Bandırma Devlet Hastanesi, bir süre önce Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’ne bağlanıp, ismi “Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi”ne dönüştürüldü. Tabii ki çok mutlu olduk. Çünkü hastanemiz artık çok daha gelişecek, daha nitelikli sağlık hizmeti sunacak, hastane bünyesinde profesörler, doçentler vs. görev yapacaktı.
Bunun ilk adımı olarak hastanenin başhekiminin kim olacağını merakla bekliyorduk. Beklentimiz, ülkemizin tüm üniversite hastanelerindeki gibiBandırma’ya da başhekim olarak bir profesörün, en azından bir doçentin atanmasıydı Ancak beklentimiz suya düştü. Başhekim olarak Muzaffer Şenveli’nin atandığını gördük.
Şenveli’nin, daha önce de başhekimlik yaptığı Bandırma Devlet Hastanesi Başhekimliği aşkı nedense hiç bitmiyor. Çeşitli il ve ilçelere gidiyor ama gözü Bandırma hastanesinden başkasını görmüyor.
Şenveli’yle ilgili kişisel bir sorunumuz yok. Ancak beni üzen konu, bu çeşit görevleri üstlenen kişilerin, liyakat sahibi olmaları gerektiğidir.
Şenveli’nin, bu göreve atanmasında etkin olacak bilimsel bir çalışması, tezi, doktorası var mı? Yok!
Öyleyse, Şenveli’nin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi yönetimi olarak bu göreve atanmasındaki tercihi gerçekten merak ediyoruz.
Merak ettiğimiz bir konu da şu:
Şenveli’nin, ısrarla peşini bırakmadığı Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği koltuğuna bir kez daha oturtulmasında Adalet ve Kalkınma Partisi ilçe başkanlığı ve partinin “ağır abi”lerinin rolü nedir?
Bildiğimiz kadarıyla hastanede görev almak isteyen birçok doktorun başvurusu, “bilimsel çalışman yok!” diyerek geri çevrilirken, bu konuda “sıfır” bilimsel çalışması bulunan Şenveli, hastanenin başhekimi!
Sözün kısası, “Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi”, gömleğin ilk düğmesini, liyakate ve bilime önem vermeden yanlış ilikledi. Gömleğin diğer düğmeleri nasıl doğru olur?
