Son yıllarda ABD ve Türkiye arasındaki ilişkilerde yaşanan kırılmaları biliyoruz. Özellikle Obama ve ardından Trump döneminde gerilen ilişkilerin Biden döneminde ne olacağı sadece bizim ülkemizde değil başta Rusya ve Çin olmak üzere bir çok ülkenin radarında olduğunu söyleyebiliriz.
Hangi açıdan bakarsak bakalım bugün Türkiye dünya coğrafyasında en kırılgan, en önemli ve de en stratejik bir alanda bulunmakta. Ve son yıllarda Orta Doğu coğrafyası olarak dillendirilen bu bölgede yaşananlara baktığımızda içinde başta ABD ve Rusya olmak üzere bir çok ülkenin dolaylı ve ya dolaysız yer aldığını gördük. Ne yazık ki bu olaylardan en fazla maddi ve manevi zarar gören ülkede Türkiye.
Bu arada yaşanan onlarca olay karşısında Türk dış politikasının hem sahada ve de hem masada inanılmaz derecede başarılı adımlar attığını da gördük. Örneğin o tarihlerde yabancı bir yazar, ABD ve Rusya gibi iki süper gücün 15 gün gibi çok kısa süre içinde ayrı ayrı masaya oturtulmasını uluslar arası diplomasi adına Türkiye’ni büyük bir başarısı olduğu dile getirilmişti.
Ve bu gün Brüksel’de başlayan NATO toplantılarına baktığımızda henüz daha Biden- Erdoğan görüşme sonuçlarını bilmiyoruz ama 2021’e girerken dünyada ekonomik ve askeri güç savaşları olarak ciddi bir mücadelenin oluşmaya başladığını hatırlıyoruz. Özellikle Çin’in uzak doğudan Batıya doğru yavaş yavaş ağırlığını koymaya başlamasının yanı sıra Rusya’nın da gerek Kafkaslarda, gerekse Orta Doğu ve hatta Libya gibi çok geniş bir alanda etkisini arttırması başta Avrupa Birliği olmak üzere ABD’nin dikkatini çekmeye başladığını ve bu konuda ciddi önlemlerin alınması noktasında NATO’nun ortaya çıkarak yeni bir Nato görev anlayışının gerekli olduğu ortaya konulduğunu görüyoruz.
Bu konuda sayın Nato genel sekreteri Stoltenberg’in askeri açıdan Türkiye’ye verdiği önemi yakından biliyoruz. Özellikle askeri konularda bence sayın Genel sekreterin ABD ve AB ülkeleri üzerinde çok etkili olduğunu, Türkiye’ye yapılan baskılar nedeniyle olası bir kırılmanın yani Türkiye’nin Nato’dan kopması durumunda hem Avrupa ve hem de ABD’nin çok büyük sorunlarla karşılaşabileceği noktasında ısrarcı olduğunu düşünüyorum. Sanıyorum son aylarda yavaş yavaş oluşmaya başlayan Türkiye’ye karşı pozitif yaklaşımların temelinde bu tarz bir çalışmanın varlığını söylemek isterim.
Ve bu arada 2021’e girerken Türkiye’nin dış politika alanında pozitif tavırlar içinde olacağını belirtmesi ve bunları da uygulamaya koyması Batı dünyasında çok geniş yer bulduğunu söylemek istiyorum.
Özellikle Nato zirve toplantısında Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin Sayın Erdoğan ile görüşmelerinin altında hep Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada hem diplomasi hem de askeri alanda etkin bir yapı içinde olması ile yakından ilgili olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak merakla beklenen Nato zirvesi ardından Türkiye olarak hem ekonomi hem de askeri açıdan rahatlatıcı bir döneme girebileceğimizi düşünüyorum.
Ve bundan sonra Türkiye Rusya arasındaki pozitif ortamda bir değişim olur mu olamaz mı göreceğiz ama ben işimizin bu noktada zor olabileceğini düşünüyorum.
