Son günlerde Atatürk’e yapılan hakaretler her gün artıyor. Bu hakaretlerin din adamları tarafından yapılması ayrı bir problem. Din adamları ele veriyor talkımı kendileri yiyor salkımı. Bu din adamları değil mi ölmüş kişilerin arkasından konuşmayın diyenler? Ben bunların bir amaç için yapıldığını düşünüyorum. Çünkü son günlerde Atatürk’e hakareti gündemden tutmaya çalışıyorlar.
Selanik’ten gelenler Müslüman değildi den başladılar. Cuma hutbelerine kadar taşıdılar. İşin en garip tarafı ise. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusuna hakaret. Türkiye Cumhuriyeti devletinin cumhurbaşkanın da bulunduğu bir camide yapılıyor. Ben sayın cumhurbaşkanımızın devletimizin kurucusuna bu hakareti yapamazsın demesini beklerdim. Belki cemaatin içerisinde mahcup olmasını istememiş olabilir.
Camiden çıktıktan sonra görevden alabilirdi. Şimdi benim aklıma gelen bir düşündüğüm dikkat çekici bir düşüncem var. Devletimizin kurucusu olduğunu bir kenara bırakalım. Dünyanın takdirine mazhar olmuş. Ve asrın lideri seçilmiş bir kişinin ülkenin gururu olması gerekmez mi? Bizde Atatürk heykellerine saldırılar yapılıyor. Başka ülkelerde Atatürk’ün heykeli yapıldığı gibi.
Bazı ülkelerde Atatürk ders kitabı olarak okutuluyor. Böyle bir kişinin ülkemizde eleştiri konusu olması ülke için çok vahim olaydır. İleride bu günkü kişilere neler denmez ki? İşte bunun için endişe ediyorum. Çünkü bu ülkeye hizmet edenlere böyle şeyler yapılmasını hoş karşılamıyorum. Başlıktaki söyleme geleyim aman dikkat dedim. Bunu şunun için söyledim. Sebebi ise son günlerde Atatürk’e saldırıların da artmasında dolayı. Atatürkçüleri sokağa dökme planları olabilir.
Onun için ülke menfaati için. Kan kusalım amma kızılcık şerbeti iştik diyelim. Biz demokratlar sokağa değil sandığa önem verelim. Sokaklara çıkalım Atatürk’ümüzü savunalım diye bir düşünce ile hareket etmeyelim. Atatürkçü avukatlarımız Atatürk’e hakaret edenler hakkında suç duyurusunda bulunsunlar. Benim bunlara din adamı demeye dilim varmıyor. Çünkü din adamları ölen bir kişinin arkasından konuşmaz. Kendileri de cemaate konuşmayın der. Şimdi aklıma geldi.
Yine din adamlarından birisi. İki üç sene önce idi. Şöyle bir söz söyledi. “Rüyamda Atatürk’ü cehennemde yanarken gördüm” dedi. Manisa da bir imam kaset yaptı. Depremlerin çok olduğu bir dönemde. “Allah bana sordu sallayayım mı” dedi. “Bende burayı sallama dedim deprem doğuya gitti” dedi. Sonra bir kaset daha yaptı. Allah yine sormuş. “Baktım iki üç defa daha sordu. Salla amma kimsenin evi yıkılmasın ve kimse ölmesin dedim. Manisa da hiçbir ev yıkılmadı ve ölmedi” dedi.
Cahilden hiç korkmayın ve çekinmeyin. Okumuşun cahilinde korkun. Bunlara benim cevabım şudur. Siz kimsiniz peygamber efendimizden (haşa) daha mı yüksek mertebedesiniz. Allah Miraç da peygamber efendimizle perde arkasında konuşmuştur. Bu bir ikincisi cennet ve cehennemî Peygamber efendimize göstermemiştir. Atatürk’ü cehennem de yanarken rüyasında görmüş. Bunların bu yalan yanlış söylemleri birçok gencin İslam dininde çıkmasına sebep olmuşladır. Biz yalnız Allah’ı tanıyoruz İslam dini diye bir din tanıyoruz dediler. Esas söylemek istediğimi yukarıda söyledim.
Atatürk’e hakaret ederek bizi sokağa dökmek istediklerini düşündüğüm için aman kumpasa gelmeyelim. Nasıl Atatürk’e hakaret edersiniz diye galeyana gelmeyelim. Her şeyin bir zamanı vardır. Ben Atatürk üzerinden bir tuzak kurulacağında endişe ediyorum. Aman dikkat edelim. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
01 – 06 – 2021 Mustafa KOÇAL
