Bandırma ve yöresine emek verenler


ERDEM ÖZCAN

Gazeteci-Yazar


Bandırma’nın yetiştirdiği değerler

Bandırma’da,1943 yılında, karlı bir günde doğduğunu belirten Gazeteci-Yazar Erdem Özcan, kendisini şöyle anlatıyor:

“4 kardeşin en küçüğü bendim. Çocukluğumuz ve gençliğimizin en güzel yılları yeşil ve sakin bir Bandırma’da geçti. Bugünkü denize ve çarpık kentleşmeye bakacak olursak Bandırma, gerçekten yaşanacak bir şehirdi.

İlk ve ortaokulu Bandırma’da okudum. Babam, toptancı bakkaliye işyerinden ortağı Mustafa amcamdan ayrıldıktan sonra 1958 yılında bugün bulunduğum yerde toptan bakkaliye işyerini açtı. O yıllarda AVM falan olmayınca gıda maddeleri yanında bakır tencereden tutun da çivi, dikenli ve balya telleri, kova, takunya ve çoban kepeneği gibi çeşitler de satılırdı. Daha önce Kudret Kılkış’ın, gazeteler başbayi ve kırtasiye işyerinde çırak olarak bir süre çalıştıktan sonra babamın işyerinde çalışmaya başladım.

 Babamın olumsuz sağlığı nedeniyle 1960 yılında ortaokulun 3. sınıfından ayrıldım. Nitekim babam ‘Giritli’ lakaplı Muharrem Özcan, 1969 yılında geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat etti. 1969 yılında vefatından sonra bugüne kadar yaklaşık 40 yıl toptan bakkaliye işyerini devam ettirdim. Ancak son 15 yılında sadece bayisi olduğum iki marka zeytinyağı çeşidini satıyorum. 20’si Erdek’e olmak üzere; Gönen, Manyas ve Marmara’da 70 kadar bakkal ve pastane müşterim vardı. O yıllarda Bandırma’da 10 kadar bakkaliye toptancısı vardı ve Bandırma, çevre ilçelere tüm ihtiyaç maddelerini satan merkez konumundaydı. Canlı bir ticaret vardı. Ta ki bugünkü AVM’ler açılıncaya kadar.

Ticaret hayatımın içinde Bandırma Ticaret Odası meclis üyeliği ve yönetim kurulu üyeliği sırasında Oda’yı temsilen ilçe trafik komisyonunda 7 yıl görevliydim.

BASIN YAŞAMINA GİRİYORUM

Yıl, 1986…

Çocukluğumuzun ve gençliğimizin, yeşil alanlarıyla, bahçeli az katlı yapılarıyla yüzmeyi öğrendiğimiz göbek taşı, liman arkası, Demirlitaş ve Livatya plajıyla, Ziraat Bahçesi ile Livatya Lale Bayırlı doğasıyla güzel günlerin geçtiği Bandırma, yerini kesilen ağaçlara ve çok katlı binalara bırakmaya başlayınca ‘Ne oluyor?’ diye sormak için kurşun kalemle yazdığım 5-6 sayfa tutan bir ‘dilekçename’yi Bandırma Gürses Gazetesi sahibi Avukat Şemsi Aran’a verdim.

İki gün sonra gördüğüm Gürses gazetesinde benim ‘şikâyet dilekçesi’ diye verdiğim yazı ‘Yaşadığımız Bandırma’ başlığı altında köşe yazısı olmuş. Çok da uzun yazmışım herhalde bir güne sığmamış, bir gün sonraki gazetede de devam etmiş. Rahmetli Şemsi ağabeyim ile İzzettin Yaşbek ağabeyim yazılarıma devam etmemi istediler.

Yıl 1991 …

Böylece basın camiasına ilk kez Bandırma Gürses Gazetesi’nde adım atmış oldum. Mahalli gazetede ilk deneyimim, 1991 yılında Milliyet Haber Ajansı’na muhabir olmama kadar sürdü. Milliyet’ten gelen bir teklif üzerine Bandırma muhabirliğine getirildim. Bu kadar işim arasında nasıl yapacaktım ki? 60 kadar bakkal, 10 pastane …. 25’e yakın iş yaptığım şirketler…

Bende 7 yaşından beri bir de fotoğraf tutkusu vardı. Karma ve kişisel sergiler açtım, bir fotoğraf yarışmasında iki ödül kazanmıştım. Hem Bandırma’nın adını yaygın basında duyurmak hem de fotoğraflarımı görmek için 2-3 gün düşündükten sonra yapılan teklifi kabul ettim. Daha sonra da MİL-HA kapanınca Doğan Haber Ajansı’nda (DHA) devam ettim. Sanki Ajans (MİL-HA) beni bekliyormuş gibi Bandırma yanında Erdek, Gönen, Marmara, Avşa, Gönen, Manyas ve Susurluk’a haber amaçlı çok koşturdum.

