Utanma ve yüz kızarma sadece “Onurlu İnsanlarda” bulunan bir duygudur.
Bu kişiler, istemeden bir yanlış yapar ve yaptıkları yanlışı fark ederlerse, utançlarından yüzü kızarır ve hemen özür dilerler!
Fakat kişiler utanma duygusundan nasibini alamamışlarsa, ne yaparsanız yapın onların yüzü kızarmaz.
Özür dileyerek söyleyeyim; “Yüzlerine tükürseniz, yağmur yağıyor” derler!
Böylelerine güvenilmez. Yanılır da güvenirseniz, kısa zaman sonra pişmanlık duygusuyla tanışırsanız.
Hayatın sermayesi güvendir. Güvenin olmadığı yerde hayatın devam etmesi
çok zordur.
Siyasette hiçbir makam, güvenilir insan olmak kadar yüksek değildir.
Kişinin makamı en yüksekte olabilir ama, güvenilmez biri ise o kişi bir hiçtir.
Güveni yok eden yalandır, yalan söylemektir. Kişiler sürekli yalan söylüyorsa, hele bu kişiler ülke yönetiminde söz sahibi ise, orada güven kökünden bitmiştir.
Çünkü, söylenen yalanlar vatanımızı milletimizi aldatmak için söylenmektedir ve bu yalanlar bizim için ihanetle eşdeğerdir.
AKP’li yöneticiler, gerçek dışı beyanlarda bulunur mu?
Hem de her gün, defalarca bulunur.
Öyle ki, gerçek dışı beyanlarını alt-alta yazsak, ciltler dolusu ansiklopedi olur.
Erzurumlu Teyo Emmi bunların yanında çırak olamaz! Bunlar, yalanı çamaşır ipinin üzerine oturturlar, hem de bağdaş kurmuş olarak…
Esas anlaşılmaz olan şudur;
İnsanlara doğruluğu, dürüstlüğü, namuslu olmayı, haram yememeyi, iyiyi, güzeli, ilmi, okumayı ve YALAN SÖYLEMEMEYİ öğütleyen ve kul hakkı yemeyi asla kabul etmeyen İslam Dinini, kendine kimlik yaparak Müslüman olduklarını ısrarla vurgulayan kişilerin, her gün tek ayak üstünde kırk yalan söylemeleridir!
AKP’nin süratle oy kaybetmesindeki gerçek neden budur.
Türk Milleti, AKP’ye olan güvenini kaybetmiştir. AKP’nin gerçek yüzünü hala görmeyen vatandaşlarımız da yakında o yalan ve haram yuvasını terk edeceklerdir.
DOĞRU Partiye üye olan destek veren herkes, şu ilkelerimizi kabul etmiş sayılır;
-Hiçbir şart altında, sonucu ne olursa olsun Türk Milletine asla YALAN SÖYLENMEYECEK.
-Büyük Atatürk’ün ilke ve devrimleri, Türk Devletine yeniden hakim oluncaya kadar mücadelemiz devam edecek.
-Kuvvetler Ayrılığı esasına dayalı çift meclisli (Meclis 250 MV- Senato 150) demokratik parlamenter sisteme geçilecektir.
-Türk Milletinin tamamını kucaklayacak yeni bir Anayasa yapılacaktır.
-Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, TBMM İçtüzüğü değiştirilecektir.
-Devri-Sabık yaratılacak ve Türk Milletinin hakkını yiyenlerden hesap sorulacaktır.
-Kindar nesil istemiyoruz. Biliyoruz ki;
Kindar olan Müslüman olamaz. Adalet nefret ortamında yaşamaz. Demokrasi yalan üzerinde gelişmez.
-Anayasamızın 174’ncü maddesindeki “Devrim Yasaları” korunacak ve yasa dışı hiçbir Tarikat-Cemaat, mafya, DOĞRU Partiye giremeyecektir.
-DOĞRU Partililerin en az namusları kadar kutsal saydıkları değerleri vardır.
Bayrağımız-Toprağımız-Türkçemiz-Atatürk’ümüz!
Ant içeriz ki, bunları canımız pahasına koruyacağız, kollayacağız.
-Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene” ilkesi sonsuza kadar yaşatılacaktır.
Eyy ağızlarına yalanın yuva yaptığı AKP;
Düşün artık Türk Milletinin yakasından, düşün…
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Kasım 2020
Rifat Serdaroğlu
