İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM


FETO 14 AĞUSTOS 2016 TARİHİNDE TÜRKİYE´ DE DEPREM TETİKLEYEBİLİR Mİ?

FETO 14 AĞUSTOS 2016 TARİHİNDE TÜRKİYE´ DE DEPREM TETİKLEYEBİLİR Mİ?


Önce anlaşalım. 15 Temmuz 2016´ da FETÖ darbe filan yapmadı. ABD´ nin FETÖ örgütü adı altında TSK´ ya sızdırdığı ?vatan haini? etki ajanları ile bu askeri darbe girişimini resmen ABD´ nin kendisi yaptı. Fethullah Gülen burada sadece ABD´ nin rolünü gizleyip,  gerçekleri saptırmaya yarayan, ülkemize düzenlenen operasyonun üzerini örtmeyi sağlayan bir maske olmaktan ibaret. Biz yapılan askeri darbe girişiminden direkt olarak ABD´ yi sorumlu tutmak yerine hâlâ daha Fethullah Gülen Türkiye´ ye iade edildi-edilmedi türünden gereksiz ve lüzumsuz, pratikte hiçbir fayda sağlamayacak anlamsız işler ile didişiyoruz. Yılanın başı (ABD) dururken kuyruğu ( FETÖ) ile uğraşıp vakit geçiriyoruz.

Peki, ABD´ nin 15 Temmuz´ da yaptığı darbe başarısızlığa mı uğradı? Halk tankların önüne yatarak gerçekten darbeyi önledi mi? Ne münasebet? ABD darbe girişiminin başarısız olmasını zaten önceden kurgulamıştı. Her şey plana uygun olarak işledi. Darbe girişimi ile hedeflenen şey aslında çok daha farklıydı. ABD askeri bir darbe ile mevcut yönetimi değiştirmeyi değil, düzenlediği operasyonlarla ülkede büyük çapta iç karışıklıklar çıkararak ülkeyi tam anlamı ile bir kaosa sürüklemeyi amaçlıyordu.

Aslında ABD günümüzde olan bitenin sinyallerini daha 2002 yılında gerçekleştirdiği Millenium Challange tatbikatında vermişti. 

2002 yılında gerçekleştirilen Millenium Challange tatbikatının senaryosu gereği, işgal edilmesi planlanan hedef bir ülkede ( Türkiye? ) önce çok yıkıcı bir deprem meydana gelir, bu deprem ile eş zamanlı olarak uluslararası bir mahkeme bu ülkenin sınırlarını ilgilendiren bir konuda ulusal çıkarlarına ters düşen hukuki bir karar alır. ( Hatay ?) Bu arada hedef ülkede bir askeri darbe gerçekleşir ve hedef ülke çok yakınında bulunan bir ada ülkeyi ( Kıbrıs? ) abluka altına alır. Hayati öneme haiz, petrol ve doğalgaz deniz ulaşım yolları üzerinde bulunan bu adanın ablukaya alınması ile birlikte ABD harekete geçer ve Amerikan ordusu 96 saat içinde hedef ülkeyi işgal etmeye çalışır.

Gerçekleştirildiği dönem itibarı ile medyada pek fazla yer bulmayan ?Millenium Challenge? tatbikatı ülkeyi yönetenler tarafından ?tekrar? irdelenmeli ve ayrıntılar üzerinde dikkatle durulmalıdır. Cumhurbaşkanı baş danışmanı İbrahim Kalın bunları önceden bilmeli, bilmiyorsa bile öğrenmelidir. Çünkü ABD´ nin bundan sonra atacağı adımların önüne geçmek için önceden yaptıklarını çok iyi anlamış olmak gerekir.

Bu tatbikat 24 Temmuz-15 Ağustos 2002 tarihleri arasında ABD ordusu tarafından Nevada çöllerinde gerçekleştirilmiş olup adı " Millenium Challenge ( Bin Yılın Meydan Okuması)" dır  Tatbikat tarihi olarak özellikle Lozan Antlaşması´nın imzalandığı 24 Temmuz tarihi seçilmiş olması da ayrıca ilginç bir detaydır. Tatbikatın adı olan Millenium Challenge ( Bin Yılın Meydan Okuması ) ise Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu´ nun 28 Şubat süreci 1000 yıl kararlılıkla sürecek açıklamasına misilleme olarak özellikle seçilmiştir. 28 Şubat süreci ile başlayan süreç, Türkiye´ nin NATO ittifakından uzaklaşıp Avrasya´ ya yaklaşması şeklinde özetlenebilecek şekilde ?eksen kayması? olarak değerlendiren ABD süreci kendisine karşı yapılmış bir tehdit olarak algılayıp ABD, 2002 yılında buna bir "meydan okuma tatbikatı" ile cevap vermişti. Bu tatbikatta ABD ordusu, tarihinin en büyük askeri tatbikatını gerçekleştirdi. California eyaletinin Nevada Çölü´nde gerçekleştirilen bu tatbikat, yapıldığı döneme kadar ABD Silahlı Kuvvetleri´ nin yaptığı en geniş kapsamlı tatbikattır ve bütün ordu birliklerini temsilen 13.500 askerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Dahası bu tatbikatta sadece ordu birlikleri değil, tatbikatın konusu ve kapsamı gereği CIA,  ABD Dışişleri Bakanlığı ve Merkez Bankası yani ABD´nin bütün güç parametreleri yer almıştır.

