Önceki gün 78 yaşında vefat eden Avukat Vecdi Subaşı kaliteli avukatlığı yanında kaliteli bir insandı. Bir beyefendi, mütevazı bir halk insanıydı.
Özellikle derin ceza hukuku bilgisiyle üstesinden gelemeyeceği davanın yok gibi olduğunu meslektaşlarından hep duymuşumdur.
Ben de samimi bir arkadaşımın müvekkili olan rahmetliyi ilk defa arkadaşımın işyerinde tanımıştım. Arkadaşıma da kritik bir davayı kazandırdığını biliyorum. Vecdi beyin ilgimi çeken bir özelliği vardı.
Boş zamanlarında mükellefi eğer şehirde bir işyeri varsa orayı ziyaret eder, hem de çay-kahve sohbeti arasında dava konusuyla ilgili konuşmalar yaparak mükellefini bilgilendirirdi.
Boş günlerinin bütün gününü Şehir Kulübü’nde geçirmek yerine mükelleflerini ziyaret ederek yapardı.
Bana göre önemli bir meziyetti bu…
İyi bir ceza hukuku avukatı olduğunu söylemiştim.
42 yıl süren bir davayı Vecdi Subaşı’nın kazandırdığı konusu yaygın medyaya haber olmuştu.
Manyas’da bir arazi davası tam 42 yıl sürmüştü.
Bu sırada her iki taraftan ölenler olduğu gibi kaç hâkim ve kaç avukatın öldüğü veya davadan çekildiği belli değildi ama bitmeyecek gibi olan davayı 42 yılsonunda kazanan ve bitiren davanın son avukatı Av. Vecdi Subaşı olmuştu…
VASİYET
Dava yıllar boyu sürüp giderken davacı Hasan Bilten, yakında kaybettiğimiz tanınmış işadamı oğlu Hayati Bilten’e “Oğlum; dava çok uzadı… Bittiğini sağlığımda göremezsem nerde olursam olayım, mezarda bile olsam gel bana bunu duyur…”diyor.
En nihayet 42 süren davayı Av. Vecdi Subaşı kazanınca dava da bitmiş oluyor..
Ama benimde çok sevip saygı duyduğum rahmetli Hasan amca hayatta değildir. Yani davanın bittiğini, hem de kazanarak bittiğini sağlığında maalesef göremez.
Ben o sırada Milliyet gazetesi muhabiriyim. Merak bu ya… Hasan Bilten’in vasiyet gibi sözleri Gerçek gazetesindeki haberden öğrenmiştim.
Vecdi Bey’in yazıhanesine gittim ve Hasan Amca’nın “dava ne zaman biterse bitsin sağlığımda göremezsem eğer mezarda bile olsam gel söyle…” vasiyet gibi sözünün nasıl yerine getirildiğini sordum.
Av. Vecdi Subaşı’nın kaliteli bir hukukçu olduğunu söylemişlerdi. Vasiyetin yazılı bir belgesi yoktu ama vasiyet gazete haberiyle öğrenilmişti. “ Boş ver ya!” diyebilirdi.
Teklifimi değerlendiren rahmetli Av. Subaşı rahmetli Hayati Bilten’i ikna edince mezarlığa gittik ve karar orada okundu.
Vasiyet yerine getirilmişti… Haber Milliyet’de “42 Yıl Süren Davayı Mezarda Kazandı” başlığıyla yayınlanınca rahmetli çok sevinmişti…
Allah rahmet eylesin…
TİMUR KÖKSAL
Yazının bu yerinde gece saat 24.00…Bir üzüntü haber daha sosyal medyaya yansıdı.
Emekli kaymakam şoförü sevdiğim bir arkadaşım, şehit babası Timur Köksal vefat etti.
22 yıl önceydi…600 Evler Mahallesi’nde kaymakam şoförü Timur Köksal’ın evine gitmiştim. Konuyla ilgili haber yapmam gerekiyordu. Oğlu, Piyade Komando Er Şener Köksal PKK saldırısı sonunda şehit olmuştu.
Üzüntülü babadan fotoğraf ricam üzerine rahmetli Timur albümünden seçtiği bir fotoğrafı vermiş ben de haber yapmıştım.
Daha sonra 22 yıl içinde yanılmıyorsam önceleri bana gösterdiği fotoğrafı büyütüp önemli resmi törenlere hep o kahraman asker olan oğlunun kucağında taşıdığı resmiyle geliyordu. Rahmetli Timur ile dostluğumuz bu vesileyle 22 yıl sürmüştü.
1 hafta içinde 3 sevdiğim insan; Aydın Varnalı, Vecdi Subaşı ve şimdi de Timur Köksal… Allah rahmet eylesin…
ERDEM ÖZCAN 08-04-2020
