Bir devletin, bir toplumun eğitim sistemini değerlendirirken o devletin zaman içinde yürüttüğü sağlık sistemleri, ekonomi ve ticari çalışmaları, güncel kurallara uyumu, sanayisi, savunması, kamu faaliyetleri, turizm faaliyetleri, şehircilik anlayışı ve yerleşim düzeni gibi ortak yaşam alanlarına ilişkin fotoğrafları o toplumun eğitim seviyesi ile yakından ilişkili olduğunu söylüyor konu uzmanları.
Bence de çok beğendiğim ve de doğru olduğuna inandığım bir saptama ama içimizden bazıları her hangi bir araştırmaya bakmadan, gerek duymadan görülen en küçük bir olumsuzluk karşısında büyük fotoğrafa bakmadan küçük ayrıntılar üzerinden hep eğitim şart lafını ortaya koyarak eğitim kurumlarımızın yetersizliği üzerine siyaset yapmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Bu konuya nereden girdiğime gelince; geçenlerde işim gereği bir bankada idim. Dışarıda sıra var, herkes sırayla bankaya alınıyor ve bankada çok iyi bir paylaşımla işler sessizce yürütülmeye çalışılıyordu. Bende işimi tamamlayıp bankadan ayrılırken aklıma eğer müsaitse banka müdürüne uğrayıp bu güzel çalışma için bir teşekkür etmek geldi içimden.
Ayak üstü müdürümüze uğradım ve gördüğüm çalışma için kendilerini tebrik edince, hemen ayağa kalktı ve bir dakika oturmamı istedi benden ve konuşmaya devam etti. Son yıllarda Türkiye’deki bankacılık sisteminde görülen olumlu gelişmenin temelinde tüm banka şubelerinde çalışan 200 bine yakın çalışandan yaklaşık % 80’nin üniversite mezunu olduğunu, bu başarının da okullarda gördükleri eğitim kalitesinden olabileceğini ifade etti. Ve devam ederek vatandaşlarımızın da artık kurallara uyduğunu, sıralarını beklediğini, her hangi bir sıkıntıda mutlaka iyi bir dille dileklerini ilgililere iletmelerinin de bu pozitif ortamların yaratılmasında önemli olduğunu söyledi. Elbette katkısının büyük olabileceğini sayın müdürüme söyleyerek bankadan ayrıldım.
İyi bir eğitim derken hepimizi çok yakından ilgilendiren ve içinde yüz binlerce çalışanı bulunan sağlık ordumuzun son yıllarda yakaladığı çıkışları da bu açıdan görmemiz gerekiyor. Örneğin hastanelerimizdeki teşhis ve tedavinin yanı sıra gerek korona aşısı gerekse korona tedavisi için ilaç araştırma ve geliştirme alt yapısı olarak büyük bir ivmenin içinde olduğumuzu görüyoruz.
Yine iyi bir eğitim derken yaşadığımız kentlerin fotoğraflarına da yakından baktığımızda başta İstanbul olmak üzere Eskişehir, Konya, Kayseri, Erzincan gibi onlarca kentimizin belediyelerce ortaya koyulan başarılı işlerle modern kentler görüntüsüne çevirilerken meselenin altında çalışan, emek veren eğitimli çalışanları mutlaka hatırlamamız gerekiyor.
Ve bu gün son yıllarda yurdumuzun çeşitli bölgelerinde açılan binlerce fabrikalarda görev alan teknik adamlarımızın ortaya koydukları çalışmalarla yaratılan üretim çeşitliliği ile beraber rekabet ve pazarlama tekniklerini de kullanarak ihracatımızın artmaya devam ettiğini görüyoruz.
Yine son yıllarda aldığımız modern araştırma ve enerji sondaj gemilerimiz sayesinde yeni yeni doğal gaz ve petrol arayışları yapıyoruz. Tüm bunların eğitimli teknik adamlarımızca yapılabildiğini unutmayalım derim.
Ve bu arada son yıllara baktığımızda binlerce km. yol yapılırken açılan uzun tüneller, köprüler ve viyadüklerin hep Türk mühendis ve işçilerinin eğitimleri ile yakından ilgili olabileceğini düşünüyorum. Tabi ki bu yapılanmaya dünyanın en yüksek barajlarını yapan, enerji üretim jeneratörlerini imal eden milli yapılanmayı başaran teknik kadroların alt yapısında mutlaka iyi bir eğitimin olduğunu düşünüyorum.
İyi bir eğitim derken savunma sanayini de hatırlamamız gerekiyor. Özellikle son yıllarda gerçekleşen silah üretimi, yazılımlar, İHA’lar, helikopter ve zırhlı araçlar gibi ortaya konulan başarılı çalışmaların da ( buralarda binlerce mühendisimiz çalışıyor) iyi bir eğitimle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Dahası, dünyanın en iyi hava yolları arasına giren ve içinde binlerce çalışanı olan bir kurumun (THY) sıradan çalışmalarla bu gün olduğu gibi çok yüksek seviyelere gelemeyeceğini dolayısıyla bunun altında mutlaka iyi bir eğitim ve iyi bir organizasyonun olduğuna inanıyorum.
Aslında aklımıza gelmeyen başarılı olan diğer pek meslek dalları da var, bunları da iyi biliyorum ama yer darlığımızdan onları yazamıyorum, bunu da belirtmek isterim.
Aslında bu konu ile bağlantı olarak bilimsel bir veri olarak kabul gören bir teoride bir toplumun gelişmişliğine katkı yapan ancak o toplumun %10 diyor konu uzmanları. Dolayısıyla karşılaştığımız her olumsuzluğu genele sokarak toplumları küçümseme kolaycılığına girmek normal bir durum olmadığını da söylemek isterim.
Ve son sözümde eğitim şart diyenlerimize. Lütfen yıllardır toplumu eğitmek için taşrada, köylerde, zor şartlarda fedakârca çalışan, eğitime emek harcayan ilk, orta, lise ve üniversite öğretmenlerimizin verdiği emekleri küçümsemeyelim. Onlara destek verelim. Elimizden geliyorsa bizde el verip, yardım edelim.
Son bir not; yakın çevremize dikkatle, kıskanmadan baktığımızda bizlerden daha iyi çalışan, daha iyi işler yapabilen ve yönetici olarak iyi noktalara önerebileceğimiz arkadaşlarımızı görebiliriz. Örneğin benden çok daha iyi yazan, konuları benden çok daha iyi anlatan çevremde onlarca arkadaşım var. Bu arkadaşlarımızı desteklediğimiz, onların arkasında durduğumuz sürece iyi örneklerin fazlaşabileceğini buda toplumdaki başarıları daha kolay sağlayabileceğini düşünüyorum.
Örneğin bu gün bölgemizde basın faaliyetlerine baktığımda bana göre haberden habere koşan bir Önder Balıkçı, bir Mehmet Tosun, her yıl yeni bir kitap yazan ve büyük bir yazar olarak gördüğüm Engin Arıcan, görebildiğim kadar ile bölgemizdeki basın toplantılarını takip ederek ayrıntılı bilgiler veren ve iyi okunan bir Ramazan Narin benim hep taktir ettiğim gazeteci arkadaşlarımdır.
