Şu medya denilen, şu görsel ve yazılı basın da bir şaşkınlık, bir tedirginlik, bir korku havası. Gözünden ve kulağından da bir şey kaçmıyor medyanın. Ülkede ne var, ne yok, ne kadar hırsız, uğursuz, kaçakçı, dolandırıcı, hortumcu, dalkavuk, diktatör bozuntusu, yalaka varsa, anında bulup yazıyor-gösteriveriyorlar. Ekranlarda gün geçmiyor ki soytarılar ve hırsızlar korosu boy göstermesin, gün geçmiyor ki rezilliğin biri bin para olan olaylar gazetelerde yazılmıyor olsun.
TEK KUSURLARI O ÜLKENİN ADINI ÇARŞAF ÇARŞAF YAZMALARI, TV EKRANLARINDA BAYRAKLI GÖSTERMELERİ, ÜLKEYİ DÜNYAYA REZİL ETMELERİ…..
İşte bu nokta vatan hainliğine giriyor. Ülkeyi güllük gülistanlık göstermek varken, ekonomi tıkırında demek varken, açlık ve yoksulluk inşallah yavaş yavaş yok oldu, demek varken…. Tam da ABD’ye bordolamışken, AB kapısında beklerken… Bak bak şimdi de KUYRUK resimleri, fotoğrafları. Hastanelerde ilaç kuyrukları, ekmek-erzak kuyrukları, yardım dağıtma kuyrukları, çadır kuyrukları, eğitim yardımı kuyrukları, kamyon kamyon yardım kuyrukları, sınav belgesi alma kuyrukları, hastanelerde muayene kuyrukları, bankalarda kuyruklar… Bu ülkede kuyruklar biter mi? Kuyruk olacak ki bizim iktidar olduğumuz belli olsun. Ne anlamı var kuyruk fotoğrafları göstermenin şimdi?
Vatan hainliği değil mi bu?
X X X
Bu ülkede, yirmi birinci yüzyılda bir otelde otuz üç insan yakıldı. Yıllardır katilleri hâlâ bulunamadı. Bu ülkede kaçak binalarda, kaçak işçiler çalıştırılan, kaçak havai fişek döküm atölyelerindeki patlamada yirmi iki insan öldü. Ölenlere rahmet dilendi, o kadar. Bu ülkede ÇOCUKLARDAN KATİL YETİŞTİRİLİYOR, nedenini ve niçinini sorgulamak kimin haddine? Bu ülkede her yıl beş bin kişi trafik kazalarında ölüyor, on iki bin kişi sakat kalıyor. Bu ülkede hâlâ kadın nüfusun dörtte üçü okula gitmiyor, gidemiyor. Ve üstüne üstlük MUHAFAZAKAR AİLE YARATMA dinsel eğitim ve öğretim ile kız çocuklarının başı kapatılarak EV KADINI YARATMA POLİTİKASI güdülüyor. Ne âlemi var şimdi bunları yazmanın?
Vatan hainliği canım.
X X X
Bu ülkede politika cambazlarının yarattığı ekonomik çöküntünün tahribatının insanlar, açlıkla, yoksullukla, işsizlikle, acıyla, ölümle ödüyor. Ülkenin dış borcu fırlamış gitmiş, özel sektörümüz borç batağında, ülke ABD ve İMF’ye KAYITSIZ KOŞULSUZ TESLİM olmuş. Bunları yazmak, görüntülemek hele hele ülke adını ve bayrağını göstermek tam bir vatan hainliği değil mi ? “Bu yazılı ve görsel medyayı teslim almak gerekir” diyor birileri. Gösterilmesi gerekeni göstermek-yazılması gerekeni yazmak için.
Gerisi vatan hainliği.
X X X
Hukuksuzluk almış başını gitmiş.
Adaletsizlik diz boyu. Adaleti ve hukuku temsil eden bakire kız, elindeki terazi ve kılıçla ülkeyi terk etmiş, gitmiş. Yolsuzluk, hırsızlık, kapkaççılık vaka-i adliye’den sayılır olmuş, insanlar yaşam güvenliğini Allah’a havale etmişler. Yani bu acınası durumu gün ve gün gazetelerde yazmaya, TV’lerde boy boy göstermeye ne gerek var canım?
Vallahi vatan hainliği.
Şaşıp kalıyorum. Yahu bu ülkede, öyle her gün, her istediğin yerde gösteri ve yürüyüş yapılamayacağını öğretmediler mi şu gençlere, kadınlara, işçilere. Hem HAYIR diyenin yüzlerce yıldan bu yana sopa yediğini, hapishanelerde işkenceden geçirildiğini bilmeyen mi kaldı bu memlekette? Ne gereği var şimdi bu meydan dayaklarını göstermenin, panzerlerin ve biber gazının yarattığı korku ortamını göstermenin?
X X X
BANA KALSA, BÖYLESİ ACI, ŞAŞIRTICI VE ZAVALLI, İLKEL GÖRÜNTÜLERDEN SONRA ŞÖYLE BİR BULMACA LOGOSU KULLANILMALI Kİ, HAİNLİKTEN KURTULALIM:
“Bilin bakalım
Burası neresi?”
