Darbenin hiç konuşulmaması gerekir. Bu darbe konusunu geçtiğimiz hafta içerisinde yazdım. Şimdi Talat Aydemirin darbe teşebbüslerinde den bahsedeceğim. Talat aydemir 1960 darbesini yapanların tasfiye edildiklerini ileri sürerek 22 Şubat 1962 tarihinde harp okul komutanı iken. Bu harp okulu talebeleri ile darbe teşebbüsünde bulundu. Ben o zaman Mürtet hava üssünde idim. Mürtet Ankara ya 45 km’dir.
Mesai bitti Mürtetten Atatürk orman çiftliğinin oradaki yeni mahalle köprüsüne geldik. Hava kuvvetlerinden bir ekip bizim mesai arabalarımızı durdurdu. Alarm verildi birliğiniz geri döneceksiniz dedi. Geri döndük tabi hiçbir şeyden haberimiz yok. Üst komutanı bir toplantı yaptı. Durumu anlattı. Yerde diz boyu kar vardı. Uçakları uçuşa hazırlayacaksınız. Ne yükleneceğini siz bildireceğim dedi. Uçakları o soğukta karanlıkta uçuşa hazırladık. Uçaklara bomba yükleyin hedef harp okulu olacak talimatı geldi.
Bu verilen talimat yerine getirildi. Artık uçakların kalkma talimatı bekleniyor. Pilotlar bizimle beraber. Pilotlardan iki kişinin kardeşi de harp okulu talebesi. Biz nasıl olurda kardeşlerimizin olduğu okulu bombalarız diye kara kara düşünüyorlar. Ne ise Talat aydemir ikna edildi. Olay kapandı. Savaşta düşmanın bellidir. Böyle durumda düşman belirsiz. En zoru da işte bu. Pilotlar kardeşimiz var diyor. Talat aydemir bu sefer 21 Mayıs 1963’te tekrar darbe teşebbüsünde bulundu. Anayasa maddeleri uygulanmıyor diye. Sabahın erken saatlerinde darbe teşebbüsün de bulundu. O zaman teknoloji bu günkü gibi değil. Alarm verildiğini uçakların şehir üzerinden alçak uçuş yapmasından anlardık. Uçağın sesini duydum.
Giyindim hava kuvvetlerinin karargahının önüne gitmek için caddeye çıktım. Bir askeri pikap geldi. Onu durdurdum bindim. Ulusa geldim. Kalabalık halk topluluğu vardı. Araba orada kaldı. Kalabalığı yararak geçtim. Askerlerle karşılaştım. Onların biraz ilerisinde harp okulu talebeleri vardı. Askerler komutanım ne taraftansın diye sordu. Ordu ne tarafta ise bende oradayım dedim. Tamam geçin dediler. Anafartalar dan bizim birliğe giden arabaların kalktığı yere ulaştım. Dolan araba gitmiş. Artık mürtet den geri dönüş yapacak arabayı beklemek durumundayım. 15- 20 kişi olduk. Yalnız buradakilerin gidecekleri yerler değişik. Bir araba geldi. İçerisinde bir binbaşı vardı. Arabaya binin biraz bekleyelim araba dolsun dedim.
Binbaşı arabadan indi adam toplamaya çalışıyordu. Ayni üstten iki kişi varız. Ayni birlikte olan kıdemli başçavuş ben astsubay çavuşum. Arabanın içerisinde olanlara sordum. Radar üssüne ve 12 üsse gidecekler ağırlıkta. Ayni üssen olan kişiye abi bu arabanın gideceği yer belli değil gel inelim dedim. Ben inmem dedi. Ben arabadan indim. Bir köşeye gizlendim. Arabanın gitmesini bekledim. Araba gitti. 10 dakika sonra biz üssün arabası geldi. Kısa zamanda 10-12 kişi olduk.
Yeni mahalle de oturan bizim üssün personeli çoktu. Oradan da bekleyenleri aldık üsse gittik. Radyo evini ele geçirmişlerdi. Akşama doğru teslim oldular böylelikle darbe olayı kapandı. Ertesi gün arabadan inmeyen kıdemli başçavuş abimiz beni telefonla aradı. Görev yerlerimizdeğişik yerlerdi. Başında geçenleri anlatı. Araba onları almış harp okuluna götürmüş. Yemek haneye daha bir sürü kişiyi toplamışlar. Başlarına da 10 tane silahlı talebeyi koymuşlar. Talebeler ikide bir “yanlış yapan olursa vurulacak.
Zaten emir geldiğinde hepinizi vuracağız” diyorlarmış. Öldüm, öldümdirildim. Seninle arabadan inmediğimi bin pişman oldun diye bana dert yandı. Darbeye teşebbüs edenler. Yargılandı aklımda kaldığı kadarı ile Talat Aydemir ve Fethi Gürcan idam edildiler. Yarın devam ederek genel bir değerlenme yapacağım. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere. Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
16 -01 – 2021 Mustafa KOÇAL
