Pazartesi . . . . . .
Bu küçük kentte pazar var.
Pazarda yok yok.
Her yer insan.
Herkes bir yere koşturuyor.
Ne serseri bir gün.
Konuşan, bağıran, çağıran, seyreden.
Dalıyorum sürünün içine, kayboluyorum.
Anarşizm.
Salı . . . . .
Birdenbire sessizlik.
Birdenbire yok oluş.
Her şey ve herkes yorgun gibi.
Adı unutulmuş gün.
Çarşamba . . . . . .
Şu lodosu bir türlü sevmedim.
Havanın orospusu.
Çırılçıplak dalgalar rıhtımın ihtiyar taşlarını okşuyor.
Sokaklar deniz kokuyor.
Perşembe. . . . . . .
Arada sıkışıp kalmış bir gün.
Çarşambadan sonra, cumadan öne bir gün.
Güzel bir hava.
Tam bahçelik.
Dostlarla bahçelerine bir ziyaret.
Toprak kokusu, ağaçlarla sohbet,
kuşların şarkılarında, suyun başında yemek. . .
Cuma. . . . . . . .
Balıkların suyunu tazeliyorum.
Yemliyorum.
Balkondaki tabağa kumruların yemlerini koyuyorum.
Yemekten sonra dans.
Cumaya koşturan insanlar.
Dua.
EY BENİ KURTARAN, SARAN SARMALAYAN,
RUHUMU ARINDIRAN SEVGİ,
ÖP BENİ.
Cumartesi . . . . . . .
Balıkçı Enver Abi´yi bekliyorum.
Her cumartesi olduğu gibi, deniz sonsuz bereketinden ne sunarsa?
Temizlemek benden.
Pişirmek ve salata hanımdan.
Balkonda ıhlamur kokulu bir
sofra, bir - iki kadeh rakı. Mekruh
gitmesin, mübarek. "Yaşamak güzel
şey Taranta - Babu, yaşamak güzel
şey anasını satayım."
Komünist şair Nazım Hikmet.
Ölümsüz.
Pazar. . . . . . . .
Varsılların göbek kaşıdığı gün.
Yoksullar, hep vardiyalı mahkumlar.
Kent, güzel kadınların ne şahane.
Kızların kokusu ile sarhoş.
Gençler günlük sevişmelerin peşinde.
Bu insan harmanında, yaşanan
her boyuttan fotoğraf kareleri.
Şenlikli soytarı maskeleri.
Yine Pazartesi . . . . . . . .
Her yerde kuyruk.
Her yerde çocuk.
Herkes bir şey yiyor.
Aman yarabbi, ne çok, ne serseri
bir tüketim yarışı.
Pazar yeri atıkları bir yoksul Afrika ülkesini doyurur.
Karanlık, yoksulluğu örtüyor.
Yine . . . . Salı . . . . .
İnsanoğlunun aklı muhteşem.
Her doğan güneşle birlikte, yeni bir
an oluşturmuş ve adına "GÜN" demiş.
Her yeni gün, hayatında yeni bir sayfa,
yeni bir ışık, yeni bir umut doğurmuş.