Hedef (GÜNDEM)


BAŞLIK PARASI

BAŞLIK PARASI


 Emsaldiler, güzeldiler, şendiler. Gökyüzünde Ülkerler ve Çobanyıldızı gibiydiler. Hani, temizlik ve çalışkanlıklarına da tek bir diyecek yoktu. Onlar, Meyro, Meno, Ayşo, Zeko ve Halimokey´diler. Ders aralarındaki dinlencelerde, çekirge gibi zıplar, arı gibi vızlar, çalıkuşu gibi uçardılar. Çocukluklarını yaşayıp coşuyorlardı. Başlarına örülecek çoraplardan, karşılarına çıkacak olaylardan habersizdiler.

         Ders yılı sonu yaklaşıyordu. Köy okullarında Nisan sonu dersler biter, okullar tatil olurdu. Aylardan Mart´tı. Martın ortalarına doğruydu. Okula korucu gelmiş, İlçe maarif Memurluğundan (şimdiki adıyla İlçe İlköğretim Müdürlüğünden) evrak getirmişti. Öğretmen İsmet Korkmaz´a?Haberin var mı?? dedi Öğretmen?Neden? deyince de hemen yanıtladı.?Senin öğrencin,    Meno´nun bu gece satılacağından? dedi. Öğretmenin yüreği harp, etti. Gözleri karardı, başı döndü.?Ne demek? dedi? ?Ne satılması? ??Meno´yu bu gece satacaklar. Bu gece başlık pazarlığı yapılacak. Başlığın miktarı belirlenecek. Kız ve oğlan yakınları bu gece Meno´nun babası Remzi Aras´ın (yani kızın evinde) toplanıyorlar. Köyde çoğu kimselere haber verildi. ?Sana haber verilmedi mi??dedi korucu. İsmet Öğretmen?Hayır? Bana haber verilmedi. Verilmedi ama bu nasıl bir iştir böyle? Bu işe benim hiç de aklım ermedi.?dedi. ? İsmet Öğretmen? Meno daha küçücük bir çocuk. Çocuklar çocuk yaşlarında evlendirilirler mi hiç? diyor, bu mantıksız duyumu bir türlü hafsalasına sığdıramıyordu. Kendini sakinleşmeğe zorladı. Olaya alıştırmağa çalıştı. Ama olmuyor, bir türlü başaramıyordu bunu. Korucu? Öğretmen, hadi daha fazla üzme kendini. Bu kadar takma kafana bu işi. Olur, böyle vakalar? deyip okuldan ayrıldı.

         Çocuklar okuldan dağılmış yine akşam olmuştu. Yine karalar çökmüştü Yanyol Öğretmeninin yüreğine. Hem de bu akşamki karalar katmerli karalardı.

         Öğretmen İsmet Korkmaz´ın içi acıyor, başı zonkluyordu. Ne yapsa acaba? Bu gece o toplantıya çağrılı olmasa da gitmeli miydi? Gitmemeli miydi? Gitse ne olur? Onu kapıdan geri çevirmezlerdi ya. İki arada, bir derede kalmıştı. Bir türlü kesin karar veremiyordu. Sonra yine sinirlendi birden.?Yahu bu çocuk daha doğru dürüst burnunu bile silemiyor. Böyle bir yavruyu evlendirmek ne demek? Bu bir cinayet? diyordu. Aklına yuvadan atılmış leylek yavruları geliyor, Meno´yu leylek yavrularına benzetiyordu

         Gitmeliydi. Bu gidişe hiç bir şey engel olmamalıydı? Hem onu görünce belki de evlendirmekten vazgeçerlerdi. Belki de kendisinden özür dilerler (Kusura bakma öğretmen. Bu kız daha öğrenci. Hele bir okulu bitirsin de ondan sonra düşünürüz bu işi? derlerdi).

         Dışarısı zifiri karanlıktı. Yağmur yağıyordu. Cep fenerini aldı, paltosunu giydi, çizmelerini de çekip, öfkeyle dışarı çıktı. Ama şemsiyesini almayı unutmuştu. Geri dönüp şemsiyesini aldı. Şemsiyesini açarak ve cep feneri ışığı kılavuzluğunda köye yürüdü.

         Toplantı evinin giriş kapısı aralıktı. İçerden sesler geliyordu. Öğretmen kapıya iyice yaklaştı eliyle itip yavaşça açarak içeri süzüldü. Odayı bir kör kandil aydınlatıyordu. İçerisi loştu. Kapıya karşı olan köşede, bir pösteki üstünde Yanyol Köyü´nün Ağası Hacı Namet oturuyordu. İçeri giren öğretmeni ilk kez o fark etmiş, ona saygı duyduğunu ifade etmek amacıyla da oturduğu pösteki üstünden yavaşça ayağa kalkmıştı.?Muallim Bey..Muallim Bey? dedi.Az sonra da Hacının ayağa kalktığını gören herkes ayaktaydı.Öğretmeni oturtacak bir yer arıyorlardı.Sonunda buldular. Onu Hacının oturduğu pöstekiye oturtmak üzere ?Kerim bike Muallim Bey? Kerim bike ? diyerek buyur ettiler.(Kerim bike söylemi, buyurun anlamındadır).Hacı ile öğretmen pazarlık boyunca pösteki üstünde yan yana oturdular. Ayaktaki herkes önceden oturdukları yerlerine yeniden çökmüşlerdi. Pazarlık kaldığı yerden yeniden başladı.

