Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)


VİRÜSTEN KORUNMA ÖNERİMİZ

VİRÜSTEN KORUNMA ÖNERİMİZ


Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri arasında konularında uzman, çalışmaları-eserleri yurtdışında muhatapları tarafından takdir edilen, saygı duyulan
Tıp Profesörü, Sosyal Bilimci, Planlamacı arkadaşlarımız var.
Arkadaşlarımız, diğer partilerin yaptığı gibi, AKP’nin virüs salgını karşısındaki kötü yönetimini belirtmek için yapılması gerekenleri sıralayıp, topluma duyurmamız için ısrarlı oldular.
Kendilerine şunu söyledim;
“Aklın, Bilimin, Tıbbın gereği yapılması gerekenler zaten bazı bilim adamlarımız tarafından sürekli kamuoyuna aktarılıyor. Bu önerileriniz içinde “yeni çözümler-buluşlar” olursa, elbette ki duyururuz.
Ama biz, diğerlerinden çok farklı bir siyasi hareket olacağız.
Bizim iddiamız, Atatürk ilke ve devrimlerinin tekrar temel değerlerimiz olacağı, yeniliklere ve teknolojiye açık, Türk Devletini yeniden yapılandıracak nitelikte kadrolara sahip bir siyasi parti olmaktır.
Biz, eskinin tekrarcısı olamayız. Eskinin tekrarcısı ve takipçisi olacak isek, niye kuruluyoruz ki? Böyle partiler var zaten!
Biz, sadece siyasi kadroları değil, Türk Toplumunun tamamının yaşam ve ahlak kalitesini, toplumsal bilincini yükseltme amacındayız.
Biz ne vahşi kapitalizmin ne emperyalizmin ne de düzensizliğin parçası haline gelmiş, Eşbaşkanlık dilenen veya ona yaranmaya çalışan mevcut partilerden olamayız.
Biz, AKP tarafından bölünmüş Türk toplumunu, herkesi kucaklayarak herkesin özgürlüklerine ve değerlerine saygı duyarak, tıpkı Kurtuluş Savaşı öncesinde olduğu gibi bir ve bütün yapmalıyız.
Biz yoksulluğun, fukaralığın, çilenin paylaştırıcısı değil, zenginliğin, refahın, bereketin hakça paylaştırıcısı olmalıyız. Biz hurafelerin dogmaların değil, bilimin aydınlık yolunda yürümeliyiz.
Biz, kadın-erkek eşitliğine gönülden inanan bir hareket olmalıyız.
Biz yapabiliyorsak, Türk Milletinin içine şimdiye kadar sokulmuş, tüm virüslerin kökünü kazımalıyız. Ayrıca bundan sonraki her türlü kötü virüs ile rahatça mücadele edecek, planlamalarını önceden yapacak, etkin devleti oluşturmalıyız!”

Dün attığım tweet’te; “ÇAH olarak virüs salgınına karşı önerimiz şudur; Önce sağlık uzmanlarının önerilerine mutlaka uyun. Sonra da artık AKP’ye oy vermeyin” diye yazdım.
İlk bakışta, canım ne alakası var? Virüsü AKP mi yarattı, denilebilir.
Ama bugüne kadar AKP’nin hiçbir yararlı eleştiriyi dinlemediğini defalarca gördük. Ne söylerseniz söyleyin, isterseniz konunuzda dünyanın bir numaralı uzmanı olun, AKP’ye göre Reyiz sizden iyi bilir!
Yani, AKP’ye öğüt vermek, doğru yolu göstermek zaman kaybından başka bir şey değildir. Tek çare AKP’yi bulunduğu yerden indirmektir.
İsterseniz, 18 yıldır Türkiye’yi vasat akıllı, milli hassasiyetleri olan, akla ve bilime öncelik veren bir iktidar yönetse idi, neler olmazdı, ona bakalım. Bakalım mı?

-Akıl ve bilim ötelenmezdi.
-Rektör olarak, bir tane bile bilimsel makalesi olmayan çapsızlar atanmazdı!
-Dünyaca saygın Tıp Profesörleri, üniversitelerden uzaklaştırılmazdı.
-Sağlık-Eğitim-Güvenlik PARA konusu yapılmazdı. Şehir Hastaneleri rezaleti yaşanmazdı.
-Her türlü salgına ve doğal afete karşı, en çabuk ve en doğru örgütlenecek olan Türk Ordusu çökertilmezdi. İçinde biyolojik saldırılara karşı planların da olması gereken Kozmik Oda, FETÖ-CIA hizmetine verilmezdi.
-Yerel Yönetimler, benden değilsin diye dışlanmazdı.
-Ömürleri boyunca, hijyen nedir bilmemiş, savaş altındaki ülkelerinde temizliği unutmuş, sağlıklı beslenmemiş, her çeşit mikroba açık, virüslere karşı vücut direnci olmayan BEŞ milyon Suriyeli, BİR milyon Afganistanlı, 1 milyon Ortadoğulu Türkiye’ye alınmazdı. Alınsalar bile bir merkezde toplanıp, sağlık kontrolünden geçirmeden (buyrun her yere mikrop saçın, diye) tüm ülkeye dağılmalarına izin verilmezdi.
-Sınırlarımızın tamamı, “Yol geçen hanı” gibi olmazdı.
-Son salgında, tedbir almakta gecikilmezdi. Salgın anında, Kabe bile ziyarete kapatılmışken, Umre ziyaretine izin verilmezdi.

Bu listeyi çoğaltabiliriz.
AKP, her konuda toplumda çöküş başlattı.
Bakın onların yönetiminde, nereden nereye geldik;

Cumhurbaşkanlığı; Demirel’den- Erdoğan’a
TBMM Başkanlığı; Cindoruk’tan- İsmail Kahraman’a
Başbakanlık; Ecevit’ten- Davutoğlu’na
Ordu; Işık Koşaner’den- Necdet Özel’e
TÜSİAD; Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Nejat Eczacıbaşı’ndan- Kaslowski’ye
TOBB; Ersin Faralyalı’dan -Rifat Hisarcıklıoğlu’na
Sendikalar; Halil Tunç, Kemal Türkler, Şevket Yılmaz’dan- Ergun Atalay ve Salim Uslu’ya

Şimdi, içine ihanet virüsü kaçmış AKP’ye neden oy verilmemesi gerekir anlatabildik mi?
Demokrasiyi hazmetmemiş, tek yüzükle başlayıp dünyanın en zengin kişileri arasına girmiş, aklı-bilimi-ahlakı-çağdaşlığı-özgürlükleri-tartışmayı reddetmiş, tamamen tek kişiye biat etmiş Ortaçağ kafasındaki AKP’ye hangi aklı başında fani oy verir ki?

Önce biz, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”, “Bana ne kardeşim, bana mı kaldı demokrasiyi korumak”, “Çalıyor ama çalışıyor”, “Birileri benim yerime ülkeyi, rejimi korur nasılsa”, “Ben yolumu bulmaya bakarım, gerisi boş”, “Param var, yurtdışında da yaşarım” virüslerinden kurtulmalıyız.
Eğer bu vatanda özgürce yaşamak istiyorsak, elimizi taşın altına koyup, sorumluluk almalıyız.

Ne diyor Çoban Ateşi; “Sen Yoksan, Bir Kişi Eksiğiz!”

Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Mart 2020
Rifat Serdaroğlu

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,16% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2240,47% -0,12
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44