Kadına şiddete Bandırma tepkisi

Kadına şiddete Bandırma tepkisi

“Yasalar yetmiyor, ölümler bitmiyor”

“Bandırma Emekçi Kadın Platformu”, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında bir etkinlik düzenledi.

Platform bileşenlerini oluşturan kuruluşlar, ellerinde kadına şiddeti protesto eden pankartlarla “Sevgi Yolu”ndan geçerek cumhuriyet alanına geldiler. Alanda çeşitli konuşmalar yapıldı.

Bandırma Emekçi Kadın Platformu Dönem Başkanı ve Dönem Sözcüsü Dilek Karaarslan; "Siyasi partilerin, Sivil toplum kuruluşlarının ve derneklerin değerli yönetim kurulu başkanları ve yönetim kurulu üyeleri , kıymetli basın emekçileri ve Bandırmalılar; 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü farkındalığı için düzenlediğimiz mücadelemize, sesimize ortak olduğunuz ve bizlere destek verdiğiniz için teşekkür ediyor, hepinizi; din, dil, iş, siyasi görüş ayrımı yapmaksızın birleştirici gücüyle tüm kadın ve emek inançlılarını kucaklayan "Bandırma Emekçi Kadın Platformu" olarak Saygıyla Selamlıyoruz."

"Savaşta, bir töre cinayetinde, hastalıkta, abisi, babası, sevgilisi, kardeşi tarafından katledilmiş, hayatın türlü türlü koşullarında hırpalanan, yaşamını yitiren tüm kadınlarımızı, çocuklarımızı saygıyla anıyoruz. Emekçi Kadın Platformunun kuruluşunda ve büyümesinde büyük emeği olan devrimci kadınlarımız Melahat öğretmenimizi ve Nakiye Altıparmak’ı sizlerin de huzurunda bir kez daha saygıyla anıyoruz."

"25 Kasım’ın mücadele günü olarak benimsenmesinin temelinde trajik bir öykü yer alıyor. Patria, Minerva ve Maria Terasa; eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele yürütüyorlardı. Patria 1960 Haziran ayında diktatörlük karşıtı en büyük hareket olan Clandestina’yı kurdu. İki kız kardeş de ona katıldı. Bu sayede hareketin sembolü haline geldiler. 1960’ ın Kasım ayı başında diktatörlük Mirabel kardeşlerin kendileri için en büyük tehlikelerden biri olduğunu açıkladı. Ardından 25 Kasım’da 3 kız kardeş tecavüz edilip katledildi. Açıklama araba kazasında öldükleri şeklinde olmuştu."

"Bu katliam ibreti alem tarzında tüm dünya kadınlarına; demokrasi ve devrim mücadelesine katılan kadınları korkutmak, ve baskı altında tutmak için yapılmıştır. Mirabel kardeşlerin katledilmesinden 39 yıl sonra Latin Amerikalı ve Karayiplerden kadın grupları 25 Kasım’ı "kadına yönelik şiddete hayır günü" ilan eti. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999da, 25 Kasım’ın "kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü" olarak benimsenmesine karar verdi."

"Dünya genelinde her üç kadından biri hayatında en az bir kez genellikle erkekler tarafından cinsel veya fiziksel şiddete maruz kalıyor .Fiziksel şiddet yetmiyor, kadın; sadece “kadın” olması sebebiyle küçük görülüyor, herhangi bir işi yapamayan, beceriksiz biri olarak itham ediliyor, kişiliği ve fikirleri önemsenmiyor. Lakap takılıyor, onur kırıcı, küfürlü veya kaba şekilde konuşuluyor, sürekli olarak eleştirilip, emir yağdırılıyor. Davranışları ve yaptıkları sürekli kontrol ediliyor, karşısına çıkan fırsatlara engel olunuyor, önüne geçiliyor ama bitmiyor. İstemediği cinsel birlikteliğe zorlanıyor, yetmiyor; başkalarıyla cinsel birlikteliğe zorlanıyor, istemediği biriyle evlenmeye, çocuk yaşta evlendirilmeye mahkum ediliyor."

