Eğitim-Sen’den 2022 değerlendirmesi

Eğitim-Sen’den 2022 değerlendirmesi

Eğitim-Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru, 2022 yılında, eğitim sisteminde ortaya çıkan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Eğitim-Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru, 2022 yılında, eğitim sisteminde ortaya çıkan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Doğru, eğitim-öğretimdeki sorunların 1022 yılında da ısrarla çözümlenmediğini vurguladı. 

Doğru’nun açıklaması şöyle: “2022’de Eğitimde Neler Oldu?”

Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi anlamda alarm verirken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları 2022 yılında da ısrarla sürdürülmüştür. 2022’de eğitim alanında yaşanan ağır sorunlar ve saldırılar, başta öğrencilerimiz, öğretmenler, eğitim emekçileri ve veliler olmak üzere, toplumun geniş kesimlerini her zamankinden daha çok etkilemiştir.

2022 yılı, eğitim alanına yönelik olarak hayata geçirilen çok yönlü saldırı ve tehditler özellikle laik bilimsel eğitim anlayışına açıkça meydan okunduğu bir yıl olmuştur. 2022’de eğitimin niteliğinde yaşanan gerileme devam etmiş, eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamaları artmıştır. Sınav odaklı eğitim, okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin sürmesi, kalabalık sınıflar sorunu, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının artması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu vb. gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak geçtiğimiz yıla damgasını vurmuştur.

Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘piyasacı’ ve ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemiştir.

Eğitim sistemi toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altındadır

Türkiye’de eğitim ve sağlık sisteminden kadın politikalarına kadar her alanda çocukların yararını değil, kendi çıkarlarını düşünen mevcut sistem; çocuklarımızın sahip olduğu heyecan, merak ve yaratıcılıktan açıkça korkmaktadır. Bu nedenle toplumsal yaşamdan dışlanarak aile içine hapsedilen kadınlar ve çocuklar devlet politikaları ile sosyal yaşamdan uzaklaştırılmaktadır.

Gerek eğitim alanında örgütlü sendikalar aracılığıyla gerekse bireysel olarak gösterilen yoğun tepkilere rağmen Millî Eğitim Bakanlığı ÖMK’nın uygulanması ve Kariyer Basamakları Sınavı’nın (KBS) yapılması konusunda geri adım atmadı.

Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yoktur. Öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklendi.   

Toplumsal yaşamın bütün alanlarında olduğu gibi, eğitim alanı da kamusal ve toplumsal işlevlerinden ayrıştırılarak, ‘serbest piyasa mekanizmasına göre ‘rekabetçi’ bir mantıkla biçimlendirilen büyük bir ‘ekonomik sektöre’ dönüştürülmüştür. Eğitimde yaşanan çok yönlü ticarileşme ve eğitim hizmetlerinin adım adım özelleştirilmesi anlamına gelen çok sayıda uygulama, 2022 yılında belirgin şekilde artmıştır.

2022 yılında Türkiye’nin eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşırken, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır

 

Eğitimde 4+4+4 dayatmasının sonrasında yıllar içinde devlet okullarının sayısı belirgin bir şekilde azalırken, her fırsatta kamu kaynakları ile desteklenen, çeşitli muafiyet ve istisnalar ile açılması teşvik edilen özel ilkokul ve ortaokul sayılarındaki artış sürmüştür. Eğitimde 4+4+4 uygulamasının başlamasından bu yana devlete ait ilkokul sayısının 5 bin 650 azalması dikkat çekicidir. Aynı dönemde devlet okullarına giden öğrenci sayısındaki azalış ilkokulda 367 bin 450, ortaokulda ise 189 bin 723 olmuştur.

Eğitim sistemi, her geçen yıl daha fazla paralı hale getirilirken milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılmaktadır. Halkın ödediği vergileri, halkın ihtiyaçları için harcamaktan kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken eğitim hakkını para ile satmaya çalışanlar bu durumun öncelikli sorumlusudur. 

Siyasi iktidarın yıllardır bilinçli ve programlı bir şekilde hayata geçirmeye çalıştığı ‘dindar nesil yetiştirme’ stratejisinin son hedefi 4-6 yaş grubunda yer alan çocuklarımız olmuştur. “Cumhurbaşkanı himayesinde” Saray’da yapılan 20. Milli Eğitim Şurası’nda, Okul Öncesi İhtisas Komisyonu’nda kabul edilmeyen okul öncesi eğitime din eğitimi eklenmesi yönündeki tavsiye kararı, 46 eğitimcinin şerh koymasına rağmen oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Pedagoji bilimine aykırı olan, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi üzerinde telafi edilmesi mümkün olmayan zararlara yol açacak olan bu tavsiye kararını kabul etmek ve onaylamak mümkün değildir.

“2022 yılında çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken, çocuk yaşta evlenmeyi özendiren düzenlemeler, çocuk işçiler sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakaları ciddi anlamda artmıştır.”

“Ülkemizde iş hayatını düzenlemek için devlet tarafından yapılan en önemli düzenlemelerden biri de hiç şüphesiz asgari ücret uygulamasıdır. Ülkemizde 4857 sayılı İş Kanunun 39. Maddesi gereği devlet tarafından belirlenen asgari ücretin altında çalışanlara aylık ücret verilemeyeceği, bu kurala uymayanlara ise ceza uygulandığı bilinmesine rağmen, bizzat devlet tarafından, devlet okullarında bu yasa uygulanmıyor.”

“Geçtiğimiz yıllar içinde her yıl KPSS sınavına giren öğretmenler küçük bir kısmının ataması yapılırken, ataması yapılmayan öğretmenlerin işsiz öğretmenler ordusuna katılmıştır. 2022 yılında KPSS’de öğretmenlik alan bilgisi sınavına 420 bin 737 kişi girerken, yıl içinde sadece 19 bin 960 öğretmenin atması yapılmıştır. Ataması yapılmayan yarım milyonu aşkın öğretmen var iken 2022 yılında da öğretmen açıkları kapatılmamış, yeterli atama yapılmamıştır.”

“Eğitim sisteminde yıllardır yaşanan ve katlanarak artan sorunlar, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığını açıkça gösteriyor. Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları okullarımızı eğitim yuvası olmaktan hızla uzaklaştırıyor. Ayrım yapmaksızın herkesin eğitimin hakkından, eşit koşullarda parasız olarak yararlanması için mücadele etmek, laik bilimsel eğitim karşıtı her türlü adım ve uygulama karşısında halkın ortak tepkisini örgütlemek 2023 yılında da önceliğimiz olacaktır.

Eğitim sisteminde yaşanan dönüşüm, iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinden, ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal koşulların gelişiminden ayrı değildir. Bugün karşımızda iki seçenek var; eğitim sistemi ve okullar ya tamamen egemen ideolojiye teslim edilecek ya da sistemin eğitim üzerinden kendi çıkarlarına göre biçimlendirmek istediği çocuk ve gençlerimizin gerçek anlamda laik, bilimsel ve anadilinde eğitim alması için mücadele edilecektir.

Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, dini inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminin çocuklarımıza, öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim Sen olarak ülkenin ve çocuklarının geleceğinden endişen eden herkesi kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”



Anahtar Kelimeler: Eğitim-’ değerlendirmesi
  • Cumartesi 22.1 ° / 9.9 ° Güneşli
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı