DURMAMIZ/DÖNMEMİZ /KIRMAMIZ/ALMAMIZ /BULMAMIZ GEREK…

DURMAMIZ/DÖNMEMİZ /KIRMAMIZ/ALMAMIZ /BULMAMIZ GEREK…

DURMAMIZ/DÖNMEMİZ /KIRMAMIZ/ALMAMIZ /BULMAMIZ GEREK…

 

O’nun yüce divanına durmamız gerek,

Kurtulup boş heveslerden bayağılıktan,

Can serveti aziz elbet, maldan varlıktan,

Bir büyük imtihandayız gelir Halik’tan.

         Bir an evvel özümüze dönmemiz gerek,

         Oysaki evvelden mazluma umuttuk.

         İsraf haddini aştı, denizi kuruttuk,

         Nimetlerin içindeyken şükrü unuttuk.

                   Birlik olup zincirini kırmamız gerek,

                   Görünmeyen bir avcının hedefindeyiz.

                   Ağzımız kapalı, eli kelepçeliyiz,

                   Kafese konmuş göçmen kuşlar gibiyiz.

                            Nasibimiz nispetinde almamız gerek,

                            Musibetten akla düşen pay-ı hisseyi.

                            Sürekli amacımız, doldurmak keseyi,

                            Düşünmedik kendimizden başka kimseyi.

                                      Selâmete giden yolu bulmamız gerek,

                                      İstikamet düzelmeli, demeden keşke.

                                      Teslimiyetle varılır hakiki aşka,

                                      Kaçacak yerimiz yok kalbimizden başka.

                                                                            Orhan Orgarun

 

ALLAH YÜCE RABBİN EN BÜYÜK ADIDIR…

         Allah, yüce Rabbin, en büyük adıdır. Allah’ın 99 adı vardır. Fakat onların hepsi, bu adın sıfatıdır. Onlar sıfat bildirir, bu ise Cenab-ı Hakk’ın bütün sıfatlarını kendinde taşır. Araplar, İslâm’dan önce de Allah’ı tanırlardı. Fakat O’nun yanında şefaat bildikleri bir takım putlara da taparlardı. Bunlara ilâh, çoğulu (ilhe) derlerdi. Allah adıyla yalnız yüce Tanrı’yı kast ederlerdi. İlâh, hem Allah, hem de putlar için ortak bir isimdir. Bu bakımdan Allah adı, Türkçeye tanrı diye çevrilemez Tanrı, ilah adının karşılığıdır. Tanrı kelimesiyle Allah da kast edilebilir, tanrı diye tapınılan diğer yaratıklar da. Kelimeyi kullananın amacı ne ise o anlaşılır. Fakat puta Allah denmez. Allah adı yüce Rabbe mahsus, diğer bütün isim ve sıfatları içinde taşıyan çok büyük bir isimdir.

         Yabancı dillere yapılan birçok çeviride de Allah adı aynen kullanılmıştır.

         O Beş Emir..

         Allahü Teâlâ Yahya aleyhisselâma vahiy gönderdi ve; “ŞU BEŞ ŞEYİ ÜMMETİNE BİLDİR!” dedi. O da bunu biraz tehir etti. İsâ aleyhisselâm Yahya aleyhisselâmın yanına geldi ve Allahü Teâlâ’nın bu beş şeyi ümmetine söylemesini hatırlattı.

         “Eğer sen söyleyemiyorsan ben söyleyeyim.” dedi.. O da; “Sen söyleme, ben söyleyeceğim. Çünkü sen bu milletin ne olduğunu bilemezsin. Bunlar insanı diri diri toprağa gömerler.” dedi.

         Yahya aleyhisselâm insanları Mescid-i Aksa’ya topladı ve Allahü Teâlâ’dan gelen O BEŞ EMRİNİ bunlara anlatmaya başladı.

         1.) Allah’a şirk koşmayın! Yahya aleyhisselâm bu şuna benzer buyuruyor.: “Bir zengin adam çarşıya gider ve bir köle satın alır. Köleye der ki:” Git çalış, para kazan, bana borcunu öde, seni serbest bırakayım.” Köle çarşıya gider. Çalışır, para kazanır, fakat parayı başkasına verir. Zengine olan borcu aynen kalır. Şirk, ibâdeti başkasının görmesi başkasının takdiri, tenkidi için yapanların amelidir. Kim için yapıyorsan ona ver!

         2.) Oruç tutun! Oruçlu olan elinde misk torbası taşıyan kişi gibidir. Oruçlu olan, insanlar arasında böyle misk gibi kokar.

         3.) Namaz kılın! Namaz kılarken daima secde yerine bakın! Dikkatinizi toplayın başka şeylere dağılmayın! Çünkü bir Mü’min namaza durduğu zaman, Allahü Teâlâ ona bakar. Namaz kılan, yüzünü sağa sola çevirip de başka yere bakınca, bundan mahrum olur.

         4.) Sadaka verin! Bu neye benzer? Birisini idam sehpasına götürüyorlar. Boynunu kesecekler. Tam orada cellâtlara der ki: “Cebimde çok para var. Bunu size fidye olarak versem beni salar mısınız?” Paraları çıkarınca, tamam diyorlar ve onu serbest bırakıyorlar. Sadaka insanı dünya da idamdan kurtarır, ahirette ise Cehennemden kurtarır.

         5.) Allah’ı çok zikredin! Bir Mü’mine düşmanlar saldırırsa kurtulması mümkün değil. Arkasına bir bakar ki bir kale görür. Kalenin kapısı açık, kaleye girer ve kapıyı kapatır. Zikir işte bu kale gibi insanı düşmanlardan korur. Dışarıdaki düşmanlar insanın şeytanları ve nefsidir. Onlardan korunmanın tek çaresi Allah demektir, ibâdet etmektir. Allahü Teâlâ’yı hatırlamaktır. (Yahya aleyhisselâmı ikiye böldüler. Başı Şam’da Ümeyye Camii’ndedir. Vücudu nerededir bilinmiyor.)

         KİMLERE ÖĞÜT VERİLİR?

         Allah Kur’ân’da kimlerin öğüt alıp düşüneceklerini bildirmiş ve Mü’minlere de “Şu halde, eğer ‘öğüt ve hatırlatma’ bir yarar sağlayacaksa, ‘ÖĞÜT VERİP HATIRLAT’” (87. A’lâ Sûresi, 9 âyetiyle bu özeliklere sahip kimselere öğüt vermelerini emretmiştir. Allah’ın öğüt vermenin fayda sağlayacağını bildirdiği kimselerin bazı özellikleri şöyledir:

         * İşte bununla, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir” (65. Talâk Sûresi, Âyet/2)

         * Allah’tan içi titreyerek korkan öğüt alır düşünür. (87. A’lâ Sûresi, Âyet/10)

         * Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünebilirler. (13. Ra’d Sûresi, Âyet/19)

         * … İçten (Allah’a) yönelenden başkası öğüt alıp düşünmez. (40. Mümin Sûresi, Âyet/13)

         * … Benim kesin tehdidimden korkanlara Kurân ile öğüt ver. (50. Kâf Sûresi, Âyet/45)

         * Sen öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, Mü’minlere yarar sağlar. (51. Zâriyât Sûresi, Âyet/55)

         * Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlü’ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin. (8. Enfâl Sûresi, Âyet/27)



  • Perşembe 18.7 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 18.7 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 21.6 ° / 7.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı