Taylan Özgür KÖŞKER (Güne Özel Hikayeler)


EDEBİYATIN TARİHİ

EDEBİYATIN TARİHİ


İnsanlar, yeryüzünde toplu olarak yaşamaya başladıktan sonra, birbirleriyle anlaşabilmek için bir dil oluşturmuşlar. Her topluluk kendine özgü bir dil kurmuş, diller giderek gelişmiş, zenginleşmiştir.

         Edebiyat sanatının doğuşunu, dillerin gelişmesine bağlamak gerek. Dillerin gelişerek belli bir düzeye gelmeleri, edebiyat için gerekli araçları sağlamıştır.

         Edebiyat, bir söz sanatıdır. Ve bence yeryüzünün en etkili sanatıdır. Müzikle, sinemayla, hayatla, tabiatla, resimle, kuşlarla yakından ilişkilidir.

         İlkel toplulukların duaları, büyülü sözleri, efsaneleri ağızdan ağza yayılarak yüzyıllarca canlı kalmış, edebiyatın ilk ürünlerini

oluşturmuşlardır. Sonraları yazının bulunması yazılı edebiyatın doğmasını, yayılmasını sağlamıştır.

         Bende edebiyatın doğuşu ilk olarak bir masal kitabıyla olmuştur. Çoğu kişiye sorun, ilk okuduğu kitabı anımsamaz. Ben anımsıyorum. İlk okuduğum yapıt, Parmak Çocuk´tu.

         O zaman daha 2. sınıfa geçmiştim. Mevsim yazdı ve Niğde´ye dayımlara gitmiştik. Dayımın eşi bana kırmızı bir kazak armağan etmişti. O güzel kazağı aldığımız mağazada birkaç çalışanın küçük tüpün üzerinde fokur fokur kaynattıkları menemeni yiyişleri ve benim de canım çok çektiği için onlarla yemek isteyişim. İşte ondan sonra çok basamaklı, yüksek merdivenlerden çıktıktan sonra Parmak Çocuk kitabını alışım ve okuyuşum o dönemin silinmeyen anılarındandır benim için.

         Tükenmez kalemi keşfedişim de o güzelim yazda Kırşehir´den Niğde´ye gidişimize rastlar. Tükenmez kalemle bir deftere yeni öğrendiğim alfabeyle yazı yazışım ve tükenmez kalemin defterdeki eşsiz kokusu.  Durmadan onu koklayışım. Taze mürekkep kokusu...

         Ben, Parmak Çocuk´tan sonraki okuduğum kitapları da anımsıyorum. Sonraki yıl Ankara´ya gidiyoruz. Ankara´da kulak ameliyatı oluyorum ve yine olağanüstü bir masal kitabını gazete satan bir büfeden alıyorum. İskitler semtinde. O masal kitabı da yaşamım boyunca beni çok etkileyecektir. O da Sihirli Fasulye´nin Sırrı. Jack adında annesiyle yaşayan bir çocuğun evinin bahçesine fasulye ekişi, sonra o fasulye´nin bulutlara dek yükselişi. Jack´in bu fasulyeyle bulutlara tırmanışı. Orada Dev ile karısının şatosu. Hiçbir zaman unutamayacağım bir masal.

         Daha sonraki yıl Ankara´da geçirdiğim ikinci ameliyat sonrası hasta yatağımda Keçiören´de dayımın bana sıkılmamam için aldığı iki kitap. Bunlardan ilki Gülliver´in Gezileri (Cüceler Ülkesinde), ikincisi Ali Baba Ve Kırk Haramiler. Onları bir solukta okuyuşum ve ayrımında olmadan Edebiyat Tanrısı´nı keşfedişim. Ve sonra Jules Verne´in yapıtlarını ( harçlıklarımı biriktirerek) bir bir alışım. Bunların hepsi de benim yaşamımın en önemli parçalarıdır.

         Kırşehir´de oturuyorduk o zamanlar. Ali Baytoklar... Orada tanınmış  bir kırtasiye ve kitapçı dükkanıydı. Oradan kahverengi, deri bir defter alırdım. O deftere, okuduğum kitapları ve sevdiğim film artistlerinin adlarını yazardım. İşte Jules Verne yapıtlarıyla da o zaman karşılaşmıştım. En çok Seksen Günde Dünya Gezisi ile Balonla Beş Hafta´yı severek okumuştum.

         Ortaokuldayken Türkçe kitabındaki Cahit Külebi´nin "Yurdum" şiiri, Ömer Seyfettin´in "Pembe İncili Kaftan" öyküsü. Lisede Aziz Nesin´in gülmece öyküleri, Yaşar Kemal´in unutulmaz yapıtı "İnce Memed"...

Sonrakileri anlatması çok uzun sürer...

         Bence iyi kötü herkesin bir Edebiyat Tarihi vardır. Benimki de budur...

  • BIST 100

    8730,47%0,14
  • DOLAR

    32,33% 0,17
  • EURO

    35,13% -0,14
  • GRAM ALTIN

    2241,10% -0,09
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.7 ° / 3.8 ° false
  • Çarşamba 7.9 ° / 2.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 12.4 ° / 3.3 ° Güneşli

Balıkesir

19.03.2024

  • İMSAK 05:43
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 13:21
  • İKİNDİ 16:45
  • AKŞAM 19:26
  • YATSI 20:44