Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


AĞAÇ KATLİAMI

AĞAÇ KATLİAMI


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ülkede ağaç katliamı yaşanıyor. İstanbul da cami yapılacak yerde kesilen ağaçlar. Atatürk orman çiftliğinde kesilen ağaçlar. Somada zeytin ağaçlarının pırasa doğrar gibi doğranması. Bu kadar ağaç kesiliyor.  Bilhassa Atatürk orman çiftliğinde ağaçlar kesiliyor.  Ak sarayın önüne dikilmek için. Dışarıdan tanesi üç bin Euro olan ağaçlar fideleri getirilip dikiliyor. İşin garip tarafı milletin verdiği vergiler ile getirtilen bu ağaçlar tutmuyor. O kadar parada uçup gidiyor.

Bu ağaç kesimlerine tepki gösteren vatandaşlarda. Polis tarafından darp ediliyor. Ülkemizde öyle bir alışkanlık var ki. Termik santraller özelliklemi seçiliyor? Bilmiyorum! Ağaçlık alanlar veya tarım alanlarına yapılması seçiliyor.  Böyle çok tarım alanları yok edildi. Bunlardan biriside Somada yapılacak termik santralin zeytinlik bir alana yapılmasıdır. Köylünün geçim kaynağı olan zeytin ağaçları üzerindeki zeytinleri ile kesiliyor. Bu santralin yapımının durdurulması için mahkemeye müracaat edilmiş. Adaletli davranacak iseniz. Mahkemenin vereceği kararın beklenmesi gerekmez mi? Danıştay’ın kararı açıklayacağı haber alınmış olmalı ki. Yapımcı firma ağaçları gece kesiyor. Köylülerden gece nöbet tutunlar hangara hapsediliyor. Elleri kelepçeleniyor. Şirket korumalarının eşliğinde zeytin ağaçları kesiliyor. Danıştay yapımın durdurulmasına karar veriyor. Artık iş işten geçmişti. Köylüler ekmek teknelerini kaybetmişti. Bu zeytin ağaçlarından elde ettikleri ürün ile geçimini sağlayan aileler açlığa terk edilmişlerdir.

Bir atasözümüz vardır. “Yaş kesen baş keser” derler. İşte burada ağaçları kesilen köylülerin sanki başları kesilmiştir. Bu ağaçları ne hayallerle yetiştirmişlerdir?  Allah bilir! Kimisi kaldıracağı ürünle oğlunu evlendirecekti. Kimisi kızının çeyizini düzecekti. Kimisi okuyan çocuğunun harcını ödeyecekti. Kimisi geçim sıkıntısı çekiyordu. Borçlandı, bu borcunu ödeyecekti. Bu hayallerini yıktılar.  Onun için senelerce o ağaçları yetiştirmek için ter döktüler.

Kimseye muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürmek için uğraştılar çabaladılar. Amma bu emekleri bir anda ellerinden uçtu gitti. Yapımcı firma “her şey kanuna uygun” diyor. Yangından mal kaçırır gibi gece ağaç kesmekte kanuna uygun mu? Köylülerin elleri kelepçelenerek hangara hapsedilmeleri kanuna uygun mu? Köylülerin ürünlerini almadan ağaçların kesilmesi kanuna uygun mu? Bu ağaçların üzerindeki ürünün parasını kim ödeyecek? Bunların yerine dikilecek zeytin ağaçları yetişene kadar. Bu aileler ne yiyip, ne içecekler? Bunların sefalet içersinde yaşamlarını içinize sindirebilecek misiniz?

Neden böyle verimli arazilere böyle şeyler yapılıyor? Kurak alanlar var. Neden buralar tercih edilmiyor? Hazine arazileri neden tercih edilmiyor da?  Şahısların geçim kaynağı olan alanlar seçiliyor? Bu iktidar döneminde köylü fakirleşeceği kadar fakirleştirildi. Damda iki tane süt veren ineğini elinden almakla, zeytin ağaçlarını kesmenin arasında hiçbir fark yoktur. Santraların yapılabileceği birçok hazine arazisi vardır. Amaç köylünün arazisin alınması mıdır? Yapımcı firma ballı bir ihale almış ki burayı bırakmıyor. Vicdanlı birisi olsa ben buraya bu santrali yapamam. Bu kadar fakir köylünün ahini alamam der. Demek ki vicdandan önce cüzdan geliyor. Köylünün geçim kaynağı topraktır. Köylünün canını al fakat toprağını elinden alma. O toprak sayesinde başı dik anlı açık yaşayabiliyor. Nasıl vatan toprağını korumak için ölümü göze alıyorlarsa. Kendi toprağı gibi görüp vatanını da bu duygu ile savunur. Kardeşlerden birisi kardeşinin toprağını ele geçirirse o kardeşler ömür boyu birbiri ile konuşmazlar. Hatta böyle olaylar ülkemizde çok yaşanmıştır. Bu toprak için kardeş kardeşi vurmuştur.

 Bu santral yapımının arkasında firmayı destekleyen birileri var mıdır? Çünkü böyle ihaleler iktidara yakın kişilere veriliyor. Bunun örneklerini çok gördük. Ermenek kömür ocağında meydana gelen elim olaydan sonra. Ermenek’e cumhurbaşkanı gitti. Başbakan gitti. Çalışma bakanı günlerce orada kaldı. Enerji bakanı Taner yıldız halen oradan ayrılmadı. Aklıma gelen bir olayı hatırlatayım.  Afyonda askeri cephanelikte patlama oldu. 25 askerimiz şehit oldu. Orada günlerce çalışma yapıldı. Neden oraya hükümet erkânından hiç kimse gitmedi?  Kömür ocağına hükümet erkânı gitti. Bunun bir anlamı olmalı? Kömür ocakları iktidarın sorumluluğunda ruhsatın nasıl verildiğini iktidar biliyor. İktidar yanlılarına veriliyor. Denetim raporları görmezlikten geliniyor. Onun için iktidar oralara gidiyor. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!

Yaşasın Atatürk milliyetçiliği!

Yaşasın Türk milleti!

Yaşasın Atatürk’ün askerleri!

Yaşasın Atatürk sevdalıları!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!.. 10 – 11- 2014 Mustafa KOÇAL

 

  

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,16% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2240,47% -0,12
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44