Son zamanlarda sismisite (depremsellik) açısından son yılların en sakin dönemlerini yaşıyoruz desek yeridir. Yurt genelinde meydana gelen deprem sayısında gözle görülür bir azalma var, aynı zamanda meydana gelen bu az sayıdaki depremlerin büyüklükleri de oldukça düşük magnitüdlerde seyretmekte. Bu durum deprem yoğunluğu grafiklerinden de açıkça görülmekte.
Son günlerdeki bu sakinliğin bir nedeni de okyanus ötesi Endonezya´ da meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki çok şiddetli deprem. Depremler bir hafta daha Endonezya civarındada olmaya devam ederler. Daha sonra Akdeniz Tektonik Sistemi´ nde yeniden hareketlenmeler (depremler) görülmeye başlayacak, meydana gelen depremlerin oluş sıklıkları ile birlikte magnitüdleri de yükselmeye başlayacak. 25 Aralık 2015 tarihinde Cebelitarık Boğazı girişinde meydana gelen 6,3 büyüklüğündeki deprem bunun sinyallerini vermişti zaten.
Diğer taraftan 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´ nin doğudan, 24 Mayıs 2015 tarihli Gökçeada Açıkları Depremi´ nin batıdan Marmara´ ya yüklediği stresler yüzünden Marmara´ daki fay hatlarını iyice gerildi ve bu aşırı zorlama her gün artarak devam ediyor. Bu böyle daha nereye kadar devam eder bilinmez ama kişisel olarak bu sürenin pek fazla uzamayacağını tahmin etmekteyim.
Bazı medyatik deprem uzmanlarımızın son günlerdeki söylemlerinde olduğu gibi 2045 yılında olmaz, 2075 hatta 2150 yıllarına kadar uzayabilir görüşlerine katılmıyorum. Bu tür söylemler çok tehlikelidir, bunu söyleyebilmek için elde çok sağlam verilerin olması gerekir.Yine de doğanın nasıl davranacağı hiç belli olmaz, tabiat ananın davranışları kaotiktir, genel eğilim önceden kestirilebilinir fakat kesinlikle böyle olacaktır diye bir şey söylenemez.
17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi´ nden sonra kırılan fay hattının doğusu aşırı gerilim altındaydı, 24 Mayıs 2015 tarihli Gökçeada Açıkları Depremi´ nin ardından Ganos Fayı´ na da önemli miktarda ilave bir stres yüklendi ve kırılma adaylığında ön plana çıktı. Marmara fayı şimdi iki uçtan da gerilmiş kırılmayı bekliyor.
Aslında depresellik açısından Türkiye genelinde son 5 yıldır suskun, sakin ( seismic quisence) bir dönem yaşıyoruz. Yani 19 Mayıs 2011 tarihli 5,9 büyüklüğündeki Simav Depremi´ nden bu yana geçen süre içinde ülkemizde yıkıcı bir deprem yaşanmadı. Allah uzun daha süreler yaşatmasın da. Fakat ne yazık ki istekler, dilekler ile gerçekler her zaman örtüşmüyor. Süreç işliyor. Umarım bu sakin dönemin acısı sonradan çıkmaz.
Ancak artık bu sakin dönemin sonlarına doğru yaklaştığımızı düşünüyorum.