Bu tatbikatın senaryosunun herhangi bir yanlış anlaşılmaya gerek bırakmayacak derecede Türkiye´ yi hedef alıyor olması da çok açık, o günden bu güne yaşananları hatırlamakta ve bazı saptamalarda bulunmakta sayısız yarar görüyorum. Öncelikle, şunu belirtmek gerekir ki bu tatbikatın gerçekleştirildiği dönemde, dünyada seferberlik emrini 96 saatte gerçekleştirebilen tek ordu Türk Silahlı Kuvvetleri idi. Senaryoda kurgulanan ?yıkıcı deprem?  ise Türk insanına zaten aşina gelecektir. 17 Ağustos 1999 Kocaeli depremi´ n den sonra çeşitli psikolojik harp yöntemleri ile pompalanan medya haberleri aracığıyla halk İstanbul Depremi´ ne psikolojik olarak hazırlanmıştı. Ayrıca tatbikatın yapıldığı California´daki Kuzey Anadolu Fay Hattı´na eş bir fay hattı olan San Andreas Fayı bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır.  Komşu bir ada ülkeye yapılan abluka operasyonu ve ülkede askeri darbe yapılması ise bu tatbikatın Türkiye açısından en ilginç noktalarıdır.

Son günlerde basında yer alan ve çeşitli gazetelerde manşet olan deprem haberleri dikkat çekicidir.

Hürriyet Gazetesi : Le Figaro: İstanbul´da deprem basıncı en yüksek seviyede

Haber Sol : Fransız gazetesi Le Figaro´dan İstanbul için deprem uyarısı

Amerikanın sesi : Le Figaro: İstanbul´da Deprem Tehdidi

Cumhuriyet Gazetesi : İstanbul için art arda deprem açıklamaları: Fransızların korkutan uyarısına, Kandilli´den yanıt

Fransız Le Figaro Gazetesi : İstanbul´daki deprem riskinin her zaman olduğundan daha fazla kritik değerlerde olduğunu belirterek "İstanbul´un tektonik tabakalar altındaki fay hattında basıncın en yüksek seviyede olduğunu" yazdı.

Araştırmalarda İstanbul´daki iki fay hattının bloke durumda olduğu belirtikerek uzun zaman boyunca hareket etmemiş iki levhanın deprem açısından şiddetli sonuçlar doğurabileceğini kaydedildi.

/resimler/2016-8/9/1042521832488.jpg

´MARMARA DENİZİ´NDEKİ İKİ FAY HATTI BURUN BURUNA´

Voice of America´ da ( Amerika´nın sesi ) yer alan habere göre, Marmara Deniz tabanında deprem olasılığını araştırmak için gelen uluslararası bilim heyetindeki Fransız uzmanlar, son araştırmaların "iki fay hattının burun buruna olduğunu ve hareket etmediğini, ancak ilk hareketlilikte 2 metreye kadar kayma yaşanabileceğini ve bunun 7 ila 8 richter büyüklüğünde bir depreme yol açacağını söylediler.

/resimler/2016-8/9/1038284952401.jpg

´ÇOK BÜYÜK BİR RİSK VAR´

Marmara Denizi altında karşılıklı sıkışan iki fay hattının yaratacağı deprem etkisinin ufak hareketlerle hissedilmeden geçip geçmeyeceğini araştırmak üzere aralarında Fransız bilim adamlarının da bulunduğu uluslararası bir uzman ekip kuruldu.

Projeye katılan Batı Bretagne Üniversitesi jeofizikçisi Jean-Yves Royer, "Suların elektromanyetik dalgaları bloke etmesi nedeniyle fay hareketlerini GPS aracılığıyla ölçemiyoruz. Bunun üzerine 2014 yılı sonunda, Marmara Denizi´nde, İstanbul´un güneyindeki bölümüne, 800 metre derinlikte, fay hattının 1700 metre uzunluğunda, ses dalgalarını ölçen akustik balizlerden oluşan bir ağ yerleştirdik. Fay hatlarının ayrışma uzaklığını ölçmek için balizler kendi aralarında iletişim sağlıyor. Ama bu sistem, dalga hızını belirleyen suyun sıcaklığı, basınç ve tuzluluk oranı gibi etkenlerin de çok iyi bilinmesini gerektiriyor "dedi.

