Tersten başlayalım. Önce gözlemi yorumlayalım, sonra ilgili habere bir göz atalım. Çünkü burada yorum haberin kendisinden daha önemli bence.
Bu haber bana 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi' nin hemen öncesinde suları aniden ısınan Düzce Efteni Kaplıcası suyu haberlerini anımsattı.
Eğer olay doğru ise ( ki öyle görünüyor, olay ile ilgili çekilmiş çok sayıda fotoğraf yayınlandı, olaya şahit olan kişiler ile yapılmış röportajlar hatta çekilmiş videolar var..) durum vahim olabilir, bu deprem çok yaklaşmış olabilir. Aniden ısınan yeraltı suyu önemli bir deprem belirtisi, deprem habercisi olabilir. Tabi ki tek bir deprem belirtisine bakılarak deprem olacağına kesin olarak karar verilemez. Bu durumun başka deprem anomalileri ile desteklenmesi gerekir.
Suyun ısındığı bölge Düzce Tektonik Yongası = Gölyaka Tektonik Yongası ( Almacık Bloğu) sınırları üzerindedir.
Düzce Tektonik Yongası' nın (*) kuzey ve güneyini sınırlayan faylar 1944, 1957, 1967 ve 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremleri' nde kırılmıştır.
Asarsuyu Vadisi' nin doğusunda Bakacak-Elmalık kesimi ile Bolu' nun Bürmük köyü arasında kırılmamış yaklaşık 40-50 km uzunluğunda bir fay segmenti sismik boşluk olarak kalmıştır.
Zamanı geldiğinde Bakacak-Elmalık kesimi ile Bolu arasındaki sismik boşluk 6-7 büyüklüğünde bir deprem üreterek kırılacaktır.
Kırılmanın (depremin) bu kesimde olması beklenir. Anomali görülen yer tam olarak kırılmayan fayın üzerinde değildir. Düzce ilinin kuzeyindedir.
Yeraltı suyunun aniden ısındığı lokasyon deprem olması beklenen fay segmentinden biraz uzaktır. Fakat tektonik yonga sınırları yakınındadır. Bence önemli olan da budur. Bu belirti ( anomali) görmezden gelinmemeli, dikkate alınmalıdır. Gelişmeler izlenmeli araştırmalar sürdürülmelidir. O bölge civarında yaşayan herkes gönüllü deprem gözlemcisi olarak davranmalıdır.
Tektonik Yonga sınırları deforme olmaya başladıysa fay kompartımanlarında içsel sürtünmenin artması sonucunda fay düzlemi ısınmaya başlayacaktır. Böyle bir durumda tektonik yonga komple çalışacağı için tektonik yonga sınırları yakınlarında ısınan, kaynayan daha bir çok yeraltı suyu çıkışları olması beklenir. Muhtemelen başka yakın lokasyonlarda da sular ısınmıştır fakat henüz haber olarak bizlere ulaşmamıştır.
Büyük bir olasılıkla bu haber yayıldıkça tektonik yonga civarındaki başka yerlerden bizim burada da sular ısındı haberleri gelmeye başlayacaktır.
Bu iş ile ilgilenenlerin ellerini çabuk tutmaları, araştırmayı bir an önce sonuçlandırmaları ve sonuç hakkında ilgili kişi ve kurumları yıldırım hızıyla uyarmaları, bilgilendirmeleri gerekmektedir. Aksi halde bu iş uzarsa, normal prosedürlere göre, alınan numune ilgili yere ulaşıp analiz edilinceye kadar çok geç kalınmış, bu deprem gerçekleşmiş olur.
Deprem çok ciddi bir konudur, ihmale hiç gelmez. Belirtiler görülmeye başladıktan sonra süreç çok çabuk gelişir.
NOT: İnşallah ben yanılıyorumdur da deprem filan olmaz...
