Bandırma`da Kurtuluş coşkusu

Bandırma’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 92. Yıldönümü, Cumhuriyet Meydanı ve Sonkurşun Anıtında düzenlenen törenlerle kutlandı. Törende CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Kaymakam Ali Mantı, Garnizon Komutanı ve 6. Ana Jet Üs Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Murat Suat Semiz, Belediye Başkanı Dursun Mirza, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri yer aldı. İlk olarak Cumhuriyet Meydanında saat 10.00’da düzenlenen törenler Atatürk Anıtına çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Belediye Başkanı Dursun Mirza, günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmasını gerçekleştirdi. Mirza, yaptığı konuşmada: “Başta devletimizin kurucusu büyük ATATÜRK olmak üzere, bu vatanı bizlere kazandıran tüm şehitlerimize Allah’dan rahmet diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı Kahraman ordumuza minnetlerimi sunuyorum. Gözleri buğulu, gönülleri huzurlu, yüreği kıpır kıpır siz saygıdeğer Bandırmalıların kurtuluş gününüz kutluyor, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum” dedi. Başkan Mirza’nın konuşmasının ardından Bandırma Belediyesi Halkoyunları Topluluğu, meydanda Kurtuluş Günü coşkusunu paylaşan Bandırmalılara keyifli gösteri sundu.

Cumhuriyet Meydanındaki törenin arından saat 11.30’da Ayyıldıztepe Sonkurşun Anıtındaki törene geçildi. Burada şehitlerimiz için anıta çelenk sunumu ve saygı duruşunu ardından saygı atışı ve duaya geçildi. Son olarak törene katılan vatandaşlarımız için Bandırma Belediyesi tarafından pilav ayran ikramı gerçekleşti.

Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın 17 Eylül kurtuluş Gününde yaptığı konuşmanın tam metni:

``Geleceğimizin güvencesi olan Atatürk gençleri, sevgili öğrenciler ve bu güzel kentin en mutlu günlerinden biri olan kurtuluş coşkusunu doyasıya yaşayan saygıdeğer hemşerilerim, sevgili Bandırmalılar,``

``Yeni bir onyedieylül sabahında yine mutluyuz, gururluyuz. Sevincimiz, heyecanımız çok başka. Biz bu günün heyecanını, coşku ve gururunu tam 92 yıldır artan bir duyarlılıkla yaşıyoruz``

``İşte bunun için her 17 Eylül’de göğsümüz kabarıyor, yüreklerimiz bir başka çarpıyor, gözlerimiz yaşarıyor. Çünkü bugün kurtuluş bayramımız.``

``Özgürlüğe tutkun bir ulusun, tüm yokluklara, olanaksızlıklara rağmen, Büyük Atatürk önderliğinde kazandığı unutulmaz zaferin adıdır kurtuluş. Tarihten silinmek istenen bir ulusun, kanıyla yazdığı unutulmaz bir destandır kurtuluş. Elinde hiçbir şeyi bırakılmasa da, yüreğindeki vatan ve bayrak sevgisi, yıkılmaz imanıyla her şeyini geri kazanan, geleceğini kuran bir ulusun şaheseridir kurtuluş.``

``Acıları sevince, esareti özgürlüğe, ümitsizliği onurlu bir geleceğe, çağdışı kalmış yaşamı, aydınlık ve çağdaş bir kimliğe dönüştürmenin adıdır kurtuluş. Ayyıldızlı bayrağın gölgesinde, göğsünü gere gere, başı dik yürüyebilmektir, ezan sesleriyle yüreklerin ürpermesidir kurtuluş. Başkomutan Mustafa Kemal yönetiminde dünya savaş tarihine unutulmaz bir not düşen kahraman ordumuza duyduğumuz sonsuz minnettir kurtuluş.``

``Kurtuluş 19 Mayıs’tır, Bandırma Vapurudur. Kurtuluş Erzurum’dur, Sivas’tır. Kurtuluş 23 Nisan’dır. İnönü’dür, Dumlupınar’dır, Sakarya’dır, Afyon Kocatepe’dir kurtuluş. Kurtuluş 30 Ağustos’tur, 9 Eylül’dür. Kurtuluş 17 Eylül’dür. Kurtuluş Cumhuriyet ve Mustafa Kemal’dir.``

``Ne mutlu bizlere ki gururla ve onurla kurtuluş bayramının coşkusunu yaşıyoruz. Bugün her Bandırma’lının kalbinde farklı bir heyecan var. 92 yıldır yaşanan bu heyecan sonsuza dek bu kentte eksik olmayacaktır.``

``Bu gurur bizim, bu zafer bizim, bu coşku bizim, bu sevinç hepimizin.``

``Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun.``

``Sevgili Bandırmalılar,``

``Kurtuluş savaşı yıllarında ulus olarak çok büyük zorluklar yaşadık. Koşullar inanılmaz zorluydu. Vatanımızın hemen her yanı işgal edilmişti. Anadolu’da estirilen Anadolu insanına reva görülen çılgın bir kıyımdı… Barut, gülle, kurşun kusuyordu silahlar. Amansızdı, Allahsızdı…yok sayılmıştı koca bir ulus… Adeta nefes alamaz hale getirilmişti. Sabırlar zorlandıkça zorlanıyordu.``

``Birer birer işgal ediliyordu Vatan toprakları. Ne dayanılmaz bir acı… Uğruna nice şehitler verilen, Çanakkale’de 250 bin evladın kanlarıyla sulanan ama düşmana geçit vermeyen Anadolu şimdi kan ağlıyordu. Mondros’la dayatılan karanlık Anadolu’yu esir alıyordu.``

``Ama bunu kabullenemedi Anadolu insanı. Bu hain oyunu bozmaya kararlıydı. Özgürlük ateşinin tutuşturduğu yürekler artık alev alev yanıyordu. Bu yangını en çılgınca yüreğinde duyan bir yiğit Bandırma Vapuruyla ulusun kaderini değiştirmek için Anadolu’ya gidiyordu.``

``19 Mayıs’ta Samsunda yanan özgürlük meşalesi, bir anda dağıtıverdi yurdumuzun üzerindeki kara bulutları. Ulusumuz kurtarıcısına kavuşmuştu. Mustafa Kemal’di O’nun adı. Artık yürekler daha bir başka çarpıyordu. Özgürlük için, bağımsızlık için kenetlenmişti bütün bir ulus. Başta canı olmak üzere bu uğurda nesi varsa vermeye hazırdı.``

``Erzurum’da, Sivas’ta bağımsızlığa kenetlendi yürekler. Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi Cumhuriyetin müjdecisi gibiydi. Mustafa Kemal komutasında oluşturulan ordumuz düşmanların karşısında zaferden zafere koşuyordu. İnönü, Dumlupınar, Sakarya zaferleri kurtuluş inancımızı daha da güçlendirmişti.``

``Son darbeyi vurmak için Kocatepe’den ufka bakıyordu Mustafa Kemal.

Sarışın bir kurda benziyordu Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe`den Afyon ovasına atlayacaktı.``

``Artık önüne geçilmez bir sel olmuştu ordumuz. Yurdumuz Düşmandan temizleninceye kadar da durmaya niyeti yoktu. Yokluğu, yorgunluğu, açlığı, susuzluğu unutmuştu artık Mehmetler. “Allah Allah” haykırışıyla özgürlüğe koşuyordu. Ayyıldızlı bayrağın gölgesiyle aydınlanıyordu Anadolu kentleri birer birer. Uşak, Eskişehir, Bilecik, Balıkesir, Aydın, Manisa, İzmir…``

``Ve 17 Eylül’de Bandırma’da atılan son kurşun. Ayyıldıztepe’de yaşanan şiddetli çarpışmalarda, ne yorgunluk, ne yağmur gibi yağan mermiler, ne de körfezdeki düşman gemilerinden atılan toplar askerlerimiz için önemli değildi. Önemli olan tek şey, ne pahasına olursa olsun vatanın kurtulmasıydı. 61. Alay Komutanı Yarbay Vecihibey ve Hücum Taburu Komutanı Binbaşı Süleymanbey başta olmak üzere 80 askerimiz bu uğurda şehitlik mertebesine ulaşmıştır.``

``Aziz şehitlerimiz,``

``En büyük özveriyi göstererek bu vatan için feda ettiğiniz canınız, bizlere devletimize can veriyor. Bugünlerimiz için size minnettarız. O en yüce mertebede, şehitlik makamında huzur içinde uyuyun. Ruhlarınız şad olsun.``

``Sizleri asla unutmayacağız. Gerektiğinde devletimizin var olması için bizler de canımızı vermekten çekinmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek bağımsız, onurlu, başı dik bir devlet olarak var etmeye size söz veriyoruz.``

``Emperyalist güçler, bizleri yok etme, topraklarımızı paylaşma emellerinden bugün de vazgeçmiş değiller. Bunu her fırsatta ortaya koyuyorlar. Son yıllarda bölgemizde yaşanan karışıklıklar, savaşın acılarıyla yüz yüze bırakılan halklar, öldürülen masum siviller, çocuklar, dinmeyen kan ve gözyaşı, bizim için çok ciddiye alınması gereken bir uyarı. Birbirimize kenetlenerek, parçalanmadan, omuz omuza durursak aynı acıları biz de yaşamak zorunda kalmayız. Birlik ve beraberliğe bugün de çok ihtiyacımız var. Birlik ve beraberliğimizi koruyamazsak, aramıza Türk, Kürt, Alevi, Sünni, şucu, bucu diye sokulmak istenen fitnelere kapılırsak, yeni kurtuluş savaşları yaşamak zorunda kalabiliriz. Herkes bu konuda üzerine düşenin çok daha fazlasını yapmalı.``

``Bu duygu ve düşüncelerle; başta devletimizin kurucusu büyük ATATÜRK olmak üzere, bu vatanı bizlere kazandıran tüm şehitlerimize Allah’dan rahmet diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı Kahraman ordumuza minnetlerimi sunuyorum. Gözleri buğulu, gönülleri huzurlu, yüreği kıpır kıpır siz saygıdeğer Bandırmalıların kurtuluş gününüz kutluyor, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.``