Çok değerli MHP ilçe Başkanı, Karanı ERKUL, ilçe yönetimim’’ ve Belediye Başkan adayı, Hadi SELİMOĞLU ve meclis üyesi aday arkadaşlarım hepinizi’’ DİSK Genel iş Sendikası Bandırma Şubesi adına saygı ile selamlıyorum ve hoş geldiniz sefalar getirdiniz…
Bandırma şubemize yapmış olduğunuz ziyaretiniz beni ve yönetimimi gerçekten çok memnun ve onura etmiştir
30 Martta yapılacak olan yerel seçimlerde hak eden kazansın diyoruz, hak eden derken dürüst liderlerin kazanmasını istiyoruz.
Yerel seçimler bizim için ve halkımız için çok önemli’’ aynı zamanda genel seçimlerin provasıdır.
Bizim yerel seçimlerden sonra seçilen Belediye Başkanımızdan istediklerimiz şunlardır, özelleştirmeye ve taşeronlaştırmayı ortadan kaldıracak’’ çalışan emekçilere ve halka sahip çıkacak hak edenin hakkını verecek Rant için değil hizmet için görev yapacak dürüst liderlere ihtiyacımız olduğu bir gerçektir.
Çalışanların anayasal haklarına anlayış gösterecek sendikalı ve grevli toplu sözleşme hakkına engel koymayacak emekçilerin haklarını alın terlerlerinin kurumadan verecek, anlayışı, anlayış olarak göreceğiz ve yanında yer alacağız.
Bugün ülkemiz’’ dünya ülkeler arasında, Bakan çocuklarının evlerinde para sayma makineleri ve ayakkabı kutuları ve Tapeler havada uçuşmaktadır’’ ülkemiz dünya üzerinde itibar kaybı yaşamaktadır, ülkemiz bu hükümet yüzünden dünya üzerinde saygınlığını yitirmiştir.
Bizim genel iş sendikası olarak her zaman söylediğimizi aynen gene söylüyoruz, biz emeğe yakın olan… Siyasi iradelere yakın olmaya devam ediyoruz’’ ama çalışanları açlığa ve sefalete sürükleyen ucuz emek sömürüsünün yasalarını çıkartan siyasi anlayışı desteklememiz sınıfımıza üyelerimize ve halkımıza ihanet olur.
Emekçilerin kazanılmış haklarını gasp eden, insana ve emekçilere değer vermeyen emekçileri hiçe sayan ve köle muamelesi yapan sermayenin yüzünü güldüren, sermayeye ucuz emekçiler sunan, çalışanların iş güvenliğini ortadan kaldıran, işçiler için bir gelecek güvencesi olarak gördüğü kıdem tazminatlarımızı fon adı altında patronlara peşkeş çekmek isteyen anlayışı biz istemiyoruz.
Şu anki hükümet eyer yeniden iktidara gelirse kıdem tazminatları işçi istihdam büroları ve bölgesel asgari ücret yasalarını jet hızıyla geçireceği kesindir.
Buda çalışanların demokratik haklarına saldırıdır, Hükümetin çıkaracağı yasalarla çalışanlar daha fazla fakirleşecek ve patronlar daha zengin olacaktır. Bu düzen adil bir düzen değildir.
Böyle adil olmayan düzen yerle bir edilmelidir, sömürü son bulmalıdır, emekçiler köylüler seçme gücü elinde olan halk ezilenler ve sömürülenler iktidarı ele geçirmelidir.
Sömürü ve adilsizlik o zaman son bulacaktır, insanlığı ve doğayı çıkarları uğruna KATLEDEN ve öldüren kapitalsizim yok OLMALIDIR.
Türkiye işçi sınıfı ve Türkiye halkı gerçekten çok karanlık bir dönemden geçmektedir, işsizliğin yoksulluğun ve yolsuzluğun en derin dönemlerini yaşamaktadır.
Bu hükümet en güzel yaptığı icraatları yol ve yolsuzluktur, emeklinin çalışanın maaşlarını aşağıya çekerek ve her şeye zam yaparak Türkiye halkını fakirleştirmektedir.
Köylüyü iflah olmaz duruma getirmiştir, eskiden köylü hasat zamanı ya traktörünü değiştirirdi ya da kendine yeni tarla alırdı, ama bugün köylü yok olmakla karşı karşıyadır, ektiği ve biçtiğinden kazandığı gelir ile gübresini mazotunu ödeyememektedir ve köylünün yüzde yetmişi bankalar tarafından icralık duruma düşmüştür.
Şu anki hükümet kişi başına milli geliri en yüksek seviyeye çıkardıklarını söylüyorlar öteki taraf tanda benzine doğal gaza elektriğe yaptıkları zamlarla ülkemiz halkını zam zulüm cehenneminde yanmaya mahkûm ediyorlar.
Başbakan dediği’’kriz ülkemizi teğet geçti dese de yalan üzerine bin tane yalan söylemektedir, bu yalanları da kimseye inandıramaz, emekçiler aldığı maaşla geçinememekteler, açlıkla yoksullukla cezalandırılmaktadırlar ve kriz hala Türkiye ezilen halkının orta göbeğindedir.
Ama bu düzende zenginler daha zengin’’ fakirlerde daha fakir olmaktadır, bugün Türkiye de zenginler dünya zenginler arasında boy göstermektedir, buda taşeron üzerinde işçi çalıştırmanın eseridir.
Taşeron üzerinde işçi çalıştırmak insanlık ayıbıdır, insanlık suçudur, düşük ücretle boğaz tokluğuna yetmeyecek ücret ile işçi çalıştırmaktır, bunun en son adı da emek sömürüsüdür, kölelik düzenidir.
Taşeron işçilerine sendikalı olma ve toplu sözleşme hakkı tanınmalıdır, iş güvenlikleri artırılmalıdır, daimi çalışma statüsüne kavuşturtmalıdır, insanca yaşayacakları ücretleri verilmelidir.
Kadrolularla olan ücret farklılığı ortadan kaldırılmalıdır, büyük şehir yasasıyla birlikte köyler, ilçelerin mahalleleri olacaktır, daha fazla personele ihtiyaç olduğundan tüm şirket işçilerine kadro hakkı tanınmalıdır.
Bu söylediklerimizi düşünmeyen insana insan gibi değer veren siyasi anlayışın destekçileri olacağız ve bunları kaldıran siyasi anlayış emekçilerin siyasi anlayışı olacaktır diyoruz.
