Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


DEVLET Mİ? DEVLETLER Mİ?

DEVLET Mİ? DEVLETLER Mİ?


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Türkiye cumhuriyeti devleti diyorduk. Şimdi ne diyeceğiz? Türkiye toprakları içersinde başka devletin olduğu söyleniyor. Devlete paralel devlet oluşturmuşlar deniliyor. Devlet içersinde devlet oluşturulurken iktidar AKP değil miydi? Bunu iktidar kendisi hazırladı.

Devletin en önemli kurumlarından biri olan emniyeti cemaat verdik diyen AKP değil miydi? Ergenekon tutuklamalarında zir vadisinde ve poyraz köyde yapılan kazılarda bulunan mühimmatları polis koydu diyenlere inanmadınız. Bürosu olanların bürolarına belge ve CD’leri polis koydu dediler inanmadınız. Amma şimdi o günlerde sesimizi daha gür çıkarmalıydık diyen adalet bakanı, şimdi hayıflanıyor. Sesimizi daha gür çıkarıp olanlara itiraz etmemiz gerekiyormuş demek bir itiraftı.

Bilim adamları, gazeteciler, emekli generaller ve ordu personeli tutuklanırken. Cumhuriyet mitinglerine katılanlardan intikam alındığı düşünüyordu. Eylem yapan birisi gözaltına alındığında ilk sordukları cumhuriyet mitinglerine katıldın mı? Sorusu soruluyordu. Cumhuriyet mitinglerine katılanlardan böylelikle intikam alındığı için ses çıkarılmadı.

Baktılar ki bu tutuklamalara ses çıkaran olmuyor. Daha da iyi karşılanıyor. Bu tutuklamalar alkışlanıyor. Savcılar kahraman ilan ediliyor. Hatta savcı Öz için Tayyar Şamil “tarihte böyle kahramanlar 100 sene bir çıkar” diyerek Özü kahraman ilan ediliyor. Bu olaylara ses çıkaran olmayınca, şu orduyu da biraz hırpalayalım diye yola çıktılar. İktidar buna dünden razı imiş.

Kozmik odalarda dahi günlerce belge arandı. Ordunun gizli planları kozmik odadan dışarı çıkarıldı. İktidar darbe korkusu ile yatıyordu. Darbe korkusu ile kalkıyordu. Bu orduyu hırpalama işi büyümeye başladı. Muvazzaf Generaller den tutun kuvvet komutanları ve emekli genelkurmay başkanına kadar uzandı.

Hele birde bunların iktidarı cebri devirmek ve çalıştırmamak ile suçlanmaları iktidarı fazlası ile memnun ediyordu. Devletten aldıkları emniyetin yanına orduyu da ele geçirme harekâtı bütün hızı ile sürüyordu. Dalga dalga tutuklamalar oluyordu. 2003 senesi harp oyunları seminerinden balyoz, suka, ay ışığı, casusluk, fuhuş gibi davalar üretildi.

Bu olaylar 46 bin personelin ordudan ayrılmalarına sebep olmuştur. Ordu karalana karalana milletin orduya güveni % 92 den % 72’ye düştü. Ordu dişi tırnağı sökülmüş aslan durumuna gelirken. Diğer taraf bir ejderha olma yolunda ilerleyen bir cemaat vardı. Şimdi bu ejderha dişini bir gösterdi.

İktidar panikledi bu bize karşı yapılmış bir darbedir. Devlet içersinde devlet olmuşlar denilmeye başlandı. Bunları bu duruma iktidar getirdi. Dünyada eşi benzeri olmayan olaylar oluyor. Yolsuzluk ve rüşvet olaylarını ortaya çıkardılar diye. Görevden alınan emniyet müdürleri, emniyet şube müdürleri, polisler ve savcıların görevden alındığını başka ülkelerde görmek mümkün değildir.

Bu bir paniktir. Paniğin sebebi de suçluluk duygusudur. Bırakın herkes görevini yapsın yargı kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu ortaya çıkarsın. Ondan sonra suçluları görevden alın. O zaman bunları neden görevden alıyorsunuz diye soran bile olmaz. Şimdi haklı olarak herkes bu görevden alınmalara karşı çıkıyor.

Bu devlet içersindeki paralel devleri iktidar çıkarmıştır. O Ergenekon ve balyoz davalarında bu mahkemelerin savcısıyım diyen Tayyip Erdoğan şimdi nerede ise pişmanlığını dile getirecek. Söyleme göre iki devlet oldumu? Bir üçüncüsünü ne yapacağız?  Adamlar ağızlarının suyunu akıta akıta Kürdistan diyor. Kürdistan demekle kalmıyor. Meclis kürsüsünden biz “Kürdistan milletvekiliyiz” diyorlar.

Doğudan gelen haberler hiç iç açıcı değil. Barış süreci başladığından beri 6 tane korucu şehit edildi. Buların hepsi köylerinde öldürüldüler. Çünkü PKK köylerde şehirlerde cirit atıyor. Kontrol tamamen PKK’ya geçmiş durumda. Karakol yapımı durduruldu. Karakollar boşaltıldı. Asker kışlaya polis karakola çekildi.

Meydan PKK’ya bırakıldı. Daha üç gün önce bir korucu köyde çocuklarının gözü önünde şehit edilmiş. Eskiden PKK bir kişiyi öldürdüğü veya yaraladığı zaman ordu operasyona çıkardı. Şimdi genelkurmay başkanı internet sitesinden açıklama yapıyor. Hem de son korucu şehit olduktan sonra. Ordu meşru müdafaa hakkın kullanıyor diyor. Bunun anlamı PKK ateş ettiği zaman bizde karşılı veriyoruz demektir. Doğuda üçüncü devletin ilanının an meselesi olduğu söyleniyor.

PKK’yı bu duruma AKP getirmiştir. Diyarbakır’da Barzani ile birlikte Kürdistan’a selam gönderen başbakandır. Mecliste biz Kürdistan milletvekiliyiz diyenlere ses çıkarmayan AKP’dir. Bu olaylar meydanda iken bana hiç kimse AKP’yi savunmasın. Hem devlet içindeki paralel devlet hem de Kürdistan AKP’nin eseridir. Bundan sonra devlet mi diyeceğiz? Devletler mi diyeceğiz? Bir yolsuzlu ve rüşvet olayı ortaya çıkınca bu kadar panikleyen bir iktidar görülmemiştir. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!

  NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!   

15- 01 – 2014 Mustafa KOÇAL 

 

 

  • BIST 100

    8730,47%0,14
  • DOLAR

    32,33% 0,17
  • EURO

    35,13% -0,14
  • GRAM ALTIN

    2241,10% -0,09
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44