Değerli kardeşim Sait Üçkılınç, “Firgun” isimli ikinci şiir kitabının önsözünde bana da teşekkür etme inceliğini gösterirken, şöyle demiş:
“Bir husus var ki, bahsetmeden geçmek olmazdı. Şiirlerimin tamamını okuyup, daha siz değerli okuyucularıma ulaşmadan ilk kontrollerini yaparak bana ‘Yazmaya devam et’ diyen değerli büyüğüm Önder Balıkçı’ya bu satırlarla teşekkürlerimi gönderiyorum.”
Sait kardeşim, incelik göstermiş. Asıl ben ona teşekkür ediyorum, bu duyarlılığı için.
1972 yılından bu yana gazetecilik mesleğinin içindeyim. Bu süre içinde çok vefalı insanlarla da tanıştım, nankörlerle de…Çok iyi dostluklar da edindim, yalan, dedikodu ve iftiradan beslenmeye çalışanlarla da karşılaştım. Ne yapalım, mesleğin cilveleri bunlar…
Ancak şu noktanın altını özellikle çizmek isterim ki, benim deneyimlerimden yararlanmak isteyen, benden yardım isteyen herkese kapım da gönlüm de her zaman açık oldu. Deneyimlerimi, bilgilerimi o kişilerle cömertçe paylaştım. Aslında karşılıklı her paylaşım, benim açımdan da yararlı oldu, çünkü ben de bu paylaşımlarım sırasında yeni bilgiler edindim.
Neyse, biz gelelim, “Zaleyli”nin ardından Sait Üçkılınç kardeşimin ikinci kitabı olan “Firgun”a…
“Firgun”, İbranice kökenli bir sözcük. “Başkasının mutluluğundan mutluluk çıkarma, bencil olmama” anlamını taşıyor.
Kitabı bir solukta okudum. Sait kardeşimin yüreğinden imbikle süzülür gibi yazdığı şiirlerden oluşuyor, “Firgun”…Öyle süsleme kaygısı, sanat yapmaya çalışma özentisi yok. Saf ve tertemiz duyguların dile geldiği dizeler…
Kutluyor, “Firgun”u okumanızı öneriyor ve yeni kitaplarını bekliyorum, sevgili kardeşim Sait’in…
“Firgun”dan sizler için “tadımlık” bir şiir seçerken zorlandım.
İşte bu şiirlerden biri:
KORKUYORUM
Mevsimlerden kış,
Kırık bir dal ve kuru bir yaprak,
Korkuyorum…
Ne fırtınalardan,
Ne de şu berbat kara kıştan,
Zamansız bir rüzgâr seni düşürecek diye dalından,
Korkuyorum…
Ya da karlar yağacak sabaha kadar üstüne,
Üşüyeceksin…
Üzerine tüneyen serçe kuşu o akşam gelemeyecek,
Bir yudum su içemeyecek diye elinden,
Korkuyorum…
Ve korkuyorum
Ölmeyeceksin diye ecelinden,
Ya nazar değecek sana,
Ya çatlatacaksın şu kızgın güneşi hasedinden…
İşte o gün başını eğecek sana tüm gökyüzü,
Ve gezegenler alkış tutacak avuçları kabarıncaya kadar,
Parlayan bir çift göz görürsen karanlıkta, korkmayasın,
Sevdadandır…