(*)Tektonik Yonga (Tectonic Flake): Tektonik yongalar eski okyanus kabukları iki levha sınırı arasında kaldığında, baş aşağı dikilip sıkıştırılarak oluşurlar. Özellikle aktif kenarlarda (kıtasal eklem yerlerinde) marginal kenar olarak oluşurlar. Bu aktivite ise asıl onları biçimlendiren etken kuvvet olup aktivitenin torku (dönme momenti) nedeniyle başlangıçta dikdörtgenler prizması olan okyanussal kabuk, zamanla “üç boyutlu eliptik prizma” görünümü alır. Aktif kenarlarda teğetsel hareket nedeni ile bir moment kolu çifti oluşur. Bu moment kolu tektonik yongayı “potansiyel akışkan” hâle getirir. Potansiyel akışkan yonga, kendi etrafında dönmeye başlar. Bu dönme miktarları paleomegnetik yöntemlerle açısal olarak tesbit edilebilmektedir. Tektonik yongalar deformasyon kuvvetleri etkisi altında ezilip büzülüp döndürüldükleri için, “aktif eklem yeri tarafından” yonga sınırlarında depremler meydana gelir. Bütün tektonik yongalar ofiyolitik kayaçlardan meydana gelir.
DÜZCE' DE BİR BENZİN İSTASYONUNDA ANİDEN ISINAN YERALTI SUYU DEPREM HABERCİSİ Mİ?
Düzce’de bir akaryakıt istasyonunda araçların yıkanması için kullanılan sondajla çıkarılan yer altı suyu aniden ısındı. Suyun aşırı sıcak olduğunu fark eden çalışanlar Düzce'nin 1.derece deprem bölgesinde olması nedeniyle tedirgin oldu. Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde görevli Dr. Şeref Karadeniz incelenmek üzere sudan numune aldı.
Çoban mevkiinde bulunan bir akaryakıt istasyonunda sondaj yöntemi ile çıkarılan, yıllardın araç yıkamakta kullanılan su, dün sabah saatlerinde aşırı derece ısındı. İstasyon çalışanları suyun ellerini yakacak derecede ısındığını fark etti. İstasyon çalışanları Düzce’nin birinci derecede deprem bölgesi olması ve suyun ısınmasının deprem habercisi olduğunu düşünerek tedirginlik yaşadı. Bilgi verilen Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görevli Dr. Şeref Karadeniz, istasyona gelerek incelemek üzere sudan numune aldı.
İstasyon sahibi Fahrettin Yıldırım, suyun ısınmasıyla önce şaşırdıklarını daha sonra paniğe kapıldıklarını ifade ederek, “Yaklaşık 4 yıldır biz bu işletmeyi çalıştırıyoruz. Ne yaz ne kış hiç başımıza gelmemişti. Bugün böyle bir durumla karşılaşınca üniversiteye haber verdik. Hocalarımız incelemek için su örnekleri aldılar. Bunun tabiat olayı mı? Yoksa başka bir durum mu var merak ettiğimiz için üniversiteden yardım istedik. El yakacak kadar suyun ısınması bize ilginç geldi. İnşallah iyi sonuçlar alırız. Düzce deprem bölgesi onun için paniğe kapıldık” dedi.
‘İLK İZLENİMİMİZ BİR TERMAL AKINTI KARIŞMIŞ OLABİLİR”
Sudan numune alan Dr. Şeref Karadeniz incelemeler yapacaklarını belirterek, “Suyun içindeki iyonları, metal içeriğini belirlemek için yerinde olan ölçümlerimizi gerçekleştirdik. Daha ileri ölçümleri ise merkezde yapmak üzere örneklerimizi aldık. Örneklerin laboratuvarda analizlerini gerçekleştirdikten sonra çok daha detaylı suyun içeriği hakkında bilgi sahibi olabileceğiz. İlk belirlemelere göre kuyu suyu olarak değerlendiriliyor. Bir termal akıntıya karışmış olabilir. İlk aşamada bu durum oluşuyor. Ama bunu anlamak için suyun izlenmesi, daha detaylı analizlerin yapılarak termal su özelliğinde olup olmadığının anlaşılması için tetkiklerimizi devam ettirmemiz gerekiyor. Bunları gerçekleştirdikten sonra suyun niteliği hakkında kesin bilgilere varabileceğiz” diye konuştu.
