İster Avrupa’da oynadığımız maçların kalitesi isterse maçlarda aldığımız neticeler olsun bu gün hem kulüpler bazında hem de milli takım olarak UEFA sıralamasında 13. sıraya kadar gerilediğimizi görüyoruz.
Aslında devlet olarak son yıllarda futbol sahalarımıza da el atıldığını, statların yenilendiğini, saha zeminlerimizin yüksek standartlara kavuştuğu da futbol adına önemli adımlar olara görüyoruz ama ne yazık ki hala modern futbol dediğimiz sistemli bir oyundan çok uzaklarda çalışmalarımızı devam ettirdiğimizde bir gerçek.
Ve bu gün Avrupa futboluna baktığımızda bir taraftan hızla gençleştirmeye önem verilirken düğer taraftan da bilimselliğe önem verildiğini konu uzmanlarının kamu oyu önünde yaptıkları tartışmalarından öğreniyoruz.
Dolayısıyla bir seyirci olarak hangi açıdan bakarsak bakalım çağdaş futbol olarak aklımızdan geçenlerle bizim sahalarda ortaya koyduğumuz futbol anlayışımız arasında büyük farklar olduğunu görüyoruz..
Özellikle takımlarımızda tecrübeyi öne çıkartarak gençlere yer vermekten kaçınarak yaşları 30’a yakın veya üzerindeki futbolcuların takım on birleri içinde fazlaca yer bulmaları nedeniyle oyun temposunda beklediğimiz bir hızlanmayı hala başarmış değiliz.
Bir de oyun içinde yıllardır tanık olduğum bir olumsuzlukta hakemlerimize olan itirazlar meselesidir. Yıllar önce Erdekspor’da yöneticilik yaparken bir teknik adamımız futbolcuları ile yaptığı bir konuşma sırasında futbolcularına, maç içinde bir oyuncu olarak sadece topu düşünmelisiniz, eğer sizler çalınan her düdük sonucu hakemlere itiraz ettiğinizde konsantrasyonunuzu bozduğunuzu ve dolayısıyla takım ciddiyetine olumsuz katkılar yaptığınızı asla unutmayınız dediğini hiç unutmuyorum..
Bu arada son zamanlarda ekranlarda izlediğimiz gereksiz fauller, abartılı sakatlıklar gibi dışarıdan çok kötü görülen centilmenlik dışı hareketlerden de uzaklaşmanın bir yolu bulunmalı bence.
Hızlı oyun derken geçen akşam izlediğim bir Avrupa maçında hiç abartmıyorum, bir ara kaleciler hariç diğer tüm oyuncuların hareket halinde olduğunu görünce böyle bir temponun bizim ülkemizdeki bu yaşlı ağırlıklı kadrolarla asla başarılamayacağını düşündüm.
Ne yapılmalı konusuna gelince; Bu konuda televizyon ve yazılı basında çok örneklerin olduğunu iyi biliyorum. Ama ben TFF’nun mutlaka sorumluluk alarak kulüplerimize yeni yaptırımlar getirmelidir diyorum. Örneğin her profesyonel kulüp kendi kulüpleri için bir teknik adamını futbol eğitimi için Avrupa’ya göndermeli bence. Dolayısıyla bu gün Avrupa futbol takımları futbol eğitiminde nasıl bir yol izliyorsa bizlerde artık bu yolun içinden yürümeliyiz derim. Daha doğrusu çok bildiğimizi zannettiğimiz futbol oyununun artık zor tarafını da görerek çözümün mutlaka bilimselliğin içinde aranması gerektiğini düşünmemiz gerekiyor. Çünkü futbol sadece futbol olmayıp içinde psikolojiden sosyolojiye, adam yönetiminden teknik bilgiye, beden eğitiminden ekonomiye, sağlıktan beslenmeye kadar birçok bilimselliği barındıran devasa bir konular demeti olduğunu artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Demem o ki bu konular sadece futbol oynamakla kazanılmıyor, öğrenmekle, okulla olabiliyor. Lafla, hayalle hiç olmuyor, olamayacak da.
