Öncelikle şahsi bir konuda vaktinizi aldığım için özür dilerim.
1973 yılından beri siyasetin içindeyim. İnsanların çok azının gelebileceği makamlara geldim. Türk Milletine ne kadar hizmet etsem ben bunu ödeyemem. Şükran borçluyum.
Şu gerçeğin bilinmesini rica ediyorum;
Serdaroğlu Ailesinin her ferdi, T.C Devletinin “Anayasa ve Yasalara” uygun olarak görevini yapan Polisine-Memuruna-Savcısına-Yargıcına- Siyasetçilerine saygıda kusur etmez.
İşini doğru yapan kişilere ve makama saygı göstermek, Yassıada’da ömür boyu hapse mahkum edilen, Demokrat Parti İzmir Milletvekili rahmetli babamın bizlere vasiyetidir.
Hele Türk Devletinin görevlilerine baş kaldırmak bizim kitabımızda yazmaz.
12 Eylül döneminde, ben ve iki erkek kardeşim “Polis İşkencesi” altında iken bile devletimize saygısızlık etmedik.
Başlıktaki veya benzeri bir ifadeyi kullanmadım, asla kullanmam!
Tüm siyasi yaşamım süresince, devletin misafirhanelerini kullanmadım.
Bakanlık görevlerim dışında, devletin aracına binmedim, koruma kullanmadım.
Devlet görevlerim nedeniyle milyarlarca ihaleye, işe, imza attım veya olur verdim. Bu konularla ilgili olarak, hiç yargılanmadım.
Dün bana yapılan haksız davranışa isyanımın iki sebebi vardır.
-Dedem babamı, babam bizi, eşim ve ben çocuklarımızı “kuzu” gibi yetiştirmedik! Bizler, anayasadaki haklarımızı ve sorumluluklarımızı bilen özgür-demokrat bireyleriz. Herkese sevgi ve saygıyla yaklaşırız.
Fakat ister Polis-ister Asker-ister Savcı-Yargıç- ister Bakan-Cumhurbaşkanı olsun kimseye hakkımızı çiğnetmeyiz. Çiğnemeye kalkana da anlayacağı dilden
karşılık veririz. Çünkü bizler koyun değiliz!
Şimdi de tüm DOĞRU Partililer, herbiri birer Kuvayı Milliyeci olarak, aynı anlayışla Türk Milletine hizmet edecekler!
-19 yıllık AKP döneminde bakın Türk Devleti ne hale getirildi;
Yargıtay Genel Kurulu tarafından, “Anayasal Rejimi Yıkmak için Kurulmuş Silahlı Terör Örgütü” olarak kabul edilen FETÖ için, CB Erdoğan; “Biz onlarla aynı menzile farklı yollardan giden aynı düşüncede insanlarız” dedi ve kimse hesap sormadı!
T.C Devletinin Adalet Bakanı, Haznevi Tarikatının Liderinin elini öpüyor!
Menzil Tarikatından izin almayan, Sağlık Bakanlığında çalışamıyor.
Mafya babaları denen katillere, İçişleri Bakanlığı tarafından resmi polis koruması veriliyor.
Siyasi Partilere miting için verilmeyen meydanlar, Valiler tarafından Mafya babalarına veriliyor.
Fikrini ifade eden gariban vatandaşlar hapse atılıyor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, İslam Anayasası hazırlıyor.
Diyanet İşleri Başkanı, Büyük Atatürk’e senede bir gün olsun bir Fatiha okutmuyor ama Atatürk düşmanlarına kitap armağan ediyor!
Milli Eğitim Bakanı, eğitimi tarikat ve Cemaatlere terk etmiş durumda.
Cemaat ve Tarikat yurtlarında, her türlü rezillik, istismar yaşanıyor!
Böyle bir ortamda, iktidarın “Devlet Gücünü” sopa olarak vatandaşa karşı kullanmasına ses çıkarmayacaksak, DOĞRU Parti olarak bizim, AKP’ye yandan destek olan muhalefet partilerinden ne farkımız kalır?
Değerli Okurlar;
DOĞRU Parti olarak bizler, farklıyız. Kokuşmuş ve pislenmiş bu siyasi sistemi mutlaka değiştireceğiz.
Türkiye’nin neresinde olura olsun, Türk Milletine karşı yapılan en ufak bir saygısızlığa anında karşılık verilecektir. Ya Hukuk yoluyla ya da Anayasal direniş hakkımızı kullanarak, saygısızlık yapanı hizaya getireceğiz. Çünkü emanetin sahibi Aziz Türk Milletidir.
DOĞRU Partililerin Türk Milletine olan borcu asla bitmeyecektir.
Not;
DOĞRU Parti İletişim Kanalları;
iletisim@dogruparti.org.tr
@dogrupartiresmi (facebook-You Tube-instagram-twitter) sosyal medya
0312 438 20 20 çağrı merkezi-call center
0532 170 35 06 whatsapp hattı
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Kasım 2020
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
