Soner Atabek EĞİTİMCİ YAZAR


Herkes bir yere yetişme derdinde!

Herkes bir yere yetişme derdinde!


Herkes bir yere yetişme derdinde!

Bütün büyük şehirlerde olduğu gibi, Bursa metrolarında insanlar telaş içinde. Açılan kapanan otomatik kapılar, inenler binenler, yaşlılar gençler, çocuklar iç içe.

Aniden bastıran yağmur sonrası Bursa caddelerinde koşuşturma başlıyor, insanlar ya dükkanların tentelerinin altına sığınıyor ya da metroya koşuyor. 

Bir metro çalgıcısı, gitar çalarak insanları eğlendirme ve üç-beş kuruş para kazanma derdinde, işinin en önemli parçası olarak yüzüne bir gülümseme yapıştırmış. 

Herhalde akşam eve gidince çıkaracak o sahte maskeyi.

Genç bir kız ağlayarak koşuyor çevresindeki insanlara hiç aldırmadan. Anlaşılan kalbi fena incinmiş. 

Üç genç delikanlı birbirlerine eşek şakası yapıyor. Çoğu genç kulaklıklarını takmış kafasını cama yaslamış hüzünlü hüzünlü yolculuk yapıyor. 

Diğer tarafta oturanlar telefon ellerinde, dünyayla bağlantıyı kesmişler sadece ellerindeki alete bakıyorlar. 

Turistlerde var metroda: kiminin elinde bir roman, kiminin elinde dergi. Yaşlı bir teyzenin elinde zikirmatik, hafif yüksek sesle zikir çekiyor. 

Herkes bir yere yetişme derdinde.

Bende trendeyim. Biraz sonra Uludağ Üniversitesine gideceğim ve tren hareket halinde. İlerlerken yolda afişler gözüme çarpıyor. 

Seçim için tüm bilbortlar, hatta telefon direkleri bile koca koca resimlerle süslü. 

Herkes Bursa’yı şaha kaldıracak, çağ atlatacak güya... Hamasi sloganlar gözlerden kaçmıyor. 

Tren durakta duruyor, tekrar devam ediyor, inenler, binenler ayakta yolculuk edenler, yaşlılara yer vermeyen gençler ve yaşlılardan yükselen mırıldanmalar.... Ama o gençler yaşlıların dediklerinden bir şey anlamıyor: çünkü hepsi yabancı uyruklu, kimi Afgan, kimi Suriyeli kimi Irak’lı.

Metroda bir telaş, bir telaş!

İnsanlar kendilerine psikolojik bir dokunulmazlık alanı yaratmak için hiç göz göze gelmiyor ve hayattaki tek amaçları bir yerden başka bir yere ulaşmakmış gibi koşuşturup duruyorlar.

Oysa gelecek yıl, bu insanlardan bazıları hayatta olmayacak. On yıl sonra ise çoğu göçmüş olacak bu dünyadan.

Ya otuz yıl sonra? Herhalde pek azı görecek o günleri. Sonra hiçbiri kalmayacak.

Peki o zaman nedir bu telaş? Nedir bu çırpınma, bu başarı açlığı, bu ihtiras, bu para ve iktidar didişmesi? Genç kız niye ağlıyor? Köşedeki yaşlı adam niye böyle öfkeli? Ve neden insanlar bu kadar mahzun? 

Nasıl olsa hepsi, bekledikleri trenlere binip bir daha geri gelmemek üzere gidecekler.

Hem de hırslarını burada bırakarak!

Bursa metrosunda gördüğüm bu manzara, bana hayatın ne kadar geçici olduğunu ve aslında ne kadar da anlamsız telaşlara kapıldığımızı düşündürdü. 

Bir gün hepimiz bu dünyadan göçeceğiz. Geriye kalanlar ise bizim hırslarımız ve didişmelerimiz değil, sevdiklerimize bıraktığımız güzellikler ve anılar olacak.

O halde neden bu kadar telaşlıyız? Neden bu kadar hırslıyız? Neden birbirimize bu kadar mesafeliyiz?

Belki de biraz daha yavaşlamalı, biraz daha sevgi dolu olmalı ve her anın kıymetini bilmeliyiz. 

Hayatta bir yolcu misali gelip geçici olduğumuzu kabullenmeli, geçici bir hayat için de bu kadar telaşlanmamalıyız. 

Bursa metrosunda gördüğüm bu manzara, bana hayatın en önemli derslerinden birini verdi: "Hayat bir koşuşturma değildir, bir yolculuktur. Önemli olan varış noktası değil, yolda yaşadıklarımızdır."

Eğitimci Yazar

Soner Atabek

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Cumartesi 22.1 ° / 9.9 ° Güneşli
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

27.04.2024

  • İMSAK 04:23
  • GÜNEŞ 06:00
  • ÖĞLE 13:07
  • İKİNDİ 16:56
  • AKŞAM 20:03
  • YATSI 21:34