyen Cengizlerin, Limakların, Kalyonların, Sabancıların, Koçların vergi borçları silinirken kamu bütçesi vatandaşın ödediği vergilerle finanse ediliyor.
Bu düzende Halk vergi rekortmeni, Patronlar servet rekortmeni oluyor.
Beni Başkan yaparsanız sizi uçuracağım diyenler Bizi uçuracağına doları uçurdu. 2018 de başkanlık seçiminden önce 4.81 TL olan dolar bugün 14 liraya yakın.
Mutfakta buzdolapları tamtakır, tencereler kaynamıyor.
Emekçiye yapılması gereken zamlar TÜİK'in uydurma, sahte, gülünç rakamlarıyla açıklanarak Halkımızla dalga geçiliyor.
ENAG ve İşçi sendikaları yüzde 50-60 enflasyon tespiti yapıyor. Ülkemizde Emekliler, Emekçiler, yoksul halkımız inim inim inliyor.
TÜİK ve benzeri kurumların başındakiler yandaşlık ve yalakalık yarışına devam ediyorlar.
Üretici KÖYLÜLER artık üretemez hale geldi. Mazotun, gübrenin, tarımsal ilaç ve tohumun HERGÜN zamlandığı bir ortamda küçük ve orta ölçekli üreticiler artık üretemez hale geldi. Üretim maliyeti ürünün fiyatından yüksek hale geldi. Bu koşullarda bırakın para kazanmayı masrafını çıkaramıyorlar.
Mercimekten ayçiçeğine, hatta hayvan yemi olarak kullanılan samana kadar bütün tarımsal ürünler dışarıdan fahiş fiyatlarla ithal edilmektedir. İthalatçı besleme şirketlere büyük paralar kazandırmak için ülkemiz insanını üretemez hale geldi.
Ülkenin seçilmiş belediye başkanları, siyaset insanları, akademisyenler tek adam rejiminde demokrasi dışı, hukuk, adalet dışı kararlarla görevlerinden alınıyor. Ceza evlerine dolduruluyor.
Sandık Sandık diyorlar işlerine gelmeyince sandıktan çıkan Halkın iradesi yok sayılıyor. Asla kabul etmiyoruz. Seçilmiş Belediye Başkanları görevlerine iade edilmelidir.
EMEKLİLER hayat pahalılığından perişan olmuş durumda.
Doğalgaza, elektriğe gelen zamlar, çarşı pazardaki hayat pahalılığı emekliyi yerle bir etmiş, nefes alamaz hale getirmiştir.
Emeklilerin ekonomik demokratik haklarını savunmak için kurulan Emekli sendikaları birbiri ardına kapatılarak Emeklinin örgütlü mücadelesinin önü kesilmek istenmektedir.
Eşitlik, adalet ve özgürlüğün olmadığı demokrasinin rafa kalktığı hukukun adaletin askıya alındığı bir düzende karnımızın doymayacağını yüzümüzün gülmeyeceğini geleceğe umutla bakamayacağımızı biliyoruz.
Doğamız, Madra dagımız, Kaz Dağlarımız, Kapıdağımız, Güney Marmaramız Emperyalist, Kapitalist yandaş şirketlerle talan ediliyor. Zeytinliklerimize göz koydular yok ediyorlar. Sularımıza, Derelerimize el koyuyorlar. Tarım arazileri OSB kurulması amacıyla talan ediliyor. Doğa, cevre katlediliyor. Buna sessiz kalmayacağız.
Sırf karlarına kar katmak için arıtma sistemlerini çalıştırmayan patronlar Marmarayı müsilaja boğdular, Kuşgölünü. Akan dereleri pisliğe boğdular, kuracakları OSB de çevreye duyarlı üretim yapacakları yalanına inanmamızı istiyorlar. Marmaranın kanser yuvası ikinci bir DİLOVASI olmasını istemiyoruz.. Halkımızın, çocuklarımızın sağlıklı bir doğada yasam hakkı önceliğimizdir. Katil sermaye geçit vermeyeceğiz!
Tarikatlar istedi diye İstanbul Sözleşmesi Feshedildi. Laiklik ve kadınların kazanılmış hakları tümden yok edilmeye çalışılıyor.
Yaşamlarımız pahasına savunduğumuz İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz.
Her sokak başında haykırdık yine haykırıyoruz.
İstanbul Sözleşmesi bizimdir.
AHİM kararlarına ve ülkemizin imzacısı olarak taraf olduğu uluslararası sözleşmelere rağmen, siyasi tutsaklıkları devam eden siyasetçileri, gazetecileri, işadamlarını ve tüm siyasi tutukluları selamlıyoruz.
İşçi kardeşlerim, İşsiz kardeşlerim, Emekçi kardeşlerim, esnaf kardeşlerim
20 yıldır uygulanan ekonomi politikaları sonucu yoksullaşan Emekçi Halkımız!
BİRLEŞEREK OMUZ OMUZA mücadele ederek hakkımızı alacağız ve hak ettiğimiz demokratik düzene kavuşacağız..
Ortaçağ Karanlığını Yerine Halkın Söz ve Karar Sahibi Olduğu, Laik, Demokratik ve Emeğin Egemen Olduğu Bir Düzeni Birlikte Kuracağız.
TALEPLERİMİZ; Ücretlilerden alınan vergiler hafifletilsin. Faiz ve servetin vergilendirilmesi sağlansın.
Elektrik Su Doğalgaz ve internet faturaları vergiden muaf tutulsun.
Eğitim ve Sağlık hizmetleri kamulaştırılsın. Bütçeden pay ayrılsın asgari ücretten vergi alınmasın.
En düşük emekli maaşı Asgari Ücret seviyesine çıkartılsın.
Emeklilere ve tüm çalışanlara Enflasyon zammı dışında seyyanen ödeme yapılsın.
Emekliye verilen ikramiyeler asgari ücret düzeyine çıkartılsın 3600 ek Gösterge ayrım gözetmeksizin tüm memurlar için HEMEN ŞİMDİ çıkartılsın.
Küçük esnafın bankalara olan borcu silinsin.
Köylüye verilen mazottan ÖTV, KDV alınmasın.
Köylünün bankalara olan borcunun faizi silinsin, borçları uzun vadeli yapılandırılsın.
Tüketici kredisi ve kredi kartı faizleri silinsin, Halkın nefes alması sağlansın.
Emekçi ve Emeklilere Sosyal konut üretilsin, en temel insan hakkı olan barınma hakkı sağlansın.
TEMEL TALEPLERİMİZ PATRONLARA SERMAYEYE DEĞİL, HALKA BÜTÇE İSTİYORUZ, YÜREĞİMİZ COŞKULU, YOLUMUZ AÇIK OLSUN."
Bandırma'nın yanı sıra bazı çevre ilçelerden gelen katılımcılarında yer aldığı "Geçinemiyoruz." eylemi daha sonra olaysız bir şekilde sonlandırıldı.