/resimler/2016-8/9/1039006671782.jpg

"ÇOK BÜYÜK RİSK VAR"

Uluslararası uzman ekip Geophysical Research Letters adlı bilim dergisinde araştırmalarının ilk 6 aylık bölümünün sonuçlarını yayınladılar. Royer, "Balizler arasındaki uzaklıkları net bir şekilde ölçtük. Ve bir hareketlilik tespit etmedik. Bir yıllık gözlem rakamları da geldi. O da bu tespiti doğrular nitelikte. Fay hattı bloke olmuş durumda. Bu bizim için sürpriz olmadı ama son derece güzel bir deneysel onay anlamına geliyor. Emin olmak için deneylere devam etmek gerekiyor. Ama bu bulgu aynı zamanda çok büyük bir risk olduğunu doğruluyor ve bu çok endişe verici" diye konuştu.

Marmara Denizi altındaki ses balizlerinin 5 yıl deney alanında kalması öngörülüyor. Eğer sistemin dayanıklı olduğu görülürse, bu sistem deniz altını izleyen "sismografların da eklendiği sürekli bir izleme sistemine" çevrilebilecek.

/resimler/2016-8/9/1041501987558.jpg

KANDİLLİ´ DEN YANIT: MARMARA´ DA ANORMAL BİR DURUM YOK

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 7 gün 24 saat sismik olarak Marmara Denizi´ni izlediklerini belirterek, "ekstra anormal bir durum yok" dedi.

"Marmara´da bilimsel çalışmalar devam ediyor. 7 büyüklüğünde deprem olacağı bilgisi sürpriz bir bilgi değil. 7 gün 24 saat sismik olarak Marmara Denizi´ni izliyoruz. Ekstra anormal bir durum yok. Halkı normal günlerin dışında paniğe sevk edecek bir durum söz konusu değil. Yazıda ´depremin 7 ila 8 büyüklüğünde olabileceği, ancak bunun bugün mü 30 sene içinde mi olabileceğini bilinmediği´ yer alıyor" ifadelerini kullanan Özener, "Biz bunu 20 sene önce söyledik. Aynı gerçeklik devam ediyor, anormal bir durum yok. Depremin yeri ve büyüklüğü ile ilgili yeni haberler değil. Depremin nerede olabileceğini, ne büyüklükte olabileceğini tahmin edebiliriz ama zamanını söyleme şansımız yok. Bundan 6 ay önce de benzer yazılar çıktı, bu tür yazılar sürekli çıkıyor" şeklinde konuştu.

/resimler/2016-8/9/1040594799106.jpg

SİSMİK KALEM´ İN YORUMU:

Bana göre İstanbul´ un sismik riski zaten çok yüksek değerlerde. Bu risk dünden bu güne artmadı ya da azalmadı. İstanbul Depremi her an kapımızı çalabilir. Doğal yollardan olursa bu deprem 24 Mayıs 2014 tarihli 6,5 büyüklüğündeki Gökçeada Açıkları Depremi yüzünden Prens Adaları önündeki Adalar Fayı´ nın kırılması şeklinde başlamayıp, Tekirdağ Açıkları´ n daki deprem odağında başlayacak. Büyük bir olasılıkla Ganos Fayı, Orta Marmara Fayı hatta Adalar Fayı kırılıp magnitüd 7,6 yı bulabilecektir. Zamanı ise çok yaklaştı. Peki, İstanbul depremi zamanının dolması beklenmeden suni yollardan tetiklenebilir mi?

/resimler/2016-8/9/1040244798394.jpg

İSTANBUL DEPREMİ SÜRESİ DOLMADAN SUNİ YOLLARDAN TETİKLENEBİLİR Mİ?

Ne yazık ki, elektromanyetik ( EM)  dalgalar üreterek, bu EM dalgalarını mevcut fay hatlarına yönlendirerek zaten önceden defalarca kırılmış olan fay hatlarını suni yöntemlerle kırarak suni depremler oluşturmak günümüzde artık bir varsayım olmaktan çıkmış olup, kişisel görüşüme göre 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi bu yöntem ile suni olarak tetiklenmiştir. 17 Ağustos 1999 depreminin odak merkezinin tam olarak Gölcük Donanma Komutanlığı olması bunun en çarpıcı kanıtıdır. Böyle bir olay tesadüfen gerçekleşmiş olamaz.  Yeryüzünde günümüzden 100 yıl kadar önce Tesla tarafından başarı ile uygulamış suni deprem denemeleri o dönemdeki Amerikan Gazeteleri´ nde yazmaktadır. Ses dalgaları ile böbreklerimizdeki taşları ameliyatsız olarak kıran teknolojiler bulunmasının üzerinden 20 yıl geçti. Dünya´ nın diğer ucundan, okyanus ötesinden cep telefonu ile arandığınızda karşınızdaki kişinin sesini size ulaştıran yine aynı elektromanyetik dalgalar değil mi? Arandığınızda telefonunuz titreşim hareketi yapmıyor mu?

