Gece çıkan bir kararname ile Merkez bankası başkanı görevden alındı. Tartışmanın tek taraflı olmaması için İstanbul sözleşmesi de yürürlükten kaldırıldı. Tek tartışma olmasın bazıları merkez bankası başkanının görevden alınmasını tartışsın. Bazıları da İstanbul sözleşmesini tartışsın diye ikisi bir arada olsun diye düşünülmüş olabilir.
Bu merkez bankasında bir şeyler oluyor gibi sık sık başkanlar görevden alınıyor. Cumhurbaşkanı dinlemiyorlar diyor. 20 ayda 4 tane merkez bankası başkanı görevden alındı. Bunlar ülkenin menfaatine olacak kararlar almadıkları için mi görevden alındı? Yoksa ülkenin menfaatine olacak kararlar aldılar da cumhurbaşkanına danışmadıkları için mi görevden alındılar?
Görevden alınan merkez bankası başkanı Naci Ağbal. Görevden alındığı için cumhurbaşkanına teşekkür ediyor. Bunun anlamı ben bu işin içerisinde çıkmayacaktım iyi oldu anlamına da gelir. Olumsuzluk anlamına da gelir. Muhalefet bu para nereye gitti diye sorup duruyor. Bu para ortaya çıkmasın diye mi banka başkanları görevden alınıyor? Bunlar bu merkez bankasını yönetemiyorlar diye. Berat Albayrak tekrar merkez bankasının başkan getirilirse hiç şaşmayın. Merkez bankasında bir şeyler varda? Ortaya çıkmasın diye mi?
Bu merkez bankası başkanları sık sık görevden alınıyor. Ateşin dumanı nasıl gizlenemiyorsa? Gizli kalan bir şeyde mutlaka bir gün ortaya çıkar. Bir yerde bu kadar bir tutarsızlık olmaz. Merkez bankası başkanlığı önemli bir makam. Buraya ehli olan kişiler mi atanmıyor? Ne olduğunu anlamak mümkün değil. Allah bu banka için kim hayırlı ise onun getirilmesini nasip etsin.
Gece çıkan ayni kararname ile İstanbul anlaşmasından da çıkıldı. Bu İstanbul anlaşmasının gerçekleşmesine ev sahipliği yapmışız. Onun için İstanbul sözleşmesi ismi konmuş. Ve sözleşme 2011 senesinde mecliste onaylanmış. Meclisin iradesi hiç göz önüne alınmadan kararname ile yok hükmünde olmuş. Ben onu tanımıyorum! Bunu tanımıyorum demekten dolayı ülke itibar kaybetmiştir. Bu İstanbul sözleşmesi kadınlar için bir güvence olmuştur.
İçişleri bakanı “bizim kadınları koruyacak kanunlarımız” var diyor. Pekiyi varda? Hangi kadın cinayetine bu kanunlar uygulandı? Hadi getirin kadın cinayetlerine ve çocuk istismarcılarına idam cezasını. İçişleri bakanı fazla kadın cinayeti yok diyor. Daha artmasını mı bekliyor acaba? Daha ne olsun geçen sene 300 kadın öldürülmüş. 2021 senesinde de her gün olmazsa iki günde bir kadın cinayeti işleniyor. Bu cinayetler bazen bir kişi ile de kalmıyor.
Çocuklar, anne, babalarda öldürülüyor. İktidarın söylemleri tutarsızlıklarla dolu. Kadın erkek eşitliğini kabul ediliyormuş gibi gözükseler de kesinlikle bunu kabul etmiyorlar. Bu kadın cinayetlerinin önlemesi için. Mutlaka idam cezası getirilmelidir. Avrupa birliğine idamın kaldırılması için söz verilmişse?
Biz bu sözleşmeden ayrıldık deyin. Nasıl İstanbul sözleşmesinde çıktık deniyorsa. İdam cezası antlaşmasından da çıktık denilsin. Allah huzurunda kadın erkek ayrımı yoktur. Hatta kadınlar erkeklerden üstün sayılmaktadır. Şayet bu İstanbul sözleşmesinde beğenmediğiniz bir madde varsa onu değiştirin.
Amma bu İstanbul sözleşmesinden çıkılmasın. Peygamber efendimiz (SAV) bir hadisinde Şöyle buyuruyor. “Kadınlara kötü davrananlardan ben davacı olacağın” diye buyuruyor. Bugünlerde ülkede olan olaylara akıl sır erecek gibi değil. İşler gün geçtikçe Arap saçına dönüyor. Andımızın kime zararı vardı da kaldırıldı? İstanbul sözleşmesinin kime zararı vardı?
Ne mutlu türküm diyenin kime zararı vardı? Bu ülkende yaşayan 60 milyona yakın Türk var. Türk kelimesinin kullanılmasının kime zararı var? Geçmişle uğraşmayı, geçmişte bu ülkeye hizmet edenlerle uğraşmayın. Konya üniversitesinden Süleyman Demirel ismini kaldırmakla Demirel’in unutturmanın kime faydası var? Bugün ona yapılan yarın size de yapılır. Tarih tekerrürden ibarettir. Ne ekilirse o biçilir. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne Mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
22 – 03 – 2O21 Mustafa KOÇAL
