Milletin kutsal saydığı yerlere siyasettin sokulması yanlıştır. Bu ülkede dinin siyasete alet edilmemesi için. Çok mücadele edildi. Demirel senelerce kışlaya, camiye siyaseti sokmamak için çok mücadele etti. Ayrıca susan Türkiye değil. Ülkeyi konuşan Türkiye yapmak için de çırpında adeta. Ve bunların hepsini yapmakta da başarılı oldu. Fakat geldiğimiz noktada dinin siyasete alet edilmesini bırakın. Müslümanların kutsal kitabı Kuranda tutunda Kâbe'yi dahi siyasete alet ettiler. Camilerin ortasına masa kurup cemaatten AKP'ye oy vermeleri telkininde bulunulduğu dahi vaki hale geldi. AKP milletvekili adayı camilerde siyaset propagandası yapıyor. Kadın adaylardan birisi de insanların dini inançlarını su istimal ederek cami cemaatinden. Allah rızası için bana oy verin diye adeta yalvarıyor. Bunun adı dini inançları sömürmektir. Onlar meydanlarda konuşur. AKP camilerde din sömürücülüğü yapar. Seçim geldiğinde AKP Allah, din, iman kelimelerini ağzından hiç düşürmüyor. Dinciler döneminde dindarlar soyulmuştur. Deniz feneri olayında Almanya 100 yılın en büyük soygunculuğu ifadesini kullanarak. Faillerini cezaya çarptırmıştır. Esas faillerinin Türkiye de olduğunu dillendirerek isimlerini dahi bildirmiştir. Ne oldu failleri AKP sayesinde aklandılar. İddianame hazırlayan savcılar. Görevlerinden alındı. Başkan görevlere gönderildi. Bu olaya bakacak savcı ve hâkimlere de gözdağı verildi. Böylelikle da dindarlar dinciler tarafından soyulmuş oldu.
Camilerde her cuma yardım toplanıyor. Eskiden bu kadar camilere yardım toplanmazdı. Allah, iman kuran diyeceksiniz. Ondan sonrada dindarların soyulmasınız görmezlikten geleceksiniz. İfadeler ile icraat birbirine tamamen ters düşürülmekte dedir. Müslümanlıkta yeri olmayan olaylar oluyor. Müslümanlıkta yapılan icraatlar Müslümanlıkla bağdaşır olmalıdır. Din hiçbir zaman siyasete malzeme yapılmamalıdır. Camiler Müslümanların kutsal saydığı ibadethanelerdir. Fakat günümüzde alenen camilerde masa kurulup siyaset yapılmakta dadır. Din insanların duygularının en hassa olduğu bir duygudur. Bu duyguları istismar edilirse dinden soğurlar. Ne tekim son senelerde Müslümanlık kullanılarak yapılan olaylar karşısında bazı kimseler böyle Müslümanlık olmaz. Müslümanlık bunların inandığı gibi ise ben Müslüman değilim diyenler dahi oluyor.
Diyanet işleri başkanlığı iktidarın arka bahçesi haline gelmiştir. İktidar diyanete yerleştirdiği kişileri yatay geçişle istediği yerlere atıyor. Siyasetçi dini siyasete alet edince diyanette siyasi iktidarın güdümünde hareket ediyor. Hiç din ile alakası olmayan tamamen siyasetçinin söyleyeceği bir sözü diyanet işleri başkanı söyleyebiliyor. Ne diyor? Bu kadar bölünmüş yol yapan iktidarı eleştirmek terbiyesizliktir diyor. Bu sözü bir diyanet işleri başkanının söylemesinin yakışığı yoktur.
Camiye de kışlaya da siyaset sokulmuştur. Birde okullara siyasetin sokulması sakıncalıdır. Talebeler dersleri asıp siyaset yaparlar. O zamanda ilim adamı yetişmez. İmam hatipleri biz yaptık. Biz gidersek imam hatipleri kaldırırlar diyenleri de duyuyoruz. Bu ülkede imam hatipleri açan Süleyman Demirel'dir. İmam hatiplere karşı olan yoktur. Çocukların imam hatiplere girmesini sağlamak için baskı yapılması yanlıştır. İmam hatipleri birinci sınıf bir okul yapıp, diğer okulları itibarsızlaştırmak yanlışlığın en büyüğüdür.
Fenni ilimlere de bu ülkenin ihtiyacı vardır. Diğer dallarda adam yetiştirilmez ise bir gün gelir. Dışarıdan doktor ithal etme mecburiyetinde kalınır. Yalnız doktor değil. Jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi, mimar gibi ilim dalı ile uğraşacak. Teknik adam sıkıntısı doğabilir. Onun için dengeleri ona göre kurmak gerekir.
İktidarın dediği gibi, biz dinine, kinine sahip çıkacak nesil yetiştireceğiz derseniz. Bu yanlıştır! Dinine sahip çıkacak nesil yetiştirmek ailelerin görevidir. Her aile çocuğuna Allahın emir ve yasaklarını öğretme mecburiyeti vardır. Allah bu sorumluluğu ailelere vermiştir. Burada devletin yapacağı ailelere imkân sağlamaktır. Devlet geleceğini idame ettirebilmesi için. Milli şuura sahip nesil yetiştirmektir.
Konuşan Türkiye yapabilmek için çok uğraşanlar. Ve susan Türkiye'yi konuşan Türkiye durumuna getirenlerin bu günleri gördükçe üzüldüklerini tahmin ediyorum. Artık o konuşan Türkiye gitmiştir. Şimdi sesini çıkaramaya, konuşamayan yeni bir Türkiye yaratmışlardır. İktidarın camilerden uzak durması gerekir. Siyaseti her yere soktular. Hiç değilse camilerden uzak durmalıdırlar. Saygılarımla.
Yaşasın asil Türk milleti! Yaşasın Türk milliyetçiliği! Yaşasın Türkiye cumhuriyeti! Ne cumhuriyetten, ne Türkçülükten, ne Türk milliyetçiliğinde ve ne de Atatürk'ten vazgeçmeyiz.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 23 05 2015 Mustafa KOÇAL
