Türk Milleti, varlığını ve hukukunu koruyarak Anadolu’da tutunabilmek için 1922 yılına kadar çok savaşlar verdi. İrili ufaklı yüzlerce saldırılar-tehditler içinde
dürdü çok önemlidir!
İlki, Haçlı Seferleridir. Katolik Hıristiyanların Papalık tarafından kışkırtılmasıyla tam 8 adet Haçlı Seferi düzenlenmiştir. Bunların amacı hep aynıydı.
Türkleri Anadolu’dan sürmek!
İkinci büyük tehdit, Moğolların Anadolu’yu işgal etmeleri ve büyük bir Türk katliamı yapmalarıdır. Osmanlı Devleti’nin kurulmasıyla bu bela da defedilmiştir.
Üçüncü tehdit ise, 1402 yılında iki Türk Ordusunun ve iki Türk Hakanının dünya egemenliği için savaştıkları Ankara Savaşıdır. Bu savaş sonrasında Osmanlı Devleti fetret devrine girdi ve çöküş başladı.
Türk Milletinin yaşadığı dördüncü büyük tehdit, 1918 Mondros Mütarekesi ve 1920 Sevr Antlaşmasıyla ortaya çıkan durumdur.
Türk Milleti, Büyük Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının sayesinde bu belayı da defetmiş ve devletine sahip çıkmayı bilmiştir.
AKP’nin emperyalistlerin talimatıyla bilerek, planlayarak başımıza bela ettiği son tehdit ise 2011 yılının itibaren ülkemize soktukları Suriyeli sığınmacılardır.
Bu tehdit, Anadolu’daki Milli Kimlik, Kültür, Egemenlik hakkımıza şimdiye kadar yapılanların en büyüğüdür.
AKP, ülkemizde bulunan sığınmacı sayısını, bunların kökenlerini, bilgilerini
Türk Milletinden saklamaktadır.
Bizim tespitlerimize göre Türkiye’nin çeşitli şehirlerine yayılmış 6,5 milyon, sınırımızın dibinde bulunan ve bizim beslediğimiz 3,5 milyon kişiyi yani yaklaşık 10 milyon sığınmacıyı Yüce Türk Milleti beslemektedir.
AKP, ülkemizin uğradığı sığınmacı istilasına önce Türkiye-Suriye sınırının mayınlardan temizlenmesi kararı ile başladı. Hijyen kelimesini hayatında duymamış, ne kadar terörist, soyguncu, katil varsa ellerini kollarını sallayarak ülkemize doldular.
AKP, T.C Vatandaşlarının hakkı olan milyarlarca doları, sığınmacılara dağıttığını iddia ediyor! Fakat kimse, ne kadar para harcandığını, paraların kaynağının ne olduğunu, harcama belgelerinin gerçeğini bilmemektedir! Türk Gençleri üniversite kapılarında ter dökerken, Suriyeli gençler sınavsız olarak üniversiteye girmektedir. Hastanelerde katkı payını ödemeyen bir Türk Vatandaşı tedavi olamaz. Fakat bir Suriyeli istediği her yerde ücretsiz tedavi olabilir.
AKP’nin Suriyeliler konusunda, Türk Milletine söylediği yalanlara bakalım;
-“Savaştan Kaçan Kadınları ve Çocukları Koruyoruz!”
Tamamen yalan. Sığınmacılar içinde erkekler, kadınlar ve çocuklardan fazladır! 19-34 yaş grubundaki erkek Suriyelilerin sayısı en kalabalık olan gruptur. (%65)
-“Suriye’de Savaş Devam Ediyor!”
Bu da yalan. Suriye’de savaş İdlib Bölgesine sıkışmış durumda! Bir de ABD desteğiyle PKK/YPG etkinliğinde olan Fırat’ın doğusu var. Ülkenin diğer kısımlarında hayat normal şartlarda devam ediyor.
-“Suriyeliler, Geri Dönmezler ve Türkiye’ye Entegre olacaklar!”
İşte burası ihanetin pik yaptığı noktadır. Türk Milletinin demografik yapısına, kültürüne, diline, dinine yapılabilecek en büyük kötülük budur.
DOĞRU Parti olarak sözümüz şudur;
Suriyeliler, Suriye Hükümeti ve Birleşmiş Milletlerle işbirliği içinde vatanlarına gönderilecektir. Suriyelilere harcanan Sağlık giderleri, maaşlar, Özgür Suriye Ordusuna verilen destekler ve paralar, tek-tek incelenecek ve Türk Milleti ile paylaşılacaktır.
Ülkemizde palazlanmaya başlayan “Suriye Mafyasının” kökü kazınacaktır.
Selefi Terör Örgütleri ülkemizde barındırılmayacaktır.
Türkiye, Arap İstihbarat Servislerinin ve diğer devletlerin istihbarat örgütlerinin arka bahçesi olmaktan mutlaka çıkarılacaktır.
Ekonomi ve Sağlık sistemimizin üzerindeki ağır “Suriyeli Yükü” kaldırılacaktır.
Aziz Türk Milleti;
Kilis-Gaziantep-Hatay-Şanlıurfa-Adana-Mersin başta olmak üzere çok sayıda kentimiz, Suriyelilerin işgali altındadır. Buralardaki nüfus oranları her geçen gün Suriyeliler lehine artmaktadır.
Örneğin Kilis’te, İslahiye’de Suriyelilerin nüfusu daha fazladır.
Bu durum Türk Milletinin bir numaralı güvenlik sorunu haline gelmiştir.
AKP’nin bu hain tuzağı bozulmazsa, önümüzdeki on yıllarda belimizi doğrultmamız çok zor olacaktır.
AKP, “Suriye ve Suriyeliler Politikası” için Yüce Divan’da yargılanmalıdır.
Eğer, Türk Milleti hala uyanmaz “bana ne” demeye devam eder, bu yüzden bir iç çatışma çıkar ve kan akarsa, AKP’nin gideceği yer İstiklal Mahkemesi olacaktır…
Not 1;
Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın “Stratejik Göç Mühendisliği” adlı eserinden yararlandım. Tüm okurlarıma öneririm.
Not 2;
Yarın AKP Büyük Kongresi var. AKP Genel Başkanı bu konuda Türk Milletine bilgi verir mi?
Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Mart 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
