CUMA SOHBETİ- İSTİKAMET-DOĞRULUK?

CUMA SOHBETİ- İSTİKAMET-DOĞRULUK?

Müslüman, yaptığı tüm işlerde istikametten-doğruluktan ayrılmamalıdır!

İstikamet, kişinin Yaratıcısıyla ve insanlarla olan ilişkilerini en güzel ve ölçülü bir şekilde sürdürebilmesidir. Sıdk ve dürüstlük gibi kelimelerle de ifade edilen istikamet-doğruluk, İslâm´ın özünü oluşturan unsurların başında gelmektedir. Ahlâkî güzelliklere sahip olmak isteyen her Müslüman, yaptığı tüm işlerde istikametten-doğruluktan ayrılmamalıdır!

                Emrolunan sınırlar içerisinde dürüstçe yaşamını sürdürmek büyük bir hassasiyet ister. Peygamberimiz (s.a.v.), (11. Hûd Sûresi) içinde yer alan, ?ÖYLE İSE EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL...? uyarısına işaret ederek. ?Hûd Sûresi beni ihtiyarlattı? buyurmuştur, bu sözüyle istikamet ve doğruluğun önemine ve insana yüklediği sorumluluğa dikkat çekmiştir.

                Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: ?DOĞRULUKTAN AYRILMAYIN, ÇÜNKÜ DOĞRULUK, İNSANI İYİLİĞE, İYİLİK DE CENNETE GÖTÜRÜR. İnsan doğru söyledikçe ve doğruyu aradıkça, Allâh katında doğru diye yazılır. Yalandan kaçının. Zira yalan, insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. İnsan yalan söyledikçe ve yalan peşinde koştukça Allâh katında yalancı diye yazalır.? (Müslim, İman, 62)

                Kur´ân´da, istikamette olanların örnek alınması ve onlarla beraber olunması konusunda; ?DOĞRULARLA BERABER OLUN? (9. Tevbe Sûresi, 119. Âyet) buyurularak doğru kimselerin arkadaş edinilmesine işaret edilmiştir.

                Bana İslâm´ı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, diyen bir sahabiye Peygamberimiz (s.a.v.); ?ALLÂH´A İNANDIM DE, SONRA DA DOSDOĞRU OL!? diye cevap vermiştir. (Müslim, İman, 12)

                Doğruluk?

                Doğruluk insanın inancında, özünde, sözünde, niyetinde, sözleşmelerinde, ticaretinde kısaca bütün fiil ve davranışlarında dürüst, adil ve samimi olmasıdır. Hile, yalan, batıl, iki yüzlülük, riya ve sahtekârlığın zıddıdır. Doğruluk kavramı, Kur´ân ve sünnette sıdk, ihlâs, istikamet ve hak kavramları ile ifade edilmiştir.

                İslâm´ın özünü oluşturan unsurlardan biri de doğruluktur. Bu bakımdan dinimizin bütün kuralları; hak, adalet, doğruluk ve merhamet ölçüleri üzerine kurulmuştur. Müslüman olarak Allâh´ın rızasını kazanabilmemiz için hiçbir zaman doğruluktan ayrılmamalıyız.

                Doğruluk; Allâh´ın emrine ve koyduğu kurallara uygun bir yol izlemek, insanların haklarına riayet etmektir. Kur´ân-ı Kerîm´de, doğruluğa dair birçok âyet bulunmaktadır.

                Allâh, mü´minlerin kendisinden korkmalarını, sözlerinde olduğu kadar özlerinde de doğru olmalarını emretmektedir. Mü´minler, doğrulukları karşılığında Cennet´le müjdelenmişlerdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); ?DOĞRU OLUNUZ, DOĞRULUK İYİ OLMAYA, İYİLİK DE CENNETE GÖTÜRÜR. İNSAN DOĞRULUKTA SEBAT EDEREK NİHAYET ALLAH KATINDA ?SIDDÎK´ diye yazılır. (Buhâri, ?Edeb?, 69; Müslim, ?Birr?, 103-105; Tirmizi, ?Birr?, 46) buyurmuştur.