Hatta Karacabey’den bile… Karacabey muhabiri vardı ama beni göndermişlerdi. Konu adliyede kadın mübaşir… Türkiye’de ilk kadın mübaşir Karacabey’deymiş.

Bugün de BANSES ve Yeni ERDEK gazeteleri ile ‘Bandırma MANŞET’ internet sitesine ve ‘HÜRRİYET Bursa’ya yazıyorum.

UNUTAMADIĞIM HABERLER

Hiç unutamadığım haberler arasında ilk haberim olan ‘42 Yıl Süren Davayı Mezarında Kazandı’, ‘Kuşcenneti’ne Panayır Kuruldu’, ‘Vehbi Koç Umut Verdi’, ‘Vehbi Koç 50 kg. İncir Satın Aldı’ ve Kocaman Balıkçılık’ın canlı kurbağa ihracat haberiydi. Hepsinin de ayrı ayrı ilginç hikâyeleri vardı.

Mesela… Canlı kurbağa ihracı nasıl oluyordu.

Bunun için Mustafakemalpaşa’ya gittim. Çünkü derelerden Kocaman Balıkçılık adına kurbağa toplayan tayfalar Mustafakemalpaşa’daki Romen vatandaşlardı. 4 kişi dereden kurbağa toplarken ben de çekim yapıyordum ama bu arada yüzümü saran sivrisinekler yüzünden çok sıkıntı çekmiştim. Oradan Bereketli köyünde devam etti, ardından merkez Kocaman Balıkçılık A.Ş’de ihracata hazır duruma geliyordu.  Ama sonunda bayağı geniş bir yayın olmuştu. Dolayısıyla Türkiye hem canlı kurbağa ihracı nasıl oluyor, hem de Bandırma ile birlikte Bandırma’nın güzide şirketi Kocaman Balıkçılık şirketini bilmeyenler de öğrenmiş oluyordu. Daha önce de aynı şirketin orkinos ihracı haberini yapmıştım.

Yerel gazeteye haber yetiştirmek kolaydı ama ajans muhabiri olunca zaman zaman sıkıntılı anlar yaşanabiliyordu.

Bugünkü teknolojiyle ajansa fotoğraf olsun, görüntü olsun göndermek ‘çocuk oyuncağı’ gibi. Hele Whatsapp da olunca habercilerin işi çok kolaylaştı.

Neydi o fotoğraf ve görüntü göndermek… Dijitalin olmadığı yıllarda çektiğin fotoğrafı doğru Foto Varol’a götür, yıkanmasını bekle, sonra seçtiğin kareleri karta bastır…

Bitmedi…

Doğru oto terminale, şoföre rica, İstanbul veya Bursa’da yazıhaneye ver, gelip alacaklar. Bazen şoför unutur Bursa’ya bırakmaya, haydi bakalım otobüsü ara, İstanbul’a bıraktıysa gazeteye haber verki gidip alsınlar. Sanki kolaydı gidip almak mega kentte…

Burada ise iyi ki mobiletim vardı yoksa garaja nasıl gidecektim, sık sık fotoğrafçıya nasıl gidecektim…

Haber, Gönen ve Erdek gibi yerlerde yapıldıysa haberi geçmek için mutlak Bandırma’ya gelecek ve tabii önce Foto Varol’a sonra garaja…

İnternet devreye girdiği yıllarda gittiğimiz yerlerde ilk işimiz internet kafe aramak oluyordu.

Ölme eşeğim ölme!

Tabii haberi göndermek daha kolaydı. Ya telefonla yazdıracaksınız ya da dosya kâğıdına yazıp faks ile gönderilirdi. Faks bu konuda çok faydalı oluyordu.

Bugün dağ başından bile haber, foto ve görüntü, teknoloji sayesinde gönderebiliyoruz.

Fotoğraf ve görüntü çeken cep telefonları da çok işimize yarıyor.

Haber araştırması sırasında en zorlandığım konu diğer arkadaşların da başına gelmiştir, “bilgi veremem” di. Mesela, ‘hocam, sınıfınızda kaç kız kaç erkek öğrenci var?’ sorusuna ‘bilgi veremem’ cevabı oluyordu.

Bunun neresi sır, neresi mahzurluydu?

Daha neler neler…”

 

  • BIST 100

    9524,59%-0,06
  • DOLAR

    32,54% 0,29
  • EURO

    34,72% 0,12
  • GRAM ALTIN

    2492,20% 0,33
  • Ç. ALTIN

    4168,04% 0,00
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22