"Savaşta ölüyor, aşkta ölüyor, işte ölüyor, öldürülüyor… Korkuyor ,susuyor, susturuluyor… Yasalar yetmiyor, ölümler bitmiyor.! İnsanlık; kadına sağlaması gereken, kanunda belirtilmiş hakları, adaleti uygulamakta hep sınıfta kalıyor. Unutuluyor, sıradanlaştırılıyor, alışılıyor ve , kanıksanıyor. Kadın yaşamı elinden alınmasına rağmen hak arayışını ölünce bile sürdüyor. Mücadele; evde, işte, sokakta kadının altın prangası gibi hayatında takılı kalıyor.."

"Yetersiz kalan kanunlar, hatta hiç tecelli etmeyen adalet, yetersiz temsilciler ve dalga geçer gibi beyan edilen sözde çözümler, savunmalar, maddi geçim sıkıntıları, kadınlar şöyle giyinsin, böyle gülsün safsataları, her geçen gün güncellenen, kişiselleştirilen din kültürü ve ahlak bilgileri, televizyonlarda yayınlanan diziler sayesinde kadına yapılan şiddet güzellemeleri , eğitim yoksunluğu, aslında üstesinden geleceğimiz çözeceğimiz sorunsallar, bir türlü bitmek bilmiyor. İnsan sağlığı, onuru, güvenliği ve bağımsızlığı ihlal ediliyor, toplumun kumaşı zayıflatılıyor, kalkınmanın sürdürülebilir ve kapsayıcı olmasının önü kesiliyor."

"Cinsel bedensel ve psikolojik şiddete, geleceğimizin umudu çocuklarımıza yapılan istismarlara, haince gerçekleştirilen doğa katliamlarına , hayvanlara yapılan eziyetlere ağır ceza , istiyoruz. Yılın 364 günü şiddete, maruz kalan, eğitimden ve sosyal yaşamdan uzaklaştırılan, mobinge uğrayan kadınların sadece bir günde hatırlanmasını istemiyoruz. Kendimizi belirli gün ve haftalarla, anmalarla avutmuyoruz. Gelecek güzel günleri de beklemiyoruz, aksine güzel günleri yaratmanın sorumluluğunu üstleniyoruz."

"Meydanlarda bizlerle beraber yürüyen şiddetin güç değil acziyet olduğunu benimseyen erkeklere teşekkür ediyor, bu anlamda kendimizi Bandırma kadınları olarak şanslı hissediyoruz. Üreten çalışan kadın, güçlü kadındır imajıyla birçok kadına örnek olan tüm koşullara rağmen hala üretmeye devam eden köylü pazarlarımızda sergilerini açan tüm kadınlarımıza destek bekliyoruz. El emeği göz nuru ile ilmik, ilmik hayat kazanmaya devam eden Nikah Salonu bölgesindeki satış yapan kadınlarımıza destek bekliyoruz. El emeği göz nuru ile ilmik, ilmik hayat kazanmaya devam eden Nikah Salonu bölgesindeki satış yapan kadınlarımıza destek bekliyoruz."

"Bir anne tüm dünyayı değiştirebilirden yola çıkarak kırsal mahallelerimizde okuma yazma oranının arttırılmasını ve mesleki beceri kurslarının açılmasını , çalışan annelere destek olacak kreşlerin açılmasını büyük umutlarla bekliyoruz. Girişimcilikte, siyasette, özel sektör ve kamu paydaşlarında çalışan, ilham veren kadınlarımızla gurur duyuyor, bu alanlarda kadınların daha çok yer almasını istiyoruz. Mirabel kardeşlerin mücadelesi tüm dünya kadınlarının mücadelesidir, çünkü dünyanın neresinde olursa olsun "ben kadınım" demek yürek ister!"

"YÜREKLİYİZ! O ZAMAN TÜM KADINLAR ADINA DİYORUZ ki; Elimizin hamuruyla, aklımızın ölçüldüğü uzun saçımızla, kariyerimizle , eksik eteğimizle, üstün yeteneklerimizle, karnımızda sıpamız ,sırtımızda sopamız ile, görüntümüzle, istediklerimizle ve istemediklerimizle, adam gibi, kadın gibi, kız gibi; Varız! Buradayız! Daima da var olacağız! Gücünü Mustafa Kemal Atatürk’ün , O işaret ettiği eşit ve çağdaş kadından alarak; emek hakkımızdan, saygı, güven ve değer gördüğümüz bir hayata sahip olmaktan, kahkahalarımızdan, ve en önemlisi CUMHURİYETİMİZDEN asla vazgeçmiyoruz."

