Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)


ALLAHIN EMRİ PEYGAMBERİN KAVLİYLE

ALLAHIN EMRİ PEYGAMBERİN KAVLİYLE


Obama ve konuğu, Oval Ofis’te baş başadırlar!

Eyy Obama, bırak şimdi IŞİD’i MİŞİD’i, UKRAYNA’yı MUKRAYNA’yı yahu!
NATO mu? Yemişim senin NATO’nu, MATO’NU be!
Daha önemli bir işimiz var, hem de çok önemli.

(Bu arada konuğun kriptolu cep telefonu çalmaya başlar. Rahmetli Kazım Koyuncu ’nun sesi Oval Ofisi inletmektedir)
“Divane Âşık Gibi De/ Dolanırım Yollarda.
Kız Senin Sebebune/ Yar Senin Sebebune/ Kaldım Vaşingtonlarda, Kaldım Vaşingtonlarda.”

Konuk, telefonunu açar ve “Şimdi meşgulüm, sonra ara oğlum” der.

Bak Obama biraderim. Onu bana vermelisin, Allahın emri Peygamberin kavliyle onu senden istiyorum. Ben çok sevmiştim, ona çok güvenmiştim.
O kadar güvenmiştim ki adamlarını devletin en önemli yerlerine koymasına göz yumdum. Ne istediyse verdim. Senin gönderdiğin 35 adet CIA elemanına Başkent’in göbeğinde tuttuğum binada, bunlara da yer verdim.
Bunlar ve senin elemanların beraberce ve paralelce şahsımı-şahsımın ailemi ve şahsımın bakanlarını dinlemişler yahu!
Yazıklar olsun bunlara yedirdiğim kebaplara ve lahmacunlara be!

Obama tam ağzını açacağı sırada, Konuğunun telefonu yine çalmaya başlar;
“Al Şalım Yeşil Şalım Da / Dünyayı Dolaşalım.
Sen Yağmur Ol Ben Bulut /Gazze’de Buluşalım, Gazze’de Buluşalım.”

“Ne var oğlum, meşgulüm demedim mi? Niçin zırt-pırt arıyorsun yahu!
Ne demek, bodrum katındaki odalar da doldu? Ötekilerin yanına gönder, dönünce bakarız. Artık arama beni!”

Haa, nerede kalmıştık? Tamam hatırladım! Bak biraderim, bu kişiyi ya bana ver ya da deport et! Ya bana yar olacak, ya da kara toprağa!
Bir zamanlar nasıl Apo’cuğumu paketleyip verdiyseniz, bana da verin yahu, benim neyim eksik, benim başım kel mi?
Hep ben konuşuyorum, sen niçin konuşmuyorsun kardeşim?

Konuşmama fırsat mı bıraktın kovboy?
Bir taraftan sen, diğer taraftan oğlunun telefonları kafamı şişirdiniz adamım.
Beni iyi dinle. Ben senin gibi değilim. Ben önce ülkemi düşünürüm.
Ne kadar istersen iste, onu sana veremem adamım! Bunun okullarını benim CIA kullanıyor. Orada çalışan her üç kişiden biri bizim adamımızdır.
Afrika ve Kafkaslar politikamızı bunun üzerine kurduk.
Sen şimdi bana, tüm bu olanakları bırak diyorsun! Hiç olur mu my man?
Ben Başkanım ama burada özgür basın ve özgür parlamento var.
Beni bir gecede bitirirler, çaktın mı? Unut bu işi
Okey?

Konuk üzüntüyle kafasını sallarken, yine telefonu çalmaya başladı;
“Baban Beni Babamdan da / Bir Kerecik İstesin.
Allahın Emri İle / Allahın Emri İle / Gelinim Olsun Desin / Gelinim Olsun Desin.”
“Ne var be oğlum, delirttin beni lan? Ne demek kamyonların yerini öğrenmişler yahu? Derhal Çatalca’daki çiftliğe götürüp saklasınlar, yaklaşanı da vurun, anladın mı geri zekâlı…”

Ben acilen ülkeme dönüyorum Obama biraderim. Orada işler karışmış, şahsıma karşı yeni bir darbe girişimi olmuş, galiba “Rose”un işi bu sefer ki!
Haydi, eyvallah, kal selametle biraderim.

Obama, konuğunu uğurladı. Acı-acı gülümserken içeri giren CIA yetkilisinden görüşmenin bandını aldı ve “Bir suretini Papa’ya, diğer suretini Pensilvanya ’ya gönderin, bana da Barzani’yi bağlayın” dedi ve kendi kendine mırıldandı;
“Ülkesine ihanet edenin, paraya tapanın sonu budur. Bu dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor yahu.”

Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Eylül 2014
Rifat Serdaroğlu

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,32% 0,22
  • EURO

    35,05% -0,15
  • GRAM ALTIN

    2306,14% 1,27
  • Ç. ALTIN

    3843,45% -0,29
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli
  • Pazar 23.7 ° / 12.3 ° Güneşli

Balıkesir

29.03.2024

  • İMSAK 05:26
  • GÜNEŞ 06:50
  • ÖĞLE 13:18
  • İKİNDİ 16:50
  • AKŞAM 19:36
  • YATSI 20:55