Günün Duası..

Günün Duası..

Alkol Alan Bir Kimse Oruç Tutabilir mi?

Allahım! Sen ilim, hikmet ve adalet sahibisin! Bizi ilimsiz, hikmetsiz ve adaletsiz kılma!

Kur’ân Ne Diyor..

                “Biz insana, anne ve babasına uyuluk emrettik. “Bana, annene ve babana şükret; dönüşün ancak banadır” dedik.” (31. Lokmân Sûresi, Ayet/14)

Hadis-i Şerif..

                İslam temizdir. O halde siz de temizleniniz. Çünkü cennete ancak temiz olanlar girecektir.

Esmaü’l – Hüsna..

                Er- Rahman: (celle celâlühû) “Dünyada herkese ve canlıya acıyan, onları koruyan, esirgeyen ve  bağışlayan demektir. Bu isim, Allah Teâla hazretlerinden başkasına asla sıfat olmaz.

Bir Güzel Söz..

                Övünmekten sakının, Topraktan gelip toprağa gidecek olanın sonra böceklere yem olacak olanın övünmek neyine. (Hazret-i Ebubekir Radıyallahü anh)

Bir Soru Bir Cevap..

                Alkol Alan Bir Kimse Oruç Tutabilir mi?

                Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler dinen haramdır. Ancak bu haramı işleyen kişi, bunun haramlığını inkâr etmediği müddetçe Müslümandır. Bu nedenle, ibadetleri yerine getirmekle mükelleftir. Ancak ne dediğini, ne yaptığını bilmeyecek kadar sarhoşken

yapacağı ibadet makbul değildir. Sarhoş oluşu nedeniyle bu ibadetleri yerine getiremeyen kişinin, hem içki içtiği için, hem de görevi olan ibadeti vaktinde yerine getirmediği için tövbe etmesi, Allah’tan

af dilemesi ve daha sonra da bu ibadeti kaza etmesi gerekir. Alkol alan kişi, imsak vaktinde ne dediğini bilecek kadar ayık ise, orucu tutması gerekir ve tuttuğu oruç da sahihtir. (İbn Âbidin, Reddü’l-

- muhtâr, II, 81,123).

Bir Menkıbe..

                Yahudiler, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) suikast tertip etmeleri sebebiyle yurtlarından çıkarılmışlar, Arabistan’ın kuzey taraflarına gitmişlerdi. Bunlardan bir kısmı, Hayber’de kalıp yerleştiler. Fakat Müslümanlara karşı içlerindeki kin, hırs ve intikam duyguları hiçbir zaman sönmedi. Hayber 8 muhkem kalesi, verimli arâzileri, bol miktarda bağ ve bahçeleri bulunan zengin bir şehirdi.

                Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Hayber üzerine gitmeye karar verdiler. Hayber en güçlü kalelerinden NATAT KALESİ yakına gelip, sabah namazını kıldırdıktan sonra hazırlıklarını bitirdi ve mücâhidleri harekete geçirdi. 200 süvâri ve 1400 piyâde vardı. Yahudilere; ya Müslüman olmalarını, ya da teslim olup haraç ve cizye vermelerini, yoksa harp edilip kan döküleceğini bildirdiler. İslâm ordusunun bu teklifine. Yahudiler ok atmakla karşılık verdiler. Hep birden kale burçlarında bulunan

Yahudilerin üzerine “ALLAHÜ EKBER!..” sedâları arasında oklar fırlatıldı. 10000’den fazla Yahudi askeri ok atıyordu. Böylece 5 gün geçti. Bir ara Yahudilerin, kale kapılarını açıp hücuma geçtikleri görüldü. O gün ve ertesi günü Hayber önlerinde şiddetli çarpışmalar oldu ve Hayber en büyük kalesi olan Natat kalesi fethedildi. Bu kalenin fethinde sancağı taşıyan Hazret-i Ali Radıyallahü anh çok büyük kahramanlıklar göstermiştir.

                Hayber’in geri kalan 7 kalesi teker teker düşürülünce çâresiz kalan Yahudiler, sulh isteğinde bulundular. Peygamberimiz (s.a.v.) teklifi kabul ederek şu maddeler üzerinde anlaştılar:

                1- Bu gazâda çarpışan Yahudilerin kanları dökülmeyecek.

                2- Hayber’i terk ederken, yanlarında çocukları ve lüzumlu ev eşyalarını götürebilecekler.

