Aslında çizgi film derken bir çoğumuzun olduğu gibi benimde önceleri çok fazla bir ilgim yoktu açıkçası. Sevmediğimden değil hem zamanım yoktu hem de daha başka tercihlerimin olması nedeniyle çizgi filmlerin hayatımda hemen hemen hiç de yeri olmadığı söylersem doğru ifade etmiş olurum. Dolayısıyla bu alanda neler oluyor, kim ne yapıyor hiç bilmediğimi söylemek isterim.
Ama ne zaman televizyonların karşısına torunlarım oturmaya başladı bende onlarla beraber zorunlu olarak çizgi filmleri izlemeye başladığımı söyleyebilirim.
Ve geçen zaman içinde çeşitli kanallarda gösterime giren çizgi filmleri izlerken yavaş yavaş çizgi filmlerin vakit geçirmek için bir eğlence, bir oyun olduğu kadar tas tamam bir eğitim aracı olarak da kullanılmakta olduğunu görmeye başladım.
Ve zaman içinde takip ettiğim kadarı ile 3-6 yaş grubu çocuklarımızın gelişimi noktasında bu dönemin gelecek nesillerimiz için çok hayati bir dönem olduğunu öğrendim. Örneğin bundan üç yıl önce Erdek çocuk oyun parkında tanıştığım bir çocuk eğitimi uzamanı bana 3-9 yaş döneminde alışkanlıkların yavaş yavaş oturmaya başladığını, sonrasında değişimin zorlaşacağını, bu nedenle de bu dönem içinde aileler olarak çocukları etkileyebilecek araçlar üzerinde çok daha dikkatli ve çok daha hassas olmamız gerektiğini anlatmıştı bana.
Gerçekten de kavramların resim ve sembollerle anlatıldığı, önemli mesajların verilebildiği bu çizgi filmler dünyasında çocuk gelişimi adına çok fazla yapılacak işlerimiz olduğuna inanıyorum. Hatırlarsak eğer yıllar önce hep yabancı kaynaklı çizgi filmler gelirdi önümüze ve bunları izlerdik. Ve ne yazık ki böyle önemli gelişmelerin ne kadar farkındaydık bilemem ama geç de olsa ben TRT Çocuk kanalıyla beraber bu önemli eksiliğimizin yavaş yavaş kapanmaya çalışıldığını görüyorum.
Son 5-6 yıla baktığımda TRT Çocuk kanalında gördüğüm Pepee, Elifin düşleri, Keloğlan, İbi ve Rafadan Tayfa gibi çizgi filmlerin bir çok açıdan dostluk, arkadaşlık, yardımlaşma, saygı gibi bu gün eksikliğini hissettiğimiz bir çok çağdaş kavramı izleyenleriyle buluşturmakta olduğunu görüyorum. Örneğin Rafadan Kalfa’ya baktığımızda bizim geleneksel mahalleli anlayışı içinde küçük- büyük aramızdaki dostluk ve yardımlaşma düşüncesi ile sıcak bir sosyal yaşam fotoğrafı vermekte olduğunu düşünüyorum.
Hele hele Göbekli Tepe filmi gibi Mısır Piramitlerinden 7500 yıl daha eski olduğu belirtilen tarihi kalıntılar üzerinden yapılacak bilgilendirmenin hem tarihi alanların ve hem de Urfa gibi çok önemli bir ilimizin tanıtılmasının çocuklar üzerinde çok olumlu izler bırakabileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak çizgi filmler noktasından ben daha çok bizleri anlatan, geçmişimizi bu günlere taşıyan ve içerik olarak evrensel doğrular üzerinden liderlik, yardımlaşma, karşılıkla saygı, dinleme, hoş görü gibi eğitim amaçlı bilgilendirmelerin yer aldığı proğramlar olmalı diyorum. Ve TRT ÇOCUK YÖNETİMİNİ GÖNÜLDEN KUTLUYORUM.
25-12-2019 Erhan GÖÇMEN
