Partileri milletin kurması şarttır. Partileri millet kurmuş olsa ve partiler gerçek anlamda milletin olsa, ülkeyi sıkıntıya sokacak politikaları uygulayamazlar.
Bir parti düşünün ki, Milletvekilleri-Belediye Başkanları-Belediye Meclis Üyeleri-İl Genel Meclisi Üyeleri- İl İlçe Başkanlıklarıyla binlerce insan, sadece bir kişiye karşı sorumlu olsun!
Bir kişi emretsin, diğerleri Kunta-Kinte gibi anında yerine getirsin!
Fikir tartışmasının, sorgulamanın, hesap vermenin olmadığı yerde demokrasi olur mu? Demokrasinin olmadığı yerde yönetenler (Özellikle cahil ve tatminsiz olanlar) güç zehirlenmesine uğrar. Bir adım sonrası “Her şeyi en iyi ben bilirim” havasına girmektir ki, bunun da bir adım sonrası yasaklamalar, özgürlüklerin kısıtlanmasıdır. Biz şimdi tam da bu noktadayız. İktidar bu noktada durup, aklını başına almazsa sonu, Mazhar Osman’ın eline düşmek olur.
HDP, yürüyüş mü yapacak, Saray’dan ferman; “Şehirlere giriş çıkışı yasaklayın!”
(Arkadaş bırak yürüsünler, anayasal hakları! Dertlerini dinle, çözüm üret)
Twitter, AKP’li trolleri mi ayıkladı; “Bu Twitter da antidemokratik oldu!”
(Eyy Badem, dünyanın özgürlük alanı kabul ettiği alanlardan biridir Twitter!)
S-400’ler ne oldu diye sorarsınız, ferman hazır; Casus bu, atın içeri…
(Kardeş, benim 2,5 milyar dolarımı ne yaptın? Babanın parası mı?)
İktidar, ülkeyi uçuruma götürüyorsa, muhalefetin hiç mi suçu yok?
Hadi, sadece görüntü olarak Saray dışındakilere de bakalım;
CHP, şu an milletin partisi mi?
CHP, Cumhuriyetin önemli kurumlarından biridir. CHP’den ülkeye ve demokrasiye direkt olarak zarar gelmez. Ama muhalefet görevini tam olarak yapıp, iktidarı anayasal çizginin içinde tutabiliyor mu? Hayır. Siyasette her şey sonucu ile ölçülür. Eğer CHP’yi yönetenler, son 18 yılda hiçbir Genel Seçim kazanamıyorsa ve şu an dahi, “Biz önümüzdeki seçimde tek başımıza iktidar olacağız” diye iddia koyup, kamuoyunu inandıramıyorsa, yine kaybedeceklerdir.
İYİ Parti, milletin partisi mi?
Siyasette zamanlama çok önemlidir. İyi Parti, önüne gelen güçlü bir parti olma şansını kendisi harcadı. Meral Hanım partisini, MHP küskünlerinin toplandığı bir parti haline getirdi. Topluma verebilecekleri yeni bir projelerini henüz görmedik. Meral Hanımın, parti içindeki rakibi Koray Aydın teşkilatlara hakim görünüyor. Barajı geçme mücadelesi veren bir partinin, ülkenin dertlerine çare olması beklenemez…
Deva ve Gelecek milletin partileri mi?
Deprem için önceden hazırlanan “Toplanma Merkezleri” gibi bu ikili!
Türkiye’de, Siyasal İslam’ın (AKP) alternatifinin yine Siyasal İslam (Davutoğlu-Babacan) olacağını düşünmek, Türk Milletinin zekasıyla alay etmektir.
Arkadaş, siz ikinizde AKP’nin tüm icraatlarının içindesiniz. Sizden sadece şu soruya yanıt vermenizi istemek Türk Milletinin en doğal hakkıdır.
Neden bir tane olsun hırsızlığa-yolsuzluğa karşı çıkıp yargıya gitmediniz?
Neden Türkiye aleyhine olacak bir özelleştirmeye karşı çıkmadınız?
Sadece sustunuz ve ortak oldunuz!
İkinizin yüreği bir Abdüllatif Şener’in yüreği etmiyorsa, Türk Milletinden ne istiyorsunuz? Yetmedi mi?
Değerli Okurlar;
Yarın, Çoban Ateşi Hareketinin nasıl bir parti olacağını ve önümüzdeki dönemde Türk Siyasetinde olması gereken değişiklikleri anlatmaya çalışacağım.
Öyle veya böyle, AKP’nin soygun döneminin sonuna geliyoruz.
İnşallah aklı selim galip gelir, Türk Milletinin AKP’yi tek nişan yüzüğünden nerelere getirdiği hatırlanır da hırslara gem vurulur.
Ne demişti Büyük Atatürk; Geldikleri gibi giderler!
Fakat Bademlerin sonu ibretlik olacak! Çok ah aldılar, çoook…
Sağlık ve başarı dileklerimle 17 Haziran 2020
Rifat Serdaroğlu
