Günler çok çabuk geçiyor ama biliyoruz ki geçerken de olumlu veya olumsuz insanları etkilediği de bir gerçek. Hele hele ailece karşılaştığınız sorun deprem gibi tabii bir afet ise yaşam daha bir zor diyor İzmir’de depreme yakalanan meslektaşımın kardeşi.
Özelikle yıkılacak bir evden ayrılmanız, yeni bir meskene taşınmanız, parasal ihtiyaçlar, çocukların eğitimi gibi sorunlar insanları fazlasıyla tedirgin ediyor diyor arkadaşım.
Geçtiğimiz günlerde kendileriyle tekrar konuşmak fırsatını buldum. Sıkıntıları azalmış hatta yok olmuş bir diyalogla karşılaştım ve de çok mutlu oldum onlar için. Nasıl gidiyor diye sorunca, kayıplarımız oldu, üzüldük ama devletimizin sayesinde tekrar ayağa kalkıyoruz. Mutlu ve umutla bakıyoruz geleceğimize. Deprem konutlarımız da hızla yapılıyor, inşallah yıl sonuna kadar yeni evlerimize taşınır, yeni bir hayata merhaba deriz derken sesinden de oldukça mutlu olduğunu hissedebiliyordum.
Ve dün televizyonu izlerken İzmir deprem konutlarından birinci etap konutlarından1444’ünün tamamlanmak üzere olduğunu, bu yıl içinde 30 Ekim’e kadar yetiştirileceği haberine rastladım.
Haberin devamın da 2. etap olarak yapılan 3649 konuttan büyük bölümünün de yıl sonuna kadar sahiplerine verilebileceği haberi vardı.
Şimdi bu haberler bazılarımız için bir mana ifade etmeyebilir. Hele hele günümüzde sabah akşam siyaseten yaptığımız tartışmalara da konu olmaz ama biz bunları tabii afetlerle karşılaşanlara sorduğumuzda işler değişiyor ve bambaşka boyutlar kazanır diyorum.
Geçtiğimiz aylarda yaşanan orman yangınlarında yardıma koşan bir arkadaşımdan söz etmiştim yazımda hatırlarsanız. Daha sonra aramızda yaptığımız konuşmada kendisi o yaşanan fotoğraflar içinde halkımızla, ormancımızla, emniyet güçlerimizle, yangın personelimizle özetle devletimizle ne kadar güçlü, yardımsever ve de korkusuz olduğumuzu yangını içinde çok yakından görmüş olduğunu anlattı.
Aynı şekilde sel felaketlerinde de devlet-toplum dayanışmasına tanık olduk. Bir hafta veya on gün içinde kentlerin temizliği bitirilerek su ve elektrik verildiğini unutmamalıyız. Bence bu da çok önemliydi. Vatandaşlarımızın çok kısa sürede normal hayatlarına döndüklerini öğreniyoruz.
Ne yazık bu yıl sadece deprem, yangın ve sellerle karşılaşmadık, dünyayı hala tehdit eden salgınla olan mücadelemize ilaveten bu kez hayatımıza MÜSİLAJ denilen bir yeni afetle tanıştık Marmara’da. Devletimiz yine hemen görev başındaydı. Temizlik çalışmaları ile beraber kısa zaman içinde tekrar normal hayatımıza döndük, dönüyoruz diyebiliriz.
Sonuçta şu yaşananlardan çıkardığımıza göre devletimiz her türlü olumsuzlukta hemen tedbirler alarak vatandaşının yanında olarak onlara güven vermesini çok yerinde ve de çok anlamlı buluyorum.
Hangi açıdan bakarsak bakalım, bugün Türkiye olarak çok büyük bir ülkede yaşıyoruz. Baktığımız zaman iyi ve doğru çalışmalarımız kadar yanlış veya eksik yönlerimizde var. Bunların düzeltilmesi de önemli. Ama her şeyden önemlisi, bence, nasıl bir sorun olursa olsun iktidarı ve muhalefetinin birlikte hareketine ihtiyacımız var. Unutmayalım ki zaman çok hızlı akıyor. Dolayısıyla sadece bu günleri düşünerek değil geçmişten dersler alarak zamanımızı iyi değerlendirerek geleceğimizi, on yıllarımızı, düşünerek çalışmalar yapmalıyız.. Yani kavga ederek değil, barışarak, saygı duyarak birlikte çalışmakla sağlam bir geleceğin inşası ancak mümkün olabilir diyorum..
