Elma deyip geçmeyin.
Yasak meyvedir.
Şeytanın meyvesidir elma.
Hani o meyveyi şeytan Adem Baba´mıza yedirmiş de, garibim cennetten kovulmuştur ya...
Gel zaman git zaman...
Elma ağacının altında tembel tembel oturan, esneyen Newton adlı adamın kafasına bir elma düşer. Taş gibi. Newton acıyla bağırır:
- Buldum, buldum!
Bulduğu yer çekimi kanunudur.
X X X
Yıl 1941.
Alman Nazi faşizmi tüm Avrupa´yı işgal etmiştir.
Her yer acı ve ölüm içindedir.
Pablo PİCASSO ünlü savaş karşıtı tablosunu bitirmiştir. Adı Guernica´dır tablonun. Savaşın acı, yıkım, kan, gözyaşını yansıtan dünyanın en güzel, en tanınmış tablosu.
Bir gün, Picasso´nun evine alman faşist birlikleri, gestapolar gelir. Nazi subayı Guernica´nın önünde durur, hayranlıkla izler tabloyu. Picasso´ya:
- Bunu siz mi yaptınız, der.
- Hayır, der Picasso, siz yaptınız.
X X X
Bir fotoğraf.
Yıl 2004.
Yer Filistin.
Refah mülteci kampı.
İsrail´in dinci-faşist ordu birlikleri, Filistinli sığınmacı sivilleri katleder. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar. Acı, yakarış, gözyaşı, ölüm. Bir gün Refah´ın tablosunu yapan bir sanatçı da olacaktır.
X X X
?Manisalı Kadınlar? adlı kitaptan aldım.
Çok eskiden, günlerden bir gün, canı sıkılan kraliçe Belkıs, Manisa´ya doğru yola çıkar. Manisa ovası yemyeşil bir deniz gibidir, ayrılmak gelmez içinden Belkıs´ın. Ama kızıl sarı gökyüzü ovayı örtmüştür, gece yavaş yavaş çöker ovaya. Geri dönme vakti gelmiştir. O sırada boynundaki gümüş gerdanlık bir ağacın dalına takılır, inciler toprağa saçılır. Belkıs hiddetlenir, toprağa seslenir:
- Hemen gerdanlığımı geri ver.
İşte o gün bu gündür, Manisa ovasında inci gibi üzüm taneleri fışkırır topraktan.
X X X
- "Buldum, buldum" diye bağıran başka bir gavur da, "Arşimed" adlı biridir. Hamamdan elinde bir taş sokağa fırlayan, yarı çıplak dans eden bu düşünür de suyun kaldırma gücünü bulmuştur.
X X X
Biz mi?
Kafamıza bir taş düşse...
ELMA DERSEM ÇIK
ARMUT DERSEM...