Virüs salgını ile ilgili olarak ülkeler bazında açıklanan rakamlara baktığımızda binlerce ölüm, milyonları aşan vaka rakamları ile beraber eğer zamanında önlemler alınmaz ise insanlığın çok kötü günlere doğru gittiğini söyleyebiliriz. Çok çabuk ve çok hızlı biçimde bulaşan ve çok etkili bir şekilde vücuda yerleşerek olumsuz etkiler yapan bir virüsle karşı karşıyayız. Böylesi görünmeyen bir düşmana karşı bugün sadece izolasyon dışında daha henüz ciddi bir önlemin alınamamış olması insanlık adına çok büyük bir risk ve endişe kaynağı olarak durduğunu söyleyebilirim.
Özellikle bizim ülkemiz gibi 90 milyona yaklaşan nüfusu ve her yöne açık karayolları, hava alanları ve limanları ile giriş ve çıkışları çok fazla olan bu güzel ülkemin virüsü kontrol edebilme adına işinin de çok çok zor olacağını söylemek isterim.
Bu arada daha düne kadar ülke girişlerinde yapılan ateş ölçme işinin çok da belirleyici bir çalışma olmadığını dolayısıyla girişlerde karantinanın ne kadar gerekli ve de ne kadar önemli olduğu gerçeğini vatandaşlar olarak bizlerin ancak Mart’ın ikinci haftasından sonra ortaya çıkan ve biran da yükselen vaka sayılarından anlayabildik..
Özellikle 20 bine yakın umreden dönen vatandaşlarımızla beraber virüsün çok yaygınlaştığı Avrupa ve ABD’den gelen 350 bin vatandaşımızın hava alanları yolu ile Mart ayı içinde ülkemize girdiği tarihlerde girişlerde yapılan ateş kontrolü dışında karantinasız girişlerle beraber yurdumuzdaki vakaların arttığına tanık oluyoruz.
Ne yazık ki toplum olarak başta sağlık bakanımız olmak üzere konuya hakim tüm bilim adamlarımızın ısrarla üzerinde durmalarına rağmen bu karantina konusunda ihmallerimizin olduğunu, virüsü hafife aldığımızı, getirilen çeşitli önerileri dinlemediğimizi, izolasyon konusunda da hala gereken duruşları sergileyemediğimizi düşünüyorum.
Özellikle giriş kapılarının kapandığı bugünlerde virüsün sağlıklı kişilerde de görülebileceği gerçeği ile yapılacak tek şeyin izolasyon olduğuna inanarak tüm vatandaşlar olarak hepimizin çok kontrollü bir güncel yaşama dönmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Dolayısıyla karantina ve test yapılmasının sevdiklerimizin hayatta kalması bakımından yaşamsal iki önemli ve de gerekli adım olduğunu artık iyice kavradığımızı düşünüyorum. Bunun içinde olabildiğince test sayılarının artırılmasını özellikle ülke girişlerinde mutlaka bu (-),(+) testinin herkese yapılması gerçeği ile yüzleşiyoruz.
Bakınız bu zor dönem içinde salgın nasıl önlenebilir noktasında mücadele verilirken içimizden bazılarının gezi fırsatı ile salgının en çok olduğu İspanya’ya doğru bir gemi gezintisi yaptıklarını geminin Yunanistan Pire’de karantinaya alınması ile öğreniyoruz.
İnanılır gibi değil ama yaşanmış bir gezi olmuş bu gemi gezisi.
Olay kısaca şöyle gelişmiş. İşletmecisi Türk olan Yunan bandıralı turist gemisinin kalkış noktası 9 Mart tarihinde İzmir-Çeşme’den oluyor. İçersinde 165’i Türk 383 personel ve diğer yolcularla beraber İspanya’ya doğru yola çıkıyor gemi (Avrupa’daki virüs tehlikesi hiç hesaplanmamış sanki) . Fakat gemi Virüs nedeniyle İspanya limanlarına alınmıyor. Ve geminin 23 Mart günü tekrar Pire limanına gelerek demirlediğini öğreniyoruz. Sonrasında geminin karantina işlemi yapılıyor ve kontrol sonucunda testi pozitif çıkan 119 kişiden 65’nin Türk vatandaşları olduğunu ve sağlıklarının da çok iyi olduğunu öğreniyoruz.
Hatırlarsak eğer Türkiye’de ilk vakanın görülme ve açıklanma tarihi 11 Mart. İlk ölüm açıklanması ise 13 Mart ve ardından 16 Mart tarihinde okulların tatil edildiğini görüyoruz. Sonrası malum. Hem vaka sayıları hem de ölümler artarak bugünlere geldik.
Şimdi bu gemi olayına baktığımda vatandaşlarımızın gemiye katılırken bu salgını hesaba katıp katmadıklarını gerçekten çok merak ediyorum. Ortada çok ciddi bir salgın tehlikesi varken neden yola çıkıldığını hala anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Bir arkadaşım bu konuda her zaman olduğu gibi bize bir şey olmaz mantığının etkili olduğunu söylüyor. Elbette böylesi kötü bir alışkanlığın payı da vardır ama bugün şu yaşanan salgın nedeniyle güncelimizi planlarken artık bir kere değil on kere düşünmemiz gereken günler içinde olduğumuzu mutlaka görmemiz gerekir diyorum.
Umarım gemide bulunan 65 vatandaşımız salgını kısa sürede yenerek sağlıklı olarak yurda dönerek sevdiklerine kavuşurlar. Erhan GÖÇMEN 05-04-2020
