Mehmet Kılkışlı, Bandırma Ticaret Odası (BTO)başkanlığında ikinci dönemini geçiriyor. Bu dönemler içinde şu gerçeğin altını özellikle çizmek gerekiyor. Bandırma Ticaret Odası´nın sadece adı var. Çünkü hiçbir alanda ağırlığı kalmadı.
Gelelim konunun ayrıntılarına.
ODA BANDIRMA´NIN SORUNLARINA İLGİSİZ
Mehmet Kılkışlı´nın başkanlığındaki Bandırma Ticaret Odası´nın son iki dönemine bakalım. Oda yönetimi, Bandırma´nın hangi sorununa eğilip, ağırlığını koyarak, ses getirici bir açıklama yaptı? Hayır!
Son aylarda, İstanbul Deniz Otobüsleri´nin(İDO), İstanbul-Bandırma feribot seferlerini haftada bir güne indirmesi bile Mehmet Kılkışlı´nın başkanlığındaki Oda yönetiminin umurunda olmadı. İddia ediyorum, Kılkışlı, bırakın kendisiyle görüşmeyi, İDO genel müdürünün adını bile bilmiyordur. Ama ben şunu çok iyi biliyorum ki, önceki yönetim kurulları döneminde İDO, bırakın Bandırma feribot seferlerini haftanın bir gününe indirme cüretini göstermeyi, Bandırma-İstanbul arasındaki feribot ve deniz otobüsü seferlerinin tarifelerini bile Odayla iletişim kurarak gerçekleştirirdi.
Yine Odanın, önceki yönetim kurulları döneminde Bandırma´yla ilgili her konuda söyleyecek sözleri ve değerlendirmeleri olurdu. Kılkışlı başkanlığındaki bu yönetimin ise üzerine adeta ?ölü toprağı? serpilmiş!
Osman Kocaman´ın başkanlığı döneminde, Gönen´in ?Taştepe? bölgesinde oluşturulan Bandırma Organize Sanayi Bölgesi´nde, Bandırma Ticaret Odası´nın hep ağırlığı olmuş, yönetim kurulunda yer alarak hep etkisini hissettirmişti. Kılkışlı yönetiminde ise bırakın bu ağırlığı, Oda yönetimi devre dışı kaldı. Başkanlığı, Gönen´in önceki belediye başkanı Hüseyin Yakar üstlendi. Mehmet Kılkışlı yönetimi, buna gerekçe olarak Organize Sanayi Bölgesi yönetmeliğinde, yönetimin, bölgeye yatırım yapan kuruluşlar tarafından oluşturulmasının yer aldığını gösterdi. Geçiniz bunları! Yönetmeliği açıp bakın. Şöyle bir madde de göreceksiniz: Eğer bölgedeki yatırımcılar isterler ve uygun görürlerse, mevcut müteşebbis heyet görevini sürdürür.
Ancak bizim artık ?ismi var, cismi yok? Bandırma Ticaret Odamızın hiçbir özgül ağırlığı kalmadı ki, yatırımcılar üzerinde etkili olsun! Bunun sonucunda, kentimizin ismini taşıyan organize sanayi bölgesinden haydi, kapı dışarı! Oysa bu bölge için önceki Oda yönetimi çok önemli işler yapmış, birinci bölge için 52 parseli büyük çabalarla satmış, ikinci bölgenin yapımına hazır duruma getirmişti. Hani, ikinci bölge nerede?
Görürsünüz, artık tamamen Gönen´in egemenliğine geçen buradaki ?Bandırma Organize Sanayi Bölgesi?nin ismi de bir süre sonra ?Gönen Organize Sanayi Bölgesi? olarak değişir ve bu beni hiç şaşırtmaz!
MARMARA OSB KURULUYOR, ODADAN SES YOK!
Bir süre önce, Bandırma´ya bağlı kırsal mahallelerin sınırları içinde konuşlanacak olan ?Marmara Organize Sanayi Bölgesi?nin yaşama geçirilmesi için müteşebbis heyet kuruldu ve çalışmalara başladı. Bu konuda da Bandırma Ticaret Odası´ndan çıt çıkmadı. ?Kardeşim, siz bu bölgede ne yapacaksınız? Çevreye bakışınız nedir?? diyen olmadı. Öyle ki, Marmara Organize Sanayi Bölgesi´nin son toplantısı bile müteşebbis heyetin İstanbullu başkanının isteği üzerine İstanbul´da yapıldı. Üstelik bu toplantıya Bandırma Kaymakamı ve Belediye Başkanı da gitti, iyi mi?
Demek ki, bu yeni sanayi bölgesi için de anlı şanlı(!) Bandırma Ticaret Odası´nın söyleyecek sözü yok!
Yine önceki dönemlerdeki güçlü ve etkili Bandırma Ticaret Odası, Bandırma´nın her sorununa duyarlıydı. Öyle ki, Bandırma´ya kurulmak istenen çimento fabrikası ve dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan´ın, Dutliman´da, ithal kömür ile çalışacak olan termik santral girişimlerine belediyenin ve halkın desteğini de alıp, nasıl tepki gösterilerek geri püskürtülüp engellenmişti.
YENİ ODA BİNASININ İHALE KOŞULLARI AÇIKLAYIN DA ÖĞRENELİM
Gelelim, Odanın şu ?Sevgi Yolu? üzerinde, ?güneşi çalarak? yaptırdığı şu 9 katlı yeni binaya.
Önce şu gerçeğin altını çizelim ki, o bölgedeki binaları emsal alarak, belediyenin de onaylamasıyla Odanın buraya 9 katlı bina yaptırması ve kentin siluetinin bozulmasını umursamaması çok önemli bir hataydı. Oda yönetimi, eğer biraz olsun kente saygı duysaydı, bölgedeki kat emsalini dikkate almayıp, görüntü kirliliğine de yol açan bu binayı 9 katlı yapmayarak, örnek bir davranış gösterirdi.
Gelelim, şimdi konunun bam teline.
Mehmet Kılkışlı´nın başkanlığındaki Oda yönetimi, binayı kiraya vermeye hazırlanıyor. Bazı katların kiraya verileceği açıklandı. Ancak diğer katlar hakkında nedense bir açıklama yok. Örneğin zemin kat ne olacak?
Söylentiler kulaktan kulağa yayılıyor.
Anlaşılan, zemin katın, yine eski Balıkesir milletvekili M. Cemal Öztaylan´a, ihalesiz kiralanacağı söyleniyor.
Oda yönetiminin, bu katı yeniden Öztaylan´a ihalesiz olarak aylık 5500 liraya kiralayacağı konuşuluyor. Doğru mu bilmem!
Buna gerekçe olarak da binayı yıktıkları dönemde oradan çıkan Öztaylan ile yapılan anlaşma olduğu öne sürülüyor.
Ancak şu unutulmasın ki, Öztaylan pastanesi burada benim bildiğim, 30 yılın üzerinde kiracıdır. Zaten daha sonra da bu yeni binanın yapımı, bazı bürokratik işlemler nedeniyle uzamıştır. Öztaylan pastanesi, burayı yıkım nedeniyle 2015 yılında boşaltmıştır. Kısacası, yasa ve yönetmelikler açıktır. 10 yıllık kira sözleşmesi dolan bir işletmeci, herhangi bir nedenle o yer için ?müktesep hak? iddiasında bulunamaz.
Bandırma için her alanda suskun ve silik kalan Bandırma Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kılkışlı´yı, yeni binanın tüm katlarının nasıl kiralanacağı konusunda açıklama yapıp, kamuoyunu bilgilendirmeye çağırıyoruz. Hem de hiç zaman geçirmeden, hemen!
Bu binanın zemin katının ihaleye çıkarıldığı takdirde, kirasının aylık 15-20 bin liradan aşağı gitmeyeceğini tahmin ediyorum.
ODA YÖNETİMİ NE İŞ YAPAR?
Bandırma Ticaret Odası´nda, Mehmet Kılkışlı yönetiminin ikinci dönemi yaşanıyor.
Odanın, Bandırma sorunları ve geleceği için bir sözünü duyan, herhangi bir konuda ağırlığını hissettiren bir açıklamasını duyan var mı? Odanın gündeminde sanki Bandırma yok!
Bol bol komite toplantısı yapmakla övünüyorlar. Komiteler toplansa ne olur, toplanmasa ne olur? Oralardan ne çeşit kararlar çıkacak ki, uygulanmadıktan sonra? ?Dostlar alışverişte görsün? sözüne uygun toplantılar yaptırarak, ?Oda tarihinin en etkili komite toplantıları dönemimizde yapılıyor? diye övünürsünüz o kadar! Oda yönetimi etkisiz olduktan sonra neye yarar ki?
Oda yönetimi ayrıca ne gibi hizmetler(!) mi yapıyor? Söyleyelim. 31 Mart´taki Belediye başkanlığı seçiminde kulisler yaparak açıkça taraf oluyor, belediye meclisine, çeşitli kurum ve kuruluşlara kendi üyelerinin girmesi için çaba harcıyor, neye yarayacaksa?
Bir de şunu iyi başardı(!)
Odanın, hizmet binasında, önceki dönemde yapılıp, dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi tarafından açılan ?Genç Girişimciler? katını, Odanın restoranını, muhasebe sertifikası verilen bölümünü kapattı. Bunların yerine ne koydu? Hiç! Son iki dönemdir Oda´nın Bandırma´ya ve önemli aidatlar topladığı üyelerine kazandırdığı bir hizmeti gören varsa söylesin, biz de öğrenelim.
Haa, unutmadan söyleyelim, bir katını da muhteşem(!) bir başkanlık katına dönüştürdü.
Kılkışlı yönetimi, kendisinden önceki başkan ve yöneticilere bırakın en küçük bir teşekkürü esirgemesini, onların Bandırma adına deneyimlerinden bile bir kez olsun yararlanmadı. Oysa bunu yapsa hem kendisi büyür, hem de kentimiz açısından yarar getirirdi.
KOLTUKLARDAN GÜÇ ALINMAZ, GÜÇ VERİLİR
Bu çeşit sivil toplum kuruluşlarının başında bulunan yöneticilerin, koltuklarından güç almak yerine o koltuklara güç vermeleri gerekir. Sivil toplum kuruluşları başkanlarının her şeyden önce temsil yeteneklerinin üst düzeyde olması zorunludur.
Bandırma, son yıllarda gelişmiyor. Yerinde sayıyor hatta birçok konuda geriye gidiyor.
Bandırma´da yaşayanlar artık yaşanabilir bir kent istiyor.
Bandırma´da oturan vatandaşlar, sivil toplum kuruluşlarının başında bulunan kişilerin vizyonlarının ve kent adına sorumluluk duygularının yüksek olmasını, ?ahbap-çavuş? ilişkilerinden sıyrılarak, kent adına bilimsel araştırmalara dayalı yararlı işler üretmelerini, kentin derdini dert edinmelerini bekliyor.
Bandırma Ticaret Odası yöneticilerine sesleniyorum. Üzerinizdeki ?ölü toprağı?nı atarak, Bandırma´nın sesini duyun artık! Bakın, ikinci döneminiz de geçip gidiyor.
Kral, çıplak!