“Ekmek ve Gül Topluluğu” Başkanı Zeynep Uyar, hayata renk katan ve emek üreten kadınlara hak ettikleri değerin verilmesi gerektiğine işaret ederek, kadın cinayetlerinde tahrik indirimi yapılmaması gerektiğini belirtti.

CHP Bandırma İlçe Kadın Kolları Başkanı Durdugül Öztürk, ülkemizde her üç kadından birinin şiddet gördüğüne ve bunun yüzde 35’lik oranı oluşturduğuna dikkat çekildi. Öztürk, devletin, şiddet gören kadınlara etkin koruma sağlaması gerektiğine işaret ederek, “Şiddet nedeniyle bir kadının yaşamını yitirmesi devletin sorumluluğudur” dedi.

İYİ Parti Bandırma İlçe Kadın Kolları Sorumlusu Münevver Özkan, ülkemizde kadınların sosyal yaşamda erkek egemen bir toplumla mücadele etmek zorunda kaldıklarını vurgulayarak, kadın-erkek eşitliği konusunda hukuksal düzenlemelerin sağlamlaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Özkan, “Devlet, kız çocuklarının yetiştirilmesine önem vermeli, kadınlara daha geniş iş olanakları sağlamalıdır” diye konuştu. Özkan, konuşmasını “güçlü kadın, güçlü Türkiye” diyerek tamamladı.

Kadın Dayanışma Bandırma Temsilcisi Muazzez Palta, 14 cesur kadın olarak kadın hakları konusunda yola çıktıklarını, iki yıl süreyle projeler hazırladıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Selim Panç’ın başkanlığındaki Bandırma Kent Konseyi döneminde konseyin genel kurulunun onayıyla ‘Kadın Danışma Merkezi’ açılmıştı. Bu merkez olarak yedi yıl içinde 100’e yakın kadına destek verdik. Biz destek olmasaydık Bandırma’da şiddet kurbanı olarak 5 kadının cesedi çıkardı. Ama geçtiğimiz günlerde Kent Konseyi’ne seçilen yeni yönetim, genel kurul kararı olmaksızın ‘Kadın Dayanışma Merkezi’ni kapattı. Bandırma’da 70 bin kadın yaşıyor. ‘Kadın Dayanışma Merkezi’nin Kent Konseyi veya belediye bünyesinde yeniden açılmasını istiyoruz.”

Bandırma Belediye Başkan Vekili Av. Merve Polat da konuşmasına, şiddetin kimden gelirse gelsin veya kime yönelik olursa olsun kabul edilemeyeceğinin altını çizerek, kadına şiddet konusunda yasaların yetersiz kaldığını öne sürdü. Polat, şu değerlendirmede bulundu:

“Kötülerin bu kadar cüretkâr olması, iyilerin sessiz kalmasındandır. Ailelere sesleniyorum. Çocuklarınız arasında ayırım yapmayın. Hükümete sesleniyorum. Kadına şiddeti önlemek için yasalarda derhal yeni düzenlemeler yapın ve eğitim sisteminde yapacağınız yeni düzenlemelerle gerekli önlemlerin alınmasını sağlayın.”

Polat, konuşmasını ünlü halk ozanı Neşet Ertaş’ın, “Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu” diyerek tamamladı.

 

Etkinliğin sonunda, “Bandırma Emekçi Kadın Platformu” sözcüsü İpek Çetinkuş, platform bileşenleri hakkında bilgi verdi.

Etkinlikteki konuşmalar arasında, son yıllarda cinayete kurban giden kadınların isimleri verilerek canlandırmalar yapıldı.

Etkinlik sırasında ayrıca, başta “Yasalar yetmiyor, ölümler bitmiyor” olmak üzere sloganlar atıldı. ÖNDER BALIKÇI



Anahtar Kelimeler: Kadına şiddete Bandırma tepkisi
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli