Geçinile bilinecek paranın en asgarisi yani en azı demektir. Bunun üzerinde bu kadar düşünülecek bir şey yok. Layık görülen ne ise o verilmelidir. Asgari ücrete zam yapıldı. 2.600’den 4 bin kusura çıkarıldı. Şimdi en az para ile geçinilebilecek para bu ise. Neden 2 500 lira emekli maaşı oluyor?
Yani şu mu denilmek isteniyor? Birisi çalışarak kazanıyor. Birisi çalışmadan kazanıyor mu demeye getiriliyor. Senelerce çalışıp pirim ödeyerek bu emeklilik hakkı kazanılmıştır. En düşük emekli maaşı da asgari ücret seviyesine getirilmelidir. Bu asgari ücrethiç gündeme dahi getirilmemelidir.
Hattı zatında bu asgari ücret bir kişinin geçine bileceği en asgari ücret olmalıdır. Çalışan bir kişi bu parayı alıyor. Evli ve çocukları olan bir kişiye çocuk parası çocuğun yaşına gör çocuk parası verilmelidir. Bir yaşındaki çocuğa da 15 yaşındaki çocuğa da ayni para ödenmemelidir. Çocukların yaşına göre para verilmelidir. Asgari ücretin altında hiçbir maaş olmamalıdır.
İktidarın vatandaşla para konusunda hiçbir zaman yıldızı barışmamıştır. Hani bir söylem vardır. Para isteme benden buz gibi soğurum senden derler. İktidar da aynen böyle düşünüyor. İktidara para demede ne dersen de! İktidar parayı çok seviyor. Para sevgisini her şeyin üzerinde görüyor.
Paranın her şey demek olduğu bir ülkede Para insanlar arasında farklık yaratır. Geçim sıkıntısı yaratır. Yüksek tabakada olanlar ve alt tabakada olanlar diye ayrıldığı gibi. Fakirler ve zenginler gurubu olarak üzere ayrıştırılmalar yapıldığı gibi. Geçim sıkıntısı çekenler ve geçim sıkıntısı olmayanlar diye de ayrıştırma yapıla biliniyor. Hâlbuki ki insanlar Allah katında ayinidir. Birbirlerinden ayrıcalığı yoktur.
Dünya düzenine göre ve insanların yaşam şartlarına göre de ayrımcılık yapıla biliniyor. Bu zengin fakir ayrımcılığı dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Yalnız geçim sıkıntısı olarak ele alınmıyor. Her yönden ayrımcılık yapılıyor. Bilhassa maddi yönden olan ayrımcılık Ön plana çıkıyor. Bunun altında ezilerek büyüyenler. Geldiği yaşam koşullarını yenerek gelenler. İnsanlara daha candan davranıyorlar. Bir kişinin yaşam tarzı ve gösterişli olma durumu geleneğine göreneğine göre de değişebiliyor.
Buna aile terbiyesi deniyor. Çocuk ailesinde ne görmüş ise geleneğine göreneğine o kadar sahip çıkar. Günümüz koşullarında artık gelenek görenek diye bir şey kalmadı. Para her şeyin önüne geçti. Ülkede çok şeyler değişti. Örf ve adetlerimiz unutuldu. İslam ülkesinde olmayacak şeyler oluyor. Faiz haram deniliyor. Bu işin şu kadarı bu kadarı yoktur. Ya haramdır ya da değildir.
Şu kadarı haram, şu kadarı helal diye bir şey olamaz. Bir şey ya haramdır. Ya da helaldir. Haram kelimesi yerine başka bir kelime kullanarak haram helal olmaz. Kendinizi kandırıyorsunuz! Bu arada vatandaşı da kandırmış oluyorsunuz. Vatandaşa da haram şeyler yaptırıyorsunuz. Sorumluluk bunları yaptıranlara aittir. Eski köye yeni icatlar yapılıyor.
Hayatta en kabul edilemeyen şey bencilliktir. Allah kimseyi bencil etmesin. En güzeli mütevazi olmaktır. İnsanlara insan gibi davranmak en makbul olacak şekilde davranmaktır. İnsanın makbulü insanlara insan gibi davranılmasıdır. Allah’ın rızasını kazanmak en makbul olandır. Allah herkesin gönlüne göre versin. Allaha emanet olun. Saygılar.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Türkiye laiktir laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
09 – 01- 2022 Mustafa KOÇAL
