Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


DAHA NE KADAR SABREDECEĞİZ

DAHA NE KADAR SABREDECEĞİZ


  8 Ayda verdiğimiz şehit sayısı nerede ise 300´ze yaklaştı. Bu acılara daha ne zamana kadar sabredeceğiz. Bir hafta içerisinde ?şurası temizlenecek? deniyor. Fakat aylar geçiyor. O söylenen yerde hala çatışma oluyor. Artık milletin tahammül gücü kalmadı. Bütün işler bir kenara bırakılmalı bu terör meselesine odaklanılmalıdır. Şimdi birde başımıza keskin nişancılar çıktı. Yabancı uyluklu oldukları söylenen bu keskin nişancılar bu ülkeye nasıl giriyor? Sınır kontrollerinde zafiyet mi var? Böyle konularda kapı emniyeti iyi olmazsa hırsız her zaman eve girer. Pencereler istediğiniz kadar emniyetli olsun. Kapı açık olduktan sonra pencerenin emniyetli olmasının bir anlamı kalmaz. İnsanın aklı ermiyor. Yabancı uyruklu keskin nişancı geliyor. Askerimizi polisimizi şehit ediyor. Bunlar gökten zembille inmiyor. Bir sınır kapısından giriyor olmalılar. Veya PKK militanlarının öncülüğünde kaçak olarak giriyorlar. Buda sınırlarımızda tedbir alınmıyor demektir. Bir ihtimal daha var. Sığınmacı olarak gelenlerin içersinde geliyorlar demektir.

  Her gün iki üç şehit cenazesi kaldırmaktan gına geldi. Artık bunları durdurmanın bir yolu olmalıdır. Hala mahallelere girilemiyor. Buları buralardan çıkarmanın tek yolu var. Sivil halk o mahalleden çıkarılmalı. Ondan sonra o mahalle havadan bombalanmalıdır. Böyle devam etmekle her gün üç dört hatta beş şehit vermek kaçınılmaz olur. Askerimize polisimize acımayanlara biz hiç acımamamız gerekir. Zaten PKK´nın namussuzca kurduğu tuzaklarda yeterince şehit veriyoruz. Bir de bu yabancı uyruklu keskin nişancılar çıktı. Bunlar profesyonel ölüm makinesidir. Çünkü çok iyi eğitim almışlardır. Bunların karşısında ancak bizim özel hareketçiler durabilir. Üç ay eğitim alıp da bunların karşısına hiçbir asker ve polis çıkarılmaz.

  Millet tedirginlik içerisinde. Böyle haberleri gazeteler vermemelidir. Ayrıca TV´lerde akademisyenler yorumlarında dikkatli olmalıdır. Bahar aylarında PKK militanları muhtelif şehirlerde eyleme hazırlanıyor. Gibi haberler milleti tedirgin ediyor. Dün bana iki kişi böyle bir şey olur mu? Balıkesir de diye bana soruyor. Küçük şehirlerde böyle bir eyleme girişeceklerine ihtimal vermiyorum. Çünkü küçük şehirlerde hemen dikkat çekerler. Fakat turistik şehirlerde ve büyük şehirlerde dikkat çekmezler.  

  Gazetelerin ve akademisyenlerin kaynağı kesin olmayan böyle haberlere itibar etmemeleri gerekir. Çünkü millette tedirginlik yaratılmasına sebep oluyorlar. Fakat vatandaş olarak yinede uyanık olmamız gerekiyor. Şüphelendiğiniz her hangi bir olayda polisi haberdar etmek daha yerinde olur. Bana ne demeyin! Gördüğünüzü görmezlikten. Duyduğunuzu duymazlıktan gelmeyin! Sizlerin bir dikkatli hareketiniz çok kişinin hayatını kurtarabilir. İhmal ederde her hangi bir olay olursa sonra pişman olursunuz.

  Yöneticiler beyanlarını düşünerek taşınarak vermelidir. İki gazeteye saldırı oldu. Bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Basına saldırı demek! Milletin haber alma özgürlüğüne vurulan bir darbedir. Yöneticilerde beyanlarına dikkat etmelidir. Geçenlerde başka bir gazeteye saldırı oldu. O saldırı için yeri göğü inletenler. Şimdi bu gazetelere yapılan saldırı için. Ne yapacaklar göreceğiz demek. Birilerini hedef göstermektir. Bu çok tehlikeli bir olaydır. Milleti birbirine düşürmektir. Allah korusun böyle olaylar iç harbi tetikleyebilir. İşte basının ikiye ayrıştırıldığı olayın kanıtı bu olaydır. Benden olan gazeteler! Benden olmaya gazeteler anlamına gelmekte dedir. Bundan kaçınmak gerekir. Bilhassa böyle bir dönemde böyle davranmak yanlıştır.

   Ülke kan gölüne dönmüş. Her gün 3-5 Ocağa ateş düşüyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor deyip geçmek kadar anlamsız söz olmaz. Bu ateş milletin ocağına ve bağrına düşüyor. Her gün 3-5 Ocakta analar, babalar evlat acısı ile yanıp tutuşuyor. Kadınların koca, çocukların baba acısı ile yürekleri cayır cayır yanıyor. Bulardan etkilenmemenin imkânı var mı? Şayet bunlardan etkilenmeyenler varsa. Onların kalbi taştandır demektir. Şehit haberleri ile kahroluyoruz. Bunun üzerine yöneticilerin bu olaylara hiç değinmeyip de kendi ikballeri için. Hareket etmeleri, hala birbirlerini eleştirmeleri insanı daha da kahrediyor. Günün birlik günü olduğunu düşünmeyip de. Durumdan menfaat çıkarmaya çalışmaları. İnsanı gayri ihtiyari böyle siyaset mi olur? Dedirtiyor! Din adamı olan bazı müftüler şehit aileleri bağırıp çağırmasın. Evlatlarının cennete girmelerine mani olurlar demesi yok mu? İnsanın tepesini iyice attırıyor. Cennete gitmelerine sanki bunlar karar veriyorlarmış gibi davranıyorlar. Bunun amacı da sağa sola tepki göstermesinler diye söylendiğini tahmin ediyorum. Bir insanın cennete girip girmeyeceğini Allahtan başka kimse bilemez. Hani birisi Atatürk şu an cehennemde dediği gibi. Sanki oraya gitmiş gelmişte Atatürk´ün nerede olduğunu görmüş gibi konuşuyor. Bunların şirk olduğunu bilmeyen kişiye benim Müslüman bile demeye dilim varmaz. Şirk koşanın ne sözüne inanılır. Ne de arkasında namaz kılınır. Çünkü şirk koşuyorlar! İktidar bu terör olayına eğilmelidir. Bırakın anayasayı, başkanlığı önce ülkeyi huzura kavuşturun. Bu ülkenin şu anda huzurdan başka bir şeye ihtiyacı yok. Huzur sağlansın ondan sonra ne yapacaklarsa yapsınlar. Artık milletin tahammül edecek gücü kalmadı. Saygılarımla.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 12- 02 ? 2016 Mustafa KOÇAL     

  • BIST 100

    8794,79%0,88
  • DOLAR

    32,34% 0,18
  • EURO

    35,08% -0,25
  • GRAM ALTIN

    2237,19% -0,27
  • Ç. ALTIN

    3955,10% 0,13
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44