         Fiyatı kız tarafı yükseltiyor.,,Oğlan tarafı düşürüyordu .

 

. Derken. Sonunda kız tarafının biraz insaflı davranması üzerine, ortak rakam bulundu ve anlaşıldı.  Herkes pürneşe birbirine sarılıyor. Tokalaşıyor ve de kucaklaşıp öpüşüyorlardı. Ama öğretmen üzgündü...Susuyor.. Susuyor.. Hep susuyordu. Arada bir de gözlerinden yuvarlanan yaşları, loş ışıkta burnunu siler gibi yaparak siliyordu.

         Başlık parasının yarısı peşin, yarısı da altı ay sonra ödenecekti.  Pazarlık sonunda öğretmen, ağız tatlamak için davetlilere sunulacak, kaynamış nohut ve kuru üzüm ikramını bile beklemeden hızla yerinden kalktı. Önce Hacıya, sonra da herkese mutluluk ve iyi geceler dileyerek dışarı çıktı Köy kıyısındaki lojmanına doğru yürüdü.

         İsmet öğretmen sabahleyin erken kalktı. Yine akşamki kara o kapkara düşüncelere daldı. Derinden bir kapı tıkırtısı duydu. Kapısı çalınıyordu. Kalkıp açtı. Baktı ki, gelenler Meno´nun babası Remzi ile birinci aza İsmail Çelik´ti İçeri buyur etti. Gelişlerinin nedenini sorunca da Türkçesi daha düzgün olan birinci aza İsmail Çelik yanıtladı soruyu.?İsmet Bey dedi,?Remzi Aras:? Öğretmen, Menonun okula gelmediği günler için (devam takip yapmasın. Onu idare etsin) , ben kendisine dört dönüm tarla, bir buzağılı inek ve ikibin lira da para vereceğim.?diyor dedi. Bu öneriyi duyunca öğretmen kendini zor tuttu. İsmail Çelik´in sözlerini bitirmesini de büyük bir tahammülle bekledi.

         ?Siz ne diyor, neler söylüyorsunuz beyler? Bana değil o vaat ettiklerinizi,

Yanyol Köyü´nün tapusunu verseniz kabul edemem. Gerçekte Menonun babası Remzi Aras´tır. Ama ben Menoyu üç yıldır kendime evlat edindim. Bunu hep böyle bildim. Ben onu gerçek babası sanılan Remzi Aras´tan daha çok seviyorum. Ben onu okutacağım. Ben onun okumuş bir anne olmasını istiyorum. Hayatım pahasına bile olsa bunu başaracağım. Benim, malda, mülkte dünya servetlerinde gözüm yok. Bakın bu yıl benim burada üçüncü yılım. Birleri, ikiye. İkileri üçe. Üçleri de dörde geçirdim bu sene. Yazın bir aylığına da memleketime gideceğim. Yıl sonunda tayin istiyorum. Eğer tayinim çıkarsa zaten buraya dönmem. Ama çıkmazsa, buraya gelecek ve görevime devam edeceğim. Meno da dördüncü sınıfı okuyacak. Menonun üç günlük bir devamsızlığı bile olsa, hemen devam takip isteyerek okula devamını sağlayacağım. Biliyorsunuz evladının okula devamını sağlamayan veliyi en sonunda hapse atıyorlar. O zaman Meno okula, babası da hapishaneye gider.

         Beni ateşlere atsalar? Kesseler.. Parçalasalar da bunu yapacağım. Bu söylediklerimi hiç kulak ardı etmeyin. Hiç hatırınızdan çıkarmayın. Tayinim çıkmaz da gelirsem, bu dediklerimi kesinlikle ve harfiyen yerine getireceğim. Bunları hep birlikte yaşayacağız inşallah.

         Bu nedenle dua edin ki tayinim çıksın da dediklerim olmasın. Gelen öğretmenle ne yaparsanız yapın. Gelen öğretmen nasıl düşünür nasıl yapar orasını bilemem. Dedi ve kesti İsmet Korkmaz.

         Birinci aza İsmail Çelik ve Remzi Aras öğretmenin kesin kararını öğrenmişlerdi. Onu yolundan çevirmek mümkün değildi.

         Geldiklerine pişman, tedirgin ve de perişan bir halde öğretmen lojmanından ayrılıp evlerine gittiler Olayı da kaderleri gibi Allaha havale ettiler?