                3- Geri kalan malların hepsi; zırh, kılıç, kalkan, yay, ok, kumaş, altın, at, deve, koyun vs. Müslümanlara kalacak.

                4- Herhangi bir şey, hiçbir sûretle gizlenmeyecek.

                Ele geçen ganimetin, haddi hesabı yoktu. Hayber’in o verimli arazileri, hurmalıkları tamâmen Müslümanlara kaldı.

                HOŞ GELDİN YÂ ŞEHR-İ RAMAZAN..

                Selâm Şehru Ramazan’a.

Selâm sana yâ oruç ayı, selâm sana yâ namaz ayı. Selâm sana yâ iman ayı selâm sana yâ  Kur’ân ayı. Selâm sana yâ nurlar ayı. Selam sana yâ mağfiret ayı selâm sana yâ necat ayı. Selâm sana yâ tövbekarlar ayı. Selâm sana yâ arifler ayı, Selâm yâ müctehidler ayı. Selâm sana yâ emin ayı.

                Ey şehrû Ramazan, âsillere oldun zindan, müttekîlere oldun candan. Selâm senin üzerine ey yerlerin ve gökleri nurlandıran. Göklere sürur gönüllere feyiz ve bereket dolduran. Mescid ve camileri

aydınlatan. Çıkarsın âşıkların ateşli nefeslerini kalblerden yükseltirsin Yaratanına.

                Ey Allahım; Yâ Rabbel- Alemin! Oruçları ve Namazları kabul olanlardan et bizi döndür günahlarımızı hasenata. Dahil et rahmetine. Cennetlerine, yükselt derecelerimizi zâtına.

Yâ Erhamer Rahimîn!..

                Hoş Geldin Yâ şehr-i Ramazan.

                Ramazan orucu hicretin ikinci yılında farz kılındı. Dinin kesin olarak bilinen hükümlerinden biri olduğu için farz olduğunu inkâr eden küfre girer.

                Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurur:

                “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz” (2. Bakara Sûresi, Ayet/183).

                Resülullah (s.a.v.) şöyle buyurur:

                “Ramazan ayının ilk gecesi gelince Cennetin bütün kapıları açılır. Bu ay boyunca Cennet Kapılarından hiç biri kapanmaz. Cenâb-ı Hakk (c.c.), bir nidayla şöyle bir hüküm emir verir:

                - Ey hayır arayan kişi, gel! Ey kötülükte ileri giden kişi, bırak! Günahlarının bağışlanmasını dileyen yok mu, bağışlansın!

                Bu, fecir doğup sabah oluncaya kadar böyle devam eder. Allah, her akşam iftar vakti azabı hak etmiş bir milyon kişiyi Cehennem den âzat eder” (Beyhakî).

                İslâm binasını teşkil eden temel esaslardan ve en büyük erkânından birisi de Ramazan orucudur.

                Oruç gizli yapılan ve pek faziletli olan bir ibadettir. Orucun sevabı her türlü ölçülerin üstündedir. Allah-u Teâlâ hadis-i kudsî’de şöyle buyurur:

                “Âdemoğlu’nun işlediği her iş kendisinindir, fakat oruç benimdir, onun mükâfatını ben vereceğim.“ (Buhârî. Sarîh: 903)

                Bir hadis-i şerif’te ise şöyle buyurulur:

                “Cennette reyhan denilen bir kapı vardır. Kıyamet gününde bu kapıdan Cennete yalnız oruçlular girerler, başka hiç kimse giremez. “ORUÇLULAR NERDE?” denilir. Hepsi kalkar ve içeri girermer, sonra da kapı kapanır, artık kimse giremez.” (Buhârî. T. Sarîh: 898)

Oruçlu bir kimse, mükâfat olarak Allah-u Teâlâ’nın rahmeti ile karşı karşıya gelmekle vâd olunmuştur.

                Hadis-i şerîf’lerde şöyle buyurulmaktadır:

                “Oruçlu olan kimse bir Mü’mini gıybet ve yahut ezâ ve cefâ etmedikçe iftar edinceye kadar ibâdettedir.” (Câmiu’s- sağir)

                “Oruçlunun iki sevinci vardır: İftar ettiği zamanki sevinci, bir de Rabb’ine kavuştuğu zamanki sevinci.” (Müslim)

                “Oruçta riyâ tasavvur olunmaz.” (Münâvî)

                Ramazân-ı Şerîfiniz Mübarek olsun!..



Anahtar Kelimeler: Günün Duası..
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli
  • Pazar 23.7 ° / 12.3 ° Güneşli