Helen Yayı’ nın doğu Akdeniz’ e uzanan devamındaki Rodos-Kıbrıs Yayı ( Levanten Hendeği ) nin varlığına rağmen, 28 Aralık 2013 tarihli, 64 km. odak derinlikli, 6,0 büyüklüğündeki Antalya Depremi; Kıbrıs Adası’ nın kuzey doğusundaki Antalya parazitik hendeğinde ( minik hendek) meydana gelmiş olması biraz şaşırtıcı olmuştu.
Güneyimizdeki Girit Dalma Batma Zonu (Helen yayı), Rodos-Kıbrıs Dalma Batma Zonu ile Kaş ve Antalya parazitik dalma batma zonları; Neotethys’ in Güney Kanadının geriye çekilen dalma batma zonları prosesi işlevi ile kapanmasından günümüze miras kalmış olan hendekler olup bu hendeklerin hepsi günümüzde aktiftirler ve Afrika Levhası’ nın devinimini üzerlerine almış bulunmaktadırlar.
Bunlardan Girit Dalma Batma Zonu günümüzde adeta tek başına etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı için bu devinimin büyük bir kısmını üzerine almıştır. Girit Dalma Batma zonunun yıllık dalma hızı 4 mm/ yıl’ dır. Kaş ve Antalya parazitleri ile Levanten Dalma Batma zonları ise devinimi aralarında paylaşmak zorunda kaldıklarından dalma hızları Girit Dalma Batma Zonu ile aynı olamaz. Bunların dalma batma hızları ise yaklaşık 2 mm/ yıl dır.
Afrika Kıtası’ nın karasal karakterli Ege Deniz tabanı ve Anadolu mini plakasının altına dalıp-batması ile betimlenen, Yunanistan’ ın güney-batısındaki İyon Denizi’nden başlayıp Girit Adası’ nın güneyinden geçerek Rodos Adası’ na doğru bir yay biçiminde uzanan Helen Yayı (Hellenic Arc) Avrupa’ nın sismik bakımdan en aktif yeridir.
Son olarak geçtiğimiz yıl,12 Ekim 2013 tarihinde Ege Denizi’nin güneyinde Girit Adası batısında 6,3 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti.
Helen yayı civarında her yıl yüzlerce M>4+depremi, onlarca 5>M>6 depremi meydana gelmektedir. Hatta yılda ortalama bir-iki kez M>6 depremi bile olağan sayılabilir.
Helen yayının maksimum deprem potansiyeli ise M>8+ dır.
Helen yayı Fethiye Körfezi’ ne gelip karaya saplandıktan sonra doğrultu atımlı Fethiye Transform Fayı’ na dönüşür ve Isparta’ ya kadar devam eder.
Son yıllarda yapılan istatistik çalışmaları ve gözlemler güney Ege’ de sismik aktivite artışı olduğunu göstermektedir.
Helen yayı civarındaki sismik aktivite artışı Gökova Körfezi ve çevresine de yansımaktadır. Helen Yayı depremleri bölgemiz ve ülkemiz için her zaman önemli ve tehlikeli olmuştur. Üstelik bu bölgede meydana gelen çok büyük depremlerin büyük tsunamiler oluşturup, Güney batı Anadolu’ nun antik kentlerini tahrip ettikleri tarihsel kayıtlardan çok iyi bilinmektedir.
Mora Yarımadası güneyinden başlayarak Helen yayı civarı ile Fethiye Körfezi arasında bir M>7 dalma-batma zonu depremi ana şoku olgunlaşmakta. Fethiye Körfezi’ nden Isparta’ ya kadar olan karasal alanda ise doğrultu atımlı (katil fay) Fethiye Fayı üzerinde yine aynı magnitüdlü doğrultu atım depremi olasılığı yükselmiş görünüyor.
Antalya Depremi, Helen Yayı’ nın gergin; Fethiye Transform Fayı’ nın ana şok hazırlığında olduğunu gösteriyor olabilir.
Güneyimizdeki Girit Dalma Batma Zonu (Helen yayı), Rodos-Kıbrıs Dalma Batma Zonu ile Kaş ve Antalya parazitik dalma batma zonları; Neotethys’ in Güney Kanadının geriye çekilen dalma batma zonları prosesi işlevi ile kapanmasından günümüze miras kalmış olan hendekler olup bu hendeklerin hepsi günümüzde aktiftirler ve Afrika Levhası’ nın devinimini üzerlerine almış bulunmaktadırlar.
Bunlardan Girit Dalma Batma Zonu günümüzde adeta tek başına etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı için bu devinimin büyük bir kısmını üzerine almıştır. Girit Dalma Batma zonunun yıllık dalma hızı 4 mm/ yıl’ dır. Kaş ve Antalya parazitleri ile Levanten Dalma Batma zonları ise devinimi aralarında paylaşmak zorunda kaldıklarından dalma hızları Girit Dalma Batma Zonu ile aynı olamaz. Bunların dalma batma hızları ise yaklaşık 2 mm/ yıl dır.
Afrika Kıtası’ nın karasal karakterli Ege Deniz tabanı ve Anadolu mini plakasının altına dalıp-batması ile betimlenen, Yunanistan’ ın güney-batısındaki İyon Denizi’nden başlayıp Girit Adası’ nın güneyinden geçerek Rodos Adası’ na doğru bir yay biçiminde uzanan Helen Yayı (Hellenic Arc) Avrupa’ nın sismik bakımdan en aktif yeridir.
Son olarak geçtiğimiz yıl,12 Ekim 2013 tarihinde Ege Denizi’nin güneyinde Girit Adası batısında 6,3 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti.
Helen yayı civarında her yıl yüzlerce M>4+depremi, onlarca 5>M>6 depremi meydana gelmektedir. Hatta yılda ortalama bir-iki kez M>6 depremi bile olağan sayılabilir.
Helen yayının maksimum deprem potansiyeli ise M>8+ dır.
Helen yayı Fethiye Körfezi’ ne gelip karaya saplandıktan sonra doğrultu atımlı Fethiye Transform Fayı’ na dönüşür ve Isparta’ ya kadar devam eder.
Son yıllarda yapılan istatistik çalışmaları ve gözlemler güney Ege’ de sismik aktivite artışı olduğunu göstermektedir.
Helen yayı civarındaki sismik aktivite artışı Gökova Körfezi ve çevresine de yansımaktadır. Helen Yayı depremleri bölgemiz ve ülkemiz için her zaman önemli ve tehlikeli olmuştur. Üstelik bu bölgede meydana gelen çok büyük depremlerin büyük tsunamiler oluşturup, Güney batı Anadolu’ nun antik kentlerini tahrip ettikleri tarihsel kayıtlardan çok iyi bilinmektedir.
Mora Yarımadası güneyinden başlayarak Helen yayı civarı ile Fethiye Körfezi arasında bir M>7 dalma-batma zonu depremi ana şoku olgunlaşmakta. Fethiye Körfezi’ nden Isparta’ ya kadar olan karasal alanda ise doğrultu atımlı (katil fay) Fethiye Fayı üzerinde yine aynı magnitüdlü doğrultu atım depremi olasılığı yükselmiş görünüyor.
Antalya Depremi, Helen Yayı’ nın gergin; Fethiye Transform Fayı’ nın ana şok hazırlığında olduğunu gösteriyor olabilir.