Ne yazık ki toplum olarak meydana gelen her deprem sonrası yaşanan büyük acılar ardından çok konuşmamıza, çok tartışmamıza rağmen hala büyük depremlere hazırlık diyebileceğimiz ciddi önlemleri alamadığımızı görüyoruz. Örneğin dün televizyondan izlediğim prof. Gürkan Özden hocamız, İzmir depremi hakkında konuşurken sözlerinin arasında dikkatimi çeken en önemli noktanın ben, beklediğimiz büyük İzmir depremi için hazır olmadığımız ifadesi olduğunu düşünüyorum.. Baktığımız zaman çok korkutan, çok endişelendiren bir konuşma olsa da ciddi anlamda bir hatırlatma ve önlem alınması noktasında da bilimsel bir yaklaşım olduğunu söylemek isterim..
Türkiye olarak bulunduğumuz coğrafyanın hemen hemen her noktasının fay hatları ile örtülü olduğu da çok sıkça ifade edilen bir görüş. Dolayısıyla bulunduğumuz coğrafyanın bir deprem ülkesi olarak sık sık büyük depremler üretebildiğini şu son yıllarda yaşadığımız depremlerden iyi bildiğimizi düşünüyorum.
Konuşuyoruz, konuşuyoruz ama her seferinde yine çok üzüldüğümüz deprem fotoğraflarıyla karşılaşıyoruz. Yapılan konuşmalardan, bilimsel açıklamalardan, televizyon ve gazete haberlerinden çıkardıklarımıza göre depremlere dayanıklı binaları üretememek gibi bir yanlışımız, bir eksikliğimiz var bizim. Özellikle 1998 Kocaeli depremi öncesi yapılan binalarla ilgili olarak büyük sıkıntılarımızın olduğu sıklıkla dile getirilen bir konu olması nedeniyle bu konuda ciddi önlemlerin alınması gerektiği ifade edilmekte.
Baktığımız zaman hızlı nüfus artışının yanı sıra 1980’lı yıllar sonrası yaşanan göçler nedeniyle ucuz yapı üretme dahil plansız ve programsız yapılaşmaların bu gün şu yaşadığımız sıkıntıların temel nedenleri arasında olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak artık sözün bittiği yerlerdeyiz. Ne yapılacaksa, ne gerekiyorsa, uzmanlar ne öneriyorsa ve imkânlarımız seviyesinde bir yerlerden başlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda yıllarca sürecek olsa da başta siyasiler olmak üzere sivil toplum dahil tüm vatandaşlarımızın depremleri önleme noktasında katkılar vererek yeni bir yapılanmaya yardımcı olmamız gerekir diyorum.
Ve bunda da çok acele etmemiz gerektiğini söylüyor bilim adamlarımız. Örneğin hepimizin çok iyi bildiği gibi 7 yukarısında bir İstanbul depremini yıllardır konuşuyoruz. Şimdi öğrendik ki İzmir’de de yüksek seviyeli depremler bekleniyor.
Biran önce siyaseten tartışmaları bir tarafa bırakarak bu deprem işine yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Allah korusun olası büyük acıların önüne geçmeyi hedefliyorsak eğer mutlaka yan yana gelerek bu büyük hedefe birlikte yürümeli ve birlikte başarmalıyız. Yoksa çok ağlarız ve de çok üzülürüz.
2 Kasım 2020 Erhan Göçmen