                Mü´minler; söz söylerken doğruyu söyler, ya hayır konuşur yahut susarlar.

                İnsanlar doğruluğu hep dar manada anlar. Fakat Allâh katında doğruluğun manası çok geniştir. Şu âyeti kerîmeler üzerinedir.

                ?DOĞRULUK VE İYİLİK, YÜZÜNÜZÜ DOĞU VEYA BATI TARAFINA DÖNDÜRMENİZ DEĞİLDİR. DOĞRULUK VE İYİLİK, İNSANIN ALLÂH´A VE AHİRET GÜNÜNE, MELEKLERE, KİTAPLARA VE PEYGAMBERLERE İNANMASI, SEVDİĞİ HALDE MALI AKRABALARA, ÖKSÜZLERE, YOKSULLARA, YOLDA KALMIŞLARA DİLENENLER VE BOYUNDURUK ALTINDA OLANLARA VERMESİ, NAMAZI HAKKIYLA EDA ETMESİ, ZEKÂTI ÖDEMESİDİR.

                BUNLAR, SÖZ VERDİKLERİ ZAMAN SÖZLERİNİ YERİNE GETİRENLER, SIKINTI HASTALIK VE ŞİDDET ZAMANINDA SABREDENLERDİR. İŞTE HAK VE HAYIR ÜZERE SABİT OLANLAR VE FENALIĞIN HER TÜRLÜSÜNDEN SAKINANLAR BUNLARDIR.? (2. Bakara Sûresi, 177. Âyet)

                ?Rabbimiz Allâh´tır deyip sonra da doğrulukta devam edenlere onlara; melekler ölümleri anında: ?Korkmayınız, üzülmeyiniz size vaad edilen cennetle sevinin, biz dünya hayatında da ahirette de size dostuz. Burada canlarınızın çektiği, umduğunuz şeyleri bağışlayan ve size acıyan Allâh katında bir ziyafet olarak sunulur´ diyerek inlerler? (41. Fussilet Sûresi, 30-32 Âyetler)

                Resûlüllah (s.a.v.) ?EMROLUNDUĞU ŞEKİLDE DOSDOĞRU OL!? âyeti inince çok etkilenmiş ve bu âyete izafeten şöyle buyurmuştur:

                ?HUD SÛRESİ VE BENZERLERİ BENİ İHTİYARLATTI?.

                Doğruluk İyiliğe Götürür?

                İslâm dini, ADALET, İYİLİK ve DOĞRULUK üzerine kurulmuştur.

                Doğruluk insanlığın dayanak ve direğidir.

                Peygamber Efendimize (s.a.v.) güvenilir ve doğruluğu ile ?EL-EMİN? denilirdi.

                Hz. Peygamber (s.a.v.) de Müslümanlara doğru olmalarını tavsiye etmiş ve doğruların dünyada ve ahirette kurtuluşa erişeceklerini haber vermiştir. Bir hadis-i şerîfte ?Doğruluk iyiliğe götürür, iyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allâh katında sıddıklar (doğrular) derecesine yazılır.? buyurmuştur.

                Müslüman düşündüğü gibi konuşmalı, konuştuğu gibi olmalıdır. Sözleri düşüncelerini anlatmalı; düşünmediği, inanmadığı şeyleri söylememelidir. Sözü ile özü arasında herhangi bir terslik, zıtlık bulunmamalıdır.

                Müslüman normal hayatında olduğu gibi iş hayatında da doğruluktan ayrılmaz, hile ve haksızlık yapmaz. Kendi işini sağlam ve hilesiz yaptığı gibi, başkasının işinde de kendi işi gibi yapar.

                Çünkü inanan insan bütün yaptıklarından dolayı bir gün hesaba çekileceğini çok iyi bilir!

                İnsan sözünde, niyetinde, kararlarında, işlerinde, ibadetlerinde dosdoğru olmalı ve hiçbir şekilde bundan ayrılmamalıdır?



  • Salı 27.8 ° / 13.7 ° Güneşli
  • Çarşamba 25.8 ° / 13.4 ° false
  • Perşembe 23.1 ° / 11.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı