Adamın biri cuma günü ölmüş ve aynı gün cenazesini
defnetmişler.
Cenazenin gömülmesinden sonra büyük oğlu imama gidip
sormuş:
- Babam cuma günü öldü, öbür tarafta rahat eder mi?
- İmam: Namaz kılar mıydı?
- Adam: Hayır. Ama cuma günü öldü.
- İmam: Kumar oynayıp, içki içermiy di?
- Adam: Evet ama cuma günü öldü.
- İmam: Yalan söyler miydi?
- Adam: Söylerdi ama cuma günü öldü.
- İmam: Hovardalık yaparmıy dı?
- Adam: Evet yapardı ama cuma günü vefat etti.
- İmam sinirlenmiş. Cuma günü ellemezler ama Cumartesi’ yi
bilmem. :))
Bandırma’nın geleceğini şekillendirmekle seçilmiş, Belediye Başkanı, Milletvekilleri, Meclis üyeleri, Mimarı, Mühendisi ve kentin geleceğine yön vermekle kendilerini yükümlü kılan demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin hazır bulunduğu toplantı Meclis salonunda yapıldı.
Gündemde 1/100.000 Balıkesir-Çanakkale yeni kentsel gelişme planı ve bu plan içindeki tercihli sanayi bölgesinin, Bandırma ve çevresine ne getirip, ne götüreceği vardı.
’’Bandırma Partisi’’ adı verilen istişare toplantısında herkes eteğindeki taşı döktü. Sonuçta görüldü ki, herkes iyi olsun güzel olsun aman bize bir şey olmasın…
Olmaz olmaz, Cuma günü bir şey olmaz ama Cumartesi bilmem!...
Konuya makro ölçekten bakacak olursak mesele elbette bu günün meselesi değil, yaklaşık yarım yy bölgenin geleceğe yönelik planlamasını yapmakla görevli oturdukları koltukları işgal eden kimlikler yumurta kapının ağzına gelince kapı dayaklamanın derdine düştü.
Siz 60 senedir ilgili ve sorumlu olarak bu memleketin geleceğini planlamazsanız, bugün birilerinin diktiği elbiseyi giymek durumunda kalırsınız, bir gün gelecek yaşanılan olumsuzluklara isyan edip, müsebbip olanlar yalın bir dille çarmıha gerilirken, ölüsünün kemikleri, dirisinin kulakları elbette çınlayacak.
Hiç kimse savunduğu mazeretin arkasına saklanmasın, imarı da, mimarı da, seçileni de, seçeni de bu vebalin altında Cuma’yı kurtarsa Cumartesi günü anası bellenecektir…