Niikola Tesla adında dahi Sırp asıllı bir elektrik mühendisi mucit 1930´ lu yıllarda Tesla Osilatörü adı verilen ve Elektromanyetik Dalgalar üreten bir cihaz icat ederek suni depremler tetiklemeyi başarmıştır, ve meydana gelen depremler yüzünden dehşete kapılan halkın yoğun şikayetleri yüzünden polis zoru ile New York kentinden kovulmuştur. Bu olayı o günlerde çıkan gazeteler günlerce yazmışlar ve böylece belgelemişlerdir.

Tesla´ nın deprem makinası (Nikola Tesla´s Earthquake Machine: With Tesla´ s Original Patents Plus New Blueprints to Build Your Own Working Model ) orijinal patenti ile birlikte, www.amazon com´ da internet üzerinden hediyesi $10´ a satılmaktadır. Bu kitabı okuyarak ve deprem makinasının çalışma prensiplerini uygulayarak, 15 yaşındaki Hintli bir öğrenci evinde düzgün çalışan deprem makinası imal edebilir ama bu işii NASA´ daki Harvard, MİT mezunu bilim adamları yapmaya kalktığında bazı sakarlıklar oluşabilir. Daha atmosferden çıkamadan düşürdükleri uzay mekiklerini hatırlayınca sanırım böyle düşünmeye hakkım var.

Benim Tesla´ nın deprem makinasının deprem tetiklediği konusunda hiçbir tereddüttüm yok da Tesla´ nın ölümünden sonra Tesla´ nın bıraktığı yazılı dokümanları yıllarca inceleyen ve HAARP projesini geliştiren ABD´ li şaşkoloz bilim adamlarının bu işi Nikola Tesla gibi yüzlerine- gözlerine bulaştırmadan doğru düzgün becerebilecekleri konusunda bazı şüphelerim var. Örneğin İstanbul´ da deprem oluşturmak isterken hesap hatası sonucu yanlışlıkla Güney Marmara´ da büyük bir depremi tetikleyebilirler.

Kocaeli Depremi´ ni tam olarak deprem merkezinde yaşamıştım. Depremden önce çok büyük gecenin sessizliğini delip geçen aşırı gürültülü bir patlama olmuş, devasa bir alev topu göğe yükselmişti. O anda atom bombası atıldığını zannetmiştim.

Depremden sonra 17 Ağustos depreminin başlangıç anına ait video görüntülerini, PETKİM´ in güvenlik kamerası ile çekilmiş kayıtlardan defalarca izlemiştim. Önce köpekler havlıyor, sonra şiddetli bir patlama oluyor, ateş topu çıkıyor sarsıntılar daha sonra başlıyordu. Deprem anında PETKİM Lojmanları´ nın lojman kapısında nöbet tutan bekçiler elektrik çarpması olayı yaşadıklarını sözlü olarak bana nakletmişlerdi.

Endonezya, Çin, Haiti, İran ve Japonya depremleri Tesla´ nın deprem makinasının marifetleri olabilir. 9,4 lük son mega deprem yüzünden Japonya´ nın ekonomik gücü neredeyse sıfırlandı. Siyasi konjonktüre bakıldığında, artık ne hikmetse (?) büyük depremler hep ABD ile iyi geçinemeyen ülkelerde meydana geliyor ( ! ) Bunlar sadece bir tesadüften mi ibaret acaba?

NOT: FETÖ´ nün İstanbul´ da bir deprem tetikleyebileceği konusu kamuoyunda yankı bulursa ABD planda revizyona giderek başka bir yerde, mesela İskenderun Körfezi merkezli çok büyük bir Hatay Depremi´ ni tetikleyebilir.

soner kartli
13.08.2016 14:47:07
Siz niye boyle yapiyorsunuz niye insanlar olduru nolur durdurun

  • BIST 100

    9524,59%-0,06
  • DOLAR

    32,54% 0,29
  • EURO

    34,72% 0,12
  • GRAM ALTIN

    2492,20% 0,33
  • Ç. ALTIN

    4168,04% 0,00
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22