Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


ANAYASA NE DİYOR

ANAYASA NE DİYOR


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimi var. Herkesin kafasında cumhurbaşkanı nasıl olmalı soru var. Anayasa nasıl bir cumhurbaşkanı olması yönündeki soruları giderecek şekilde hazırlanmış. Bu sorunun cevabını anayasanın 104’üncü maddesi ve anayasada cumhurbaşkanının yemininde ortaya koymuştur. Anayasanın 104’üncü maddesi: Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletinin birliğini temsil eder. Cumhurbaşkanı yemini:  “Devletin egemenliğine, Türk milletinin bağımsızlığına, demokrasiye, anayasaya, Atatürk ilke ve devrimlerine, hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne sadık kalacağına” yemin eder. Anayasa böyle bir cumhurbaşkanı profilini bizim önümüze koymuş. Bizde buna göre seçimimizi yapacağız. Pekiyi Cumhurbaşkanının ettiği yemin yeterlimidir. Yemini etmek kâfi değildir. Birde ettiği yemine sadık kalacak mıdır? Onu incelemek gerekiyor.

Ülkemizdeki olup bitene bir göz atalım. Türk milleti diye bir milletten bahsediliyor mu? Benim milletim deniliyor. Bu millet deniliyor. İktidarın benim milletim demesinden anladığım kendisine oy verenleri anlıyorum. Çünkü bizden olanlar, bizden olmayanlar diye ayrıştırma yapılıyor. Biz ve onlar deniliyor. Vatandaşın çoğu aşağılanıyor. Onların kafası çalışmaz. Onların hayatta tek dikili ağaçları dahi yoktur. Fikir üretemezle, cahildirler gibi sözlerle aşağılanıyor. Irkçılık yapılıyor! Türk ırkı diye bir ırk yok deniliyor. Türk olmak suçmuş gibi “AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk” deniliyor. Türk milliyetçiliğini ayaklarımızın altına almış bir iktidarız diye. Adeta övünülüyor. Böyle bir zihniyet cumhurbaşkanı olduğunda Türk milletinin birliğini temsil edebilir mi? T.C yi kaldıran bir zihniyet Türkiye cumhuriyetinin birliğini temsil edebilir mi?

Ettiği yemine sadık kalarak Atatürk ilke ve devrimlerine sadık kalır mı? Atatürk itibarsızlaştırmaya çalışılıyor. Atatürk demekten imtina ederek, gazi diye hitap etmek tercih ediliyor. Atatürk’ün ismi kitaplardan çıkarılıyor. Yaptığı devrimler yok edilmeye çalışılıyor. Terör örgütü istedi diye andımız kaldırılıyor. Ne imiş ırkçılık içeriyormuş. İçersinde Atatürk ve Türk kelimesi geçtiği için kaldırdığı aşikârdır. Ne mutlu türküm diyene! Söyleminden rahatsız olduklarını söyleye örgüt mensuplarının isteğini yerine getirmek için. Tepelerde ve dağların yamaçlarında yazılı olan, ne mutlu türküm diyene yazıları kaldırılırdı. Yerine örgütün paçavrası dikildi. Atatürk’ün tartışılmasını gündeme getiren bir zihniye Atatürk ilkelerine ve devrimlerine sadık kalabilir mi? Ülkenin kurtarıcısına ve cumhuriyetin kurucusuna diktatör faşist denilmesine ses çıkarılmadı. Atatürk’ün ölüm yıl dönümlerinde anıta çelenk koymak yasaklandı. Milli bayramların coşku ile milletle birlikte kutlanmasına kısıtlama getirildi.

Dünyada dahi eleştiri konusu olan demokrasimiz bundan sonra nasıl bir aşamaya girecektir. Demokrasi dünya normlarına göre bir yere mi getirilecektir? Yoksa bu gün bahsedilen dünyada eşi benzeri olmayan ileri demokrasi birkaç adım daha ileri mi götürülecektir? Şu andaki ileri demokrasi toplumu endişeye sevk etmekte dedir. Ülkeyi bu endişe edilecek duruma getiren zihniyet. Bu durumdan vazgeçip başka bir rejimi getirecektir?

Hukuk devletine sadık kalacağı yeminini eden bir Cumhurbaşkanı acaba bu yeminine sadık kalabilecek mi? Uygulamaları ile vatandaşın kurumlara olan güvenini kaybetmesine neden olan iktidar. Bu güveni sağlayabilecek mi? Ülkenin Cumhurbaşkanı ayni zamanda başkomutandır. Orduya kurulan kumpas ile generallerin, subayların, gazetecilerin, bilim adamlarının aldığı cezaları ortadan kaldıracak çabayı gösterebilecek mi?

Ülkeyi gerilimden kurtaracak adımları atabilecek mi?  Kanunların arkasından dolanarak istediğini yapan iktidara mani olabilecek mi? Ülkenin tek adamlık dönemine geçmesini önleyebilecek mi? Seçimlerin şaibeli olduğu bir ülke haline geldik. Seçimlerin normal demokrasi içersinde yapılmasını sağlayabilecek. Kişiye özel çıkarılan kanunları önleyebilecek.  İktidarın yargı üzerindeki baskısını kaldırabilecek. Atamalarda adil davranabilecek. Kurumlarda kadrolaşmanın ve fişlenmenin önlenmesini sağlayabilecek. Her şeyden önce vatandaşın yaşam koşullarının iyileştirilmesi için katkıda bulunabilecek. Vatandaşın hak ve özgürlüğüne  katkıda bulunabilecek.  Her şeyden önce vatandaşın polisin aşırı güç kullanmasına maruz kalmasını önleyebilecek. Bunları uygulayacak bir cumhurbaşkanına ülkenin ihtiyacı vardır. Ülkenin bu duruma gelmesine sebep olan iktidarın başbakanındır. Başbakanlık döneminde ülkeyi iyi yönetemeyen tek adam iktidarı gibi hareket eden Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olacak. Cumhurbaşkanı olduğunda anayasayı değiştirip başkanlık sistemine geçileceğini ilan ettiler. Bunun da nasıl mümkün olacağını son günlerdeki girişimleri ile ortaya koydular. Terör örgütünün temsilcileri ile işbirliği yapılacağı aşikârdır. Makam uğruna ülkenin geleceği tehlikeye atılıyor. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk’ün askerleri! Yaşasın Atatürk sevdalıları!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 08 – 06 – 2014 Mustafa KOÇAL

 

 

 

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,29% 0,52
  • EURO

    35,13% 0,13
  • GRAM ALTIN

    2242,99% 0,73
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 1,42
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44