Aslan, yakaladığı bir yaban öküzünü parçalayıp hapur, şupur yiyormuş. Çevresinde bir sürü çakal, sırtlan, yabani köpek, tilki, akbaba, salya sümük dolanıp duruyorlarmış yaban öküzünün çevresinde. Oradan geçen filin dikkatini çekmiş bu görüntü. Durmuş, aslana sormuş:
- Yahu aslan kardeş, ne bekliyor bunlar allasen?
Aslan nefes almış, kükremiş.
- Kemik bekliyorlar, demiş.
X X X
Genç aslan tarafından tahtından indirilen yaşlı aslan, süklüm püklüm ormanın ıssız derinliklerinde dolaşıyormuş. Bir tümseğin üstüne tünemiş. "Şöyle bir kükreyeyim, yer gök inlesin anasını" demiş. Cılız bir kükreme ile birlikte kıçından kuvvetli bir gaz çıkarmış. Biraz ötedeki tavşan kıs kıs gülmeye başlamış:
- Ne ulan haspa, demiş aslan, "sen beni gençken, tahtımda otururken görecektin"
X X X
Tilkinin biri ağaç gölgesinde uzanmış, dişlerini temizliyormuş. Uzaktan birkaç deve ile bir eşeğin geldiğini görmüş. Tilki meraklı ya sormuş:
- Nereye böyle efendiler?
- Valla gidiyoruz bir yere işte.
- İyi de koca develeri niye sen çekiyorsun be eşek kardeş?
- Ne yaparsın, cancağızım, Allah bunlara boy vermiş akıl vermemiş, akıl da bende olunca . . .
X X X
Kasabanın yaşlı semercisi, emekli olmuş. Yeni semerci işin acemisiymiş. Yaptığı semerler yüzünden tüm eşeklerin sırtı yara olmuş. Eşekler semercinin ölmesi için dua üstüne dua okumuşlar, semerci de ölmüş mü? Yerine gelen genç ve yakışıklı semerci daha da acemisiymiş işin. Eşeklerin güngörmüşü:
- Yahu arkadaşlar, anlaşıldı ki bu semercilerden çekeceğimiz var.
- Peki, ne yapalım, demiş diğerleri.
- Semercilerin ölmesi için dua edeceğimize, Tanrı’dan bizi eşeklikten kurtarması için dua edelim.
X X X
Bay tilkiye sormuşlar:
- Kaç tane kahramanlık öykün var?
- On bir tane, demiş.
Hayvanların en akıllısı ıstakoz sudan başını çıkarmış:
- Ne hakkında bunlar, bay tilki?
- Valla on biri de tavuklar hakkında, isterseniz birini anlatayım.
- Kes kes, demiş eşek, hep aynı hikaye, hep aynı hikâye . . .