         İsmet Korkmaz Öğretmene vaat edilen çıkarlar büyük çıkarlardı. Ama o Köy Enstitüsünde çıkar kapmayı, vurgun vurmayı öğrenmemişti. Aldığı idealist eğitimle bunların hiçbirine tenezzül etmedi. Yaşamı boyunca sallandı ama yıkılmadı. İdeallerini, atmadı ve de satmadı. Zaten ona yakışan da buydu.. İsmet Öğretmen de kendisine yakışanı yaptı.

                                                                           Şefik Koman

Şükran Ocak Bozkurt
18.07.2013 12:36:16
Keşke tüm öğretmenlerimiz İsmet Öğretmen olsa.

Eylem Alp
19.07.2013 21:40:02
Yaşananlar ne kadar da acı olsa, edebi diliniz sayesinde keyifle okuyoruz yazılarınızı ve devamını bekliyoruz. Elinize, zihninize sağlık.

Ramazan Alp
28.07.2013 12:53:20
Öğretmenim, Siz trahomlu gözlerimizi açmakla yetinmediniz, aynı zamanda orta çağ düşüncesindeki kalp gözümüzü, akıl gözümüzü de açtınız.“Ali okul açıldı“ cümlesi ile modern ve çağdaş eğitim ve öğretimin ilk adımına bizi yönlendirdiniz. Ayrıca okulun açılışının (1952) ilk ayında, okulun karşısındaki “Kevreş“ tepesinin okula bakan yamacına yanmış kireç taşları ile Türkiye haritasının çizilmesi nasıl aklınıza geldi? Bu haritayı, bir mimar, bir ana arının ustalığı ile çizdiniz. Bu çizimde 36 lal yani dilsiz trahomlu da işçi arılar gibi size çıraklık yaptı. Lal dedim çünkü hiç birimiz bir tek kelime Türkçe bilmiyorduk. Onun için konuşmadan çalışıyorduk.Başlık parasına gelince. 7 no`lu bebenin nişan durumundan ne kadar üzüntü duyduğunuzu çok iyi anlıyorum. Şöyle ki, bir yangın kazası geçirdiniz. 29 günlük ağrı ve sızıntınız belli. Bu yanık ağrısı zamanla unutuldu ama o bebenin evlilik durumunun acısını 58 yıl geçmesine rağmen hala yüreğinizde hissetmektesiniz ve size yanık acısından daha büyük sıkıntı verdiği anlaşılmaktadır.Nişan merasimine el feneri ve şemsiye ile gittiniz. Fener bir kişiye yol, şemsiye de bir kişiye yağmur ve güneşten korunma sağlar. Ancak siz 36 + binlerin güneşi, ışığı ve yol gösteren kutup yıldızı oldunuz. Şu anda dahi aynı azim ve heyecanınız devam etmektedir. Siz hepimizin ortak sığınağı ve hepimizi kapsayan şemsiye oldunuz.Rus yazar Grigory Petrov`un “Mefküreci Muallim“ isimli romanının Raçinski adında bir kahramanı vardır. Öğretmenimi Raçinski`ye benzetirsem abartı yapmamış olurum diye düşünüyorum.Evet! Şefik KOMAN öğretmenim siz bir Raçinski`siniz. Saygılarımla. Ramazan Alp

Ömer BOZKURT
30.07.2013 12:11:51
Öğretmenlik Peygamber Mesleğidir; Trahumlu bebeler ve başlık parası yazan öğretmenlerin öğretmeni fedakar ve cefakar insana saygılar selamlar. Ben de olayın geçtiği köyde okudum o okulu görünce duygulanır ağlarım her köye gittiğimde oraya gider seyre dalarım anılar gözümde bir bir canlanır. 1952 Doğum yılımdır o yılda açılan okulda öğretmen ve öğrencisinin 61 yıl sonra yazdıkları yazıları okuyunca çok duygulandım. Ramazan ALP, Köy ve İlçe arası 5 km. yolu ortaokulu okumak için yaya yürüdün ağır yaşam koşulları altında mücadele verdin. Sende öğretmenin gibi hep cefa çektin insanların eşit şartlarda mutlu olmaları gerektiğini istedin. O düşünceyle yaşadın ve hep sosyal adaleti savundun hep öğretmenini örnek aldın yıllar geçse de unutmadın. Bende sana ve öğretmenine saygı ve selamlarımı sunarım yazdığınız yazılar taşıdığınız hümanist duygular ve sağlam karekterinizden dolayı sizleri kutlar ve bir omur boyu sağlık ve mutluluklar dilerim.

  • BIST 100

    9045,38%2,71
  • DOLAR

    32,31% 0,20
  • EURO

    35,03% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2292,57% 0,68
  • Ç. ALTIN

    3840,99% -0,36
  • Perşembe 22.6 ° / 10.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli

Balıkesir

28.03.2024

  • İMSAK 05:27
  • GÜNEŞ 06:52
  • ÖĞLE 13:19
  • İKİNDİ 16:49
  • AKŞAM 19:35
  • YATSI 20:54