Pandemide neredeyse bir buçuk yılı geride bıraktık ve bu süre zarfında hükümet ne yaptı ? Hiç bir şey yapmadı. Yapmadı mı yapamadı mı diye düşünmek gerekiyordu esasen. Tüm siyasi partiler hükümeti öyle yapma şöyle yap onu deme bunu yap diye yargılayıp dururken asıl noktayı hep kaçırdık. Asıl eşleştirilmesi gereken nokta hükümetin süreci nasıl yönettiği değil hükümetin böyle bir sürece hazır olup olmamasıydı. Çünkü belki de bundan sonra maske yada bulaşıcı hastalıklarla hayatımızda hep olacak bir şeydir. Devlet yönetimleri daima en kötüye hazırlıklı olmalı ve anlık duruma uyum sağlayarak yönetim gerçekleştirmelidir. Şahsi keyiflere, yandaş medyalara, bana destek ol bende sana olayım diye devlet destekleri peşkeş çekilen büyük firmalara milyon dolarlar harcanırken; bakanlar en pahalı makam araçlarında bilmem kaç tane koruma aracı ile şehir ziyaretleri yaparken, saraylar dikilip altın musluklar kaşık çatallar alıp bunlar ülkemizin imajı için diye zavallı halk kandırılırken belliydi bir gün böyle olunacağı. Zira diğer ülkeler vatandaşlarına maddi destek sağlarken iban numarası verip para isteyen tek ülke olarak tarihte yerimizi aldık. Diğerleri maksimum 6 aylık kapanma tedbiri uygularken esnafı bayram arifesinde evine tıkıp turistlere aşı bile yapmadan ülkemizin kapıları size her zaman açık diyen tek ülke olarak tarihte yerimizi aldık. Bu süre zarfında konuşan herkesi susturup işte bunlar vatan haini bizi kıskanıyorlar diyen tek ülke olarak tarihte yerimizi aldık. Atalarımızın destansı zaferlerle doldurduğu tarihimizi gelecek nesillere sorumsuz yönetimler, başarısız icraatlar, hukuksuz kararlarla miras bırakacak olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Hiç bir siyasi parti yoktur ki bu süreçte bu kadar çok tedbir/önlem paketi açıklamış olsun.
Bugün gelinen noktada yalnız hükümeti değil muhalefeti de suçlu buluyorum. Ortada Ak parti tek seçenek, o giderse kim gelecek, bunlar giderse din elden gidecek diye korkuyla siyaseti takip eden vatandaşlar varken gerekirse kapı kapı çalıp olanı biteni en doğru ve tarafsız haliyle seçmene anlatmak dururken Twitterdan, meclis kürsülerinden bağırmayı tercih ettikleri için. Siyaset amaç değil araç olmalıdır. Halkın ve ülkenin refahı için bir araç. Yükselmek ve başarı elde etmek için bir araç. Oysa 15 yılda yurdum insanı fanatikçe takım tutar gibi parti tutar hâle geldi. Sen O'cusun ben Bu'cu diye birbirine hakaretler edeni mi görmedik, bunu sözlü sopalı kavgaya çevirenleri mi... Hükümet yalnızca pandemi sürecini değil ülkeyi de yönetemedi. Bugün bankalar bile bayram kredisi reklamlarında sayın cumhurbaşkanımızın esnafa destek için açıkladığı rakamlardan daha büyük rakamlar veriyor. Gelinen durum içler acısı. Yıllarca toplanan vergiler nerede ? Yıllarca kişi başına düşen milli gelir bu kadar arttı şu kadar arttı diye övülen o gelirler nerede ? Yapamıyorum demek ayıp değildir. Zararın neresinden dönülse kardır. Yönetemediğinizi kabul edip bırakmalısınız. Bu da bir erdemdir.
Bugün ülkenin iç işleri bakanı gibi belki de bakanlıklar içerisinde en etkini ve teşbihte hata olmasın bir evin duvarları diyeceğimiz makamın sahibi; terör örgütü lideridir dediği adamla küçük bir çocuk gibi söz dalaşına giriyorsa ve yine terör örgütü kurucusu, lideri dediği bu adama akıl hocası olarak siyasi hayatı boyunca ağzından kaba bir söz dahi çıkmamış olan parti genel başkanımı örneklendiriyorsa durum gerçekten içler acısıdır. Halkımızı olanları görmeye, kabullenmeye ve bu kötü gidişata bir son vermeye davet ediyorum. Zira etkin olan millettir. Güç millettir. İrade milletindir. Hiç bir zaman ümitsiz olmayın;
GELECEK güzel gelecek.
