Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ


 

18 Mart Çanakkale zaferini kutlama ve şehitlerini anma günüdür. Bütün şehitlerimizi şükran ve minnetle yâd ederiz. Mekânları cennet olsun. Şehitlerimizin bu zaferini hem kutluyoruz hem de şehitlerimizi bu vesile ile anıyoruz. Çanakkale zaferini kutlama günü bütün milletimize kutlu olsun. Rabbim bir daha bize Çanakkale savaşları gibi bir savaşı yaşatmasın. Çünkü Çanakkale savaşları dünyanın en büyük savaşlarından birisidir. Türkiye´nin kaderini değiştiren bir savaştır. Fransız ve İngiliz donanmaları İstanbul´a ulaşmış olsalardı. Belki bu gün Türkiye cumhuriyeti diye bir devlet olmayacaktı. Bu iki ülke İstanbul´u almak için donanmalarını İstanbul´a doğru yola çıkarmışlardır. Fakat Çanakkale boğazından geçmelerin izin vermeyen Türk ordusu ile karşılaşacaklarını aklılarından dahi geçirmiyorlardı. Çünkü güç olarak ordumuzdan kat kat üstündüler. Bu savaş örnek alınacak bir savaştır. Denizden karaya top atışlarının yapıldığı ilk savaştır. Donanmaları bizin donanmamızdan sayı olarak ve donanım olarak daha fazla olmasına rağmen. Çanakkale boğazını Fransız ve İngiliz donanmalarına dar edilmiştir. Bu savaşlar öyle bir savaştır ki. Barut ve çelik iman gücünün, inanmışlığın karşısında çaresiz kalmıştır. Eli ayağı ve yaşı tutanlar yakınlarından helallik alıp Çanakkale ye gönüllü gitmişlerdir. Kadını, erkeği, genci, ihtiyarı ile herkes Çanakkale ye koşmuştur. Öyle bir azimle ve inançlar savaşmışlardır ki. Onları örnek almamak mümkün değildir. ?Esir yaşamaktansa özgür ölmeyi yeğleriz? diyerek iman gücü ile savaşmışlardır. Türk milletinin birlik ve beraberliği azmi inancı sayesinde savaş kazanılmıştır. Çanakkale savaşlarında gönüllü kadınlarımız çok önemli işler yapmışlardır. Mevzilerdeki askerlerimize yiyecek ve su sevisi yaptıkları gibi. Cephane servisi de yapmışlardır. Çok kadınızın sırtında çocuğu kucağında cephane ile savaşların kazanılmasında pay sahibi olmuşlardı. Hepsinde Allah razı olsun mekânları cennet olsun. Bu gün bu topraklar üzerinde özgürce yaşayabiliyorsan Çanakkale geçilmez diyen atalarımıza borçluyuz. Fransızlar ve İngilizler geldiler! Gördüler ve gittiler! Teknoloji, çelik ve barut, azmin, inancın ve iradenin karşısında diz çökmüştür. En önemli olanı da birlik, beraberlik ve dayanışmadır.

Çünkü milletçe bu savaşlara katkı sağlanmıştır. O sene İstanbul tıp fakültesi mezun vermemiştir. Çünkü tıp fakültesinin son sınıf öğrencilerinin hepsi Çanakkale savaşlarında şehit olmuşlardır. Çünkü bir metre kareye 50 şehidin düştüğü. Yine metre kareye 6.000 merminin düştüğü ve mermilerin havada çarpıştığı bir savaş yaşanmıştır. 1980´lı senelerde bir Japon heyeti Türkiye ye gezmeye geliyor. Bu heyet zamanın milli eğitim bakanının davetlisi olarak geliyor. Çanakkale ye gitmişler dolaşmışlar memleketlerine dönerlerken. Milli eğitim bakanına veda etmeye gidiyorlar. Milli eğitim bakanı da bu heyeti dönemin başbakanı rahmetli Özal´a götürüyor. Özal ?ülkemizden ne gibi intibalarla ayrılıyorsunuz? diye sorar. Heyetin başkanı ?siz çocuklarınızı milli şuura sahip olarak yetiştiremiyorsunuz? der. Özal ?pekiyi siz nasıl yetiştiriyorsunuz?? Heyet başkanı ?biz Hiroşima da ki atom bombasının açtığı çukuru kapatmadık. Çocukları oraya götürürüz. Orayı gezdiririz. Oradan geçeriz hızlı trene bindir dolaştırırız. Çocuklar şaşkınlık içerisinde inerler. İşte çalışıp onları geçmezseniz, o gördüğünüz çukur devamlı başınıza gelir diyerek onları heyecanlandırırız?. Özal biz ne yapacağız? Diye sorar. ?Çocuklarınızı Çanakkale ye götürüp orada olanları anlatacaksınız? der. İşte Japon heyeti dahi Çanakkale de kazandığımız zaferin ne derece önemli olduğunu dile getirmiştir.

Ahmet Rıfkı İstanbul da bir lisede öğretmenlik yapıyormuş. Çanakkale de kızılca kıyametin koptuğu günlerde bir gün sınıfa derse girer. Çocuklara selam verir karşılık alamaz. Şaşırır! Arka sıralardan bir talebe ayağa kalkar. ?Hocam bizim mahallede eli ayağı tutan herkes Çanakkale ye gönüllü gitti. Bizde gidecektik yaşımız tutmadığı için bizi almadılar. Siz hala neden buradasınız? Ülke elden gittikten sonra sizin bize verdiğiniz eğitimin ne faydası olacak? der.  Ahmet Rıfkı doğu müdüre gider. İstifa ediyorum. Çanakkale ye gideceğin der. Talebeleri ve arkadaşları ile helalleşir eve gelir. Hayatta yalnız annesi odlundan annesine durum anlatır. Annesi ile helalleşir doğru mahalle bakanına gider. ?Bakkal amca ülkemin bağrına düşman hançeri saplanmış. Nasip olursa onu çıkarmaya gidiyorum. Ben burada yokken annemi iaşesiz bırakma. Nasip olursa döndüğümde borcumu öderim? der. Ve bakkalla helalleştikten sonra Çanakkale ye gider. 3 ay sonra şehit haberi gelir. Annesi imanı bütün bir kadın olduğu için metanetle karşılar. Aradan biraz zaman geçtikten sonra, bakkala gider. ?Biliyorsun oğlum şehit oldu. Benim borcumu çıkarda ödeyeyim de oğlu borçlu yatmasın? der. Bakkal ?Ayşe Hanım senin oku yazarlığın yok. Akrabaları´ndan veya komşularından okuryazar olan birisini getir de. Onunla hesaplaşalım? der. Ayşe Hanım komşusu Gülşah´ı alır gelir. Bakkal Ahmet Rıfkı´nın sayfasını açar kızın önüne kor. Kız sayfaya bakar. Birde bakkalı yüzüne bakar. Bakkal devam et kızım? der. Kız sayfanın altında kırmızı kalemle yazılmış. Şu satırı okur. ?Bu hesap Ahmet Rıfkı´nın kanı ile ödenmiştir vesselam? der. İşte Çanakkale böyle dayanışma ve milletçe birilik beraberlikle kazanılmıştır. Bütün şehitlerimizin ruhları şad mekânları cennet olsun. Onları saygı ile anıyoruz Saygılarımla.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!  17- 03- 2016 Mustafa KOÇAL

/resimler/2016-3/18/0822183783659.jpg

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,29% 0,52
  • EURO

    35,13% 0,13
  • GRAM ALTIN

    2242,99% 0,73
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 1,42
